Ortam sesleri dediğim ,bazı programları,konuşmaları yazıya döküyorum..sayfa da varlar..Genelde çok uzunlar ama çok önemliler..seçiyorum..dönemi anlatırken bunlar bana lazım..Mesela Mısır da SİSİ darbeyle başa geçti..Türkiye bu darbeye karşı..çok öfkeli..zaten darbe haksız..ama daha bi başka çok öfkeli..Mehmet Görmez anlatırken anlaşılıyor..Dünyada ki her kötülük te Amerikanın parmağı var..ve o parmak bir Türk örgütü..biz bize olana yanarken meğer bizim içimizden çıkan..başında bizlerin besleyip büyüttüğü o örgüt dünyaya neler etmiş..SİSİ’nin torunlar Fetö’nün okullarında okuyormuş mesela..Afrika.?Afrika’da ziyan etmediği devlet yok herhalde..Türk’ün selamıyla gidip o devletlerin geleceğini nasıl ziyanet etmişler..Nasıl.?Mehmet Görmez anlatıyor..Daha neler anlatıyor neler…
Dinleyen:insanotu
Didem Arslan Yılmaz:İyi akşamlar..hoş geldiniz habertürke..tükiyenin nabzına..b
u akşam çok değerli bir konuğu ağırlıyoruz.kendisini on beş temmuz gecesi yani pazar gecesi telefon bağlantısıyla bir çok meseleyi konuşmuştuk..hatta ona da bir yayın sözümüz oldu..bir çok bazı meseleler havada kaldı gibi..ee sayın görmezden bahsediyorum..diyanet işleri eski başkanı profesör doktor mehmet görmeze ve sizlere de söz verdiğimiz gibi sayın görmez şu anda konuğumuz..sayın görmez hoş geldiniz..
Mehmet Görmez:hoş bulduk..
Didem Arslan Yılmaz:çok teşekkürler..yayın davetimizi..
Mehmet Görmez:estağfurullah..
Didem Arslan Yılmaz:kabul ettiğiniz için..ee bu akşam değerli gazeteciler habertürkten nihal bengisu karaca,posta gazetesi yazarı nedim şener,sabah gazetesi yazarı ferhat ünlü..onlar soracaklar benim modarasyonumda zaman zaman benim..zaman zaman onların sorularını sayın görmez yanıtlıyacak..ee bir çok başlık var sizle konuşmak istediğimiz sayın görmez..dediğim gibi biz o akşam on beş temmuz gecesini konuştuk…biraz daha öncesine gittik..ee ama ben sizi biraz daha öncesine götürmek istiyorum..ee on beş temmuzdan öncesi yani 17-25 aralıktan daha da öncesine götürmek istiyorum..çünkü bir çok farklı iddialar farklı meseleler..bu akşam bir çok meseleyi..aydınlığa,netliğe kavuşturalım istiyorum..çok teşekkürler..
Didem Arslan Yılmaz:o gece de samimiyetle yayınladınız bazı başlıkları ama kafalar biraz karışmış gibi görünüyo..onları da netleştirmeye çalışırız inşallah..
Mehmet Görmez:inşallah..
Didem Arslan Yılmaz:çok teşekkürler..şöyle başlıyalım..ee fetö elebaşı..fetullah gülenle hiç hayatınızda görüştünüz mü..hiç yan yana geldiniz mi..tanışıklığınız var mı..önce onla başlıyalım..
Mehmet Görmez:teşekkür ediyorum..rahman ve rahim olan Allahın adıyla sözlerime başlamak isterim..
Didem Arslan Yılmaz:ben bu soruyu sordum..sonra hemen diğer gasteci arkadaşlarımda soruları soracaklar size..
Mehmet Görmez:d,dem hanım doğrusu ikinci seneyi devriyesini geride bıraktığımız 15 temmuzda ee hayatını kaybeden,şehit olan bütün şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum..ve tabiki bu toprakları vatan kıldığımız günden bu güne kadar can veren fedayı can eden bütün şehitlere rahmet diliyorum..bütün gazilere şifa..şükran ve minnetlerimi arzediyorum..ve 15 temmuz gecesinde küresel bir kötülük hareketini bu topraklardan..anadolu topraklarından defetme azim ve iradesini gösteren aziz milletimizi,her ferdini saygıyla selamlıyorum..sizlere de selam olsun..ben doğrusu ilkesel olarak hem görevim esnasında hem ee hayatımın içinde televizyon programlarındaki ee canlı telefon bağlantılarına hiç katılmadım..
Didem Arslan Yılmaz:hocam yaklaşık 40-50 dakika sürdü de mi o gece?
Mehmet Görmez:ilkesel olarak..çünkü didem hanım hassas konularda bazen telefonda bir kelimeyi kaçırıyorsunuz..ee bir tarihi belki hatırlamıyorsunuz..o büyük spekülasyonlara yol açıyor..dolayısıyla o gece siz burda 15 temmuz gecesinde çok önemli bir program yaptınız..o bi forum gibiydi..sadece bir söyleşi değildi doğrusu..15 temmuzun önemli şahitlerini dinlediniz..
Didem Arslan Yılmaz:izninizle şöyle açıklık getireyim meseleye..
Mehmet Görmez:estağfurullah..
Didem Arslan Yılmaz:o akşam biz aslında biraz da doğaçlama daha önce planlamadığımız şekilde o akşam bazı işte önemli yerlerde tanıklık etmiş isimlere telefon bağlantısı gerçekleştirmek istedik..ismail kahramanla..sayın kahramanla görüştüm..sağolsunlar kabul ettiler..sonra sizi aradım..sayın görmez şöyle bir..
Mehmet Görmez:benden önce efkan ala bey..
Didem Arslan Yılmaz:efkan ala beyle konuştuk sonra ben sizi aradım..sonra sizle..siz de yayın davetimizi kabul ettiniz..biz de o telefon görüşmesini gerçekleştirdik..
Mehmet Görmez:teşekkür ediyorum..ben 5-6 dakka dedim..biraz belki..hatta hatırlarsanız dedim ki o gece yaşadıklarım bir kitap hacmini dolduracak nitelikte..
Didem Arslan Yılmaz:hatta bana da dediniz ki..tamam bunu bunu telefon bağlantısı olarak başlıyacağız ama on dakikaya sığmıyacak bir mesele..daha sonra bir televizyon programı yaparız dedik..ama o akşamda bir çok konuyu konuştuk..
Mehmet Görmez:fakat 50 dakka sürdü..
Didem Arslan Yılmaz:evet sizden sonra sayın çalışkan da yayına bağlandılar..sağolsunlar..
Mehmet Görmez:birbirinden kıymetli konuklarınız vardı..o gün nedim bey,nihal hanım,ferhat bey hepsi burdaydı..her biri sorular yöneltince ben de yüreğimi açarak sizlere o gece hatırladıklarımı paylaştım.fakat ertesi gün sabahleyin kalktığımda ee korktuğum başıma gelmişti.ee onun için birinci sorunuz önemli..ee çünkü siz zannediyorum şu anda ismini hatırlamıyorum bir beyefendi 17-25 aralık tan sonra herhangi bir ara buluculuk e girişiminiz oldu mu..
Didem Arslan Yılmaz:çetiner çetin sormuştu onu..
Mehmet Görmez:sonra siz tekrarladınız o soruyu..ben aslında bir ara buluculuk hareketi sayılmıyacağını ee ama bir kendi..özellikle ilim adamlarının bazı teşebbüslerinin olduğunu biraz sonra detaylarıyla sizlerle payşaşıcam..ee fakat bunu da ee dersaneler tartışması ee sırasında ve esnasında olduğunu ifade ettim..ama bazı haber siteleri hatta bazı gazeteler zamanın diyanet işleri başkanı..ee..ki ben bütün makalelerimde artık asrın fitnesi olarak isimlendiriyorum..asrın fitnesi fetöyle hem..hem de 17-25 aralık tan sonra görüşmüş..görüştüğünü itiraf etti diye haber olarak verildi..ben ee o telefon bağlantısındaki küçük bir şeyden dolayı yanlış anlaşılma olabilir diye derhal düzelttim..fakat bu sefer şöyle değişti..önce itiraf etti..sonra inkar etti..
Didem Arslan Yılmaz:şimdi..o akşam size 2 soru soruldu..17-25 aralık süreciyle ilgili..o dönemde 17-25 aralık sürecinde bir ara buluculuk görevi üstlendiniz mi diye bir soru soruldu..siz bunun üzerine ee bi iddia daha gelmişti..o sırada bana bilgi geldi..şerif ali tekalandan bahsediyoruz..ali şerif tekalan la görüştünüz mü..böyle iddialar var dedi diye sordum size..siz de şu ifadeleri kullandınız..doğrudur geldi..bazı şeyler anlattı ben de kendisine nasihatler yaptım..deşifresini yaptık konuşmanızın..böyle yanlış hareketlere,devletin kurumlarına sızarak bu tür yanlışlıklar yapmamaları gerektiğini ifade ettim..
Mehmet Görmez:evet..
Didem Arslan Yılmaz:peki..
Mehmet Görmez:dersaneler tartışması esnasıında diye orda bir cümlem daha var..peki..zaten biraz sonra sizlere detaylı olarak bunu anlatıcam..
Didem Arslan Yılmaz:giricez o meseleye..
Mehmet Görmez:ee..bu vesileyle tabi şunu gördüm..ee yani bazı spekülatif bilgilerden hareketle bir damarın bu topraklarda bir damarın,bir farklı düşüncenin 15 temmuz gecesinde bu milletin o şanlı direnişini biraz da ee küçümsemeye kalktıştığını..ee fetöyle mücadeleyi böyle zaafa uğratacak bir çabayı hissettim doğrusu.şahsımın .da isminin geçtiği bazı spekülatif bilgiler üzerinden bu tür yanlışlıkların ortadan kalkması için gecikmişte olsam 2 sene sonra ki..geçen sene bu vakitlerde de ben ee diyanetteki nöbetimi bitirmiştim..2 sene sonra da olsa bu spekülatif bütün bilgileri ortadan kaldırmak ve hem milletin hafızasına hem de tarihin hafızasına doğru bilgileri emanet etmek için bugün burdayım..sizin bütün sorularınıza kalbimi,gönlümü açarak ee beşer isyan ile malüldür..ola ki ihmal ettiğim,unuttuğum noktalar olabilir ama ben o gece yaşadığım,hatırladığım her şeyi ee sizlerle,sizlerin vasıtasıyla milletimizin her ferdiyle paylaşmayı bir vazife azlediyorum..doğrusu..ee bi şey daha sorunuza geçmeden önce..cevabına geçmeden önce..eğer biz millet olarak hangi düşünceden olursak olalım..didem hanım..hangi mezhepten..mezhepten,fikirden,siyasi görüşten olursak olalım..bu mücadeleyi sadece ee bu menhus yapı ile sayın cumhurbaşkanı arasında cereyan eden bir kavga olarak görüp geri kalan her şeyi de sadece seyirlik bir ders olarak izlemeye kalkışırsak hem kendimize hem çocuklarımıza hem de ülkemize kötülük yapmış oluruz..bu doğrusu hepimizi ilgilendiren vatanımızı,milletimizi ilgilendiren..biraz sonra ben bir başka boyutunu sizlerle paylaşmak istiyecem..medeniyetimizi ilgilendiren dinin..islam dinini ilgilendiren ee çok önemli bir sorun bir tehlike,bir ihanet..onun için sadece bir hükümetle bir yapı arasında yahut efendim..sayın cumhurbaşkanıyla bir o menhus yapı arasında cereyan eden bir ihtilaf olarak,bir kavga olarak okumak yanlış olur..sorunuzun cevabına gelince..
Didem Arslan Yılmaz:buyrun efendim..
Mehmet Görmez:ben 56 yaşındayım..ee..gaziantep te dünyaya geldim..11 yaşımdan itibaren ülkemizin dini ve ilmi hayatının içindeyim..yani önce klasik medrese hayatı..imam hatip lisesi..milli türk talebe birliği…ankara ilahiyat fakültesi..20 yıl fakültede hocalık yaptım..15 yıl diyanet hizmetim var..ee yurt içinde yurt dışında daima bu ülkenin dini ve ilmi hayatının yurt içinde oldum..bu hayatım içerisinde..bu 56 yıllık hayatım içerisinde bu yapının elebaşısı ile hiç bir karede hiç bir buluşmam hiç bir görüşmem olmamıştır..ee zaman zaman görevim esnasında çok davetler olmuştur..doğrusu..ee yani hiç bi zaman sıcak bakmamışımdır..ee sadece icma diye bir toplantı yapılmıştı..onu çünkü sonra arkadaşlar bulur çıkarırlar karşıma biliyorum..o da bütün islam dünyasındaki ilim adamlarının katıldığı ee akademik bir toplantıydı..başka bir yoldan bir davet gelmişti..ee bir açılış konuşmam var..onun dışında ee bu yapının ee ele başısıyla ilgili hiç bir görüşmem olmamıştır..yani o beni yaralıyan şey..ee..sizin programınızdan sonra ee onun resmiyle benim eski sarıklı cübbeli bir resmimi yanyana koyarak..efendim ee şeyden sonra hem de 17-25 ten sonra ee görüştüğünü buluştuğunu itiraf etti şeklinde..olabilirdi de..çünkü o hayatın akışı içerisinde farklı toplantılarda karşılaşabilirdik..ama bu olmadı.
Didem Arslan Yılmaz:talep geldi mi peki fethullah gülenden..?
Mehmet Görmez:benim hayatımda olmadı..
Didem Arslan Yılmaz:fethullah gülenden size bir talep geldi mi..sonra 17-25 aralık öncesiyle ilgili sorularınız varsa..ama bi fethullah gülenden size bir görüşme talebi geldi mi..?
Mehmet Görmez:hayır.
Didem Arslan Yılmaz:elebaşından..kendisinden..?
Mehmet Görmez:hayır..yani görüşmek istiyenler çok çıktı..ee ben kabul etmedim..türkçe olimpiyatlarında şeref misafiri olarak ee bazı öğrencilere benim kitaplarımın özetlerini ezberleterek makamıma getirdiler ve o toplantılarda böyle bir şeref konuğu olarak konuşma yapmamı istediler..ben onları daha çok bir eğlence ortamı olarak da gördüğüm için kabul etmedim doğrusu..
Nihal Bengisu Karaca:abant toplantılarına hiç katıldınız mı?
Mehmet Görmez:abant toplantılarına 3 yıl davet aldım ama hiç birisine katılmadım..çünkü ben daha belli bi aşamada türkiyenin entellektüel birikimini bir yerde bir araya getirip onların içerisinden sahnede çok söz eden ee insanları kendi emellerine alet etmeye başladıklarını da doğrusu belli bir noktada ee kendi iç dünyamda bunu hissettim..
Didem Arslan Yılmaz:ne zaman hissettiniz bu farkındalık ne zaman oldu sizde?
Mehmet Görmez:doğrusu aslında hissetmem çok daha erkendir..onu da açıkça ifade edeyim..1979 da bunlar gaziantep te,antepliler birliği nakiboğlu eczanesinin üstünde bir ışıkevi açtılar..ben o zaman 17 yaşındayım..imam hatip lisesi öğrencisiyim ve aynı zamanda milli türk talebe birliğinde çalışıyorum..öğrenci temsilcisiyim..heyetle beraber o eve izmir den gelen 2 öğretmenin varlığını da biliyoduk..ilk ziyaretimiz oldu..17 yaşındayım..ordan çıktığımızda..o beraber çıktığım arkadaşlarımın hepsi şahidimizdir..onlara şu cümleyi kullanmışım..ee..bunlardan bu ülkede iman ve islam adına hiç bir hizmet olmaz ..doğrusu..ee bilhassa daha küçük yaşlardan itibaren çok yüksek seviyede bir din eğitimi aldığım için..
Didem Arslan Yılmaz:anladım..
Mehmet Görmez:vaazlardaki söylemler,o kuran fırlatmalar..o rüya seansları..Allah la buluşmalar,peygamberle buluşmalar..o kabe baskınıyla ilgili garip,garip konuşmalar vesayre onlar daima ee benim dünyamda daima bir mesafe koyarak..bi çekince koyarak hep ee..takip etmişimdir..ee tabi sizin asıl..ee yani toplumun en çok merak ettiği şey diyanet işleri başkanı hem de darbenin ilk saatlerinde tanklar hareket etmeden nerdeyse yarım saat önce..f16 uçakları ankara nın semasında uçmaya başlamadan hemen önce mit müsteşarlığında ne geziyor..
Didem Arslan Yılmaz:ona gelicez..hayır..hayır..ondan önce merak ettiklerimiz..orya adım adım gelicez..
Nihal Bengisu Karaca:bi de hani mektup meselesi var biliyorsunuz..fetö..yani gülen e göndermiş olduğunuz iddia edilen bir kitapla beraber..evet 2013..
Mehmet Görmez:bunu ben canlı yayında da ifade ettim..
Nihal Bengisu Karaca:tekrar ederseniz sanırım faydası olur..
Mehmet Görmez:ee..17-25 ten zannediyorum 3 ay önce nisan ayında yine bir kutlu doğum haftasında efendim biz o tarihlerde 8 yıl üzerinde çalıştığımız diyanetin çok önemli bir projesi olan bir hadis külliyatımız var..7 ciltlik bir hadis külliyatımız var..bu külliyatı tamamlamıştık..aynı tarihlerde islam ansiklopedimiz de tamamlandı..hatta 17-25 aralığın ee zannediyorum 17 ile 25 arasında olacak veya hemen evvelinde olacak istanbul da her iki eserinde tanıtımı için bir gala yapıldı..sayın cumhurbaşkanımız o zaman ilk defa ee çok farklı bir dil ve üslupla sahte peygamber,sahte veli tabirlerini kullanmıştı..bizim bulunduğumuz bir toplantıda..ee..işte o kitap aslında ilk yayınlandığı zaman biz seri baskıdan önce 200 eser basalım ve türkiye de büyük hocalarımıza gönderelim..ilim adamlarına gönderelim..ilim adamalrı,hocalarımıza diyelim ki.lütfen bunu 2 ay içerisinde inceleyiniz ve eleştirilerinizi bize ifade edin..biz seri baskıya öyle geçelim dedim..ee ve tabi ki her birisine gönderirken bir ithaf yazdım..ama ithaf tek tip..yani aynı ifadeler ile yazıldı..ee..
Nihal Bengisu Karaca:kaç kişiye itmişti o aynı matbu ifade..mektuptaki ifade..?
Didem Arslan Yılmaz:kime hitaben yazdınız?
Mehmet Görmez:200 tanesinin 46 tanesinde..diğer yorulmuşum bitirememişim doğrusu..bizim tespitlerimize göre 46 tanesine bir takriz yazarak bilhassa beni yetiştiren..efendim..hocalarımıza hitaben yazdığım bir kitaptır..ithaftır o..ancak o kitaplardan bi tanesi diyanetten amerikaya giden bir arkadaş onu yanında hediye olarak götürüyor..ama imzalı olanlardan bir tanesini götürüyor ve o şekilde ona ulaşıyor..
Ferhat Ünlü:sizin bilginiz yok mu yani?
Mehmet Görmez:hayır..nası ulaştığını ben bilmiyorum…yani..nasıl..nasıl elde edildiğini..nasıl kendisine takdim edildiğini ben bilmiyorum..
Didem Arslan Yılmaz:şu ifadeler var sayın görmez..şahsımda dahil..ee çağımız islam nesillerinde büyük emekleri olan zatı alimle..
Mehmet Görmez:muhterem..
Didem Arslan Yılmaz:evet..bunu kime hitaben yazıyorsunuz..
Mehmet Görmez:şimdi bunlar bu ülkede mehmet sait hatipoğlu gibi..efendim mustafa sait yazıcıoğlu gibi efendim hayrettin karaman gibi büyük hocalara ancak yazılabilecek..yani gerçekten bizde..onun bende ne emeği var..yani..
Didem Arslan Yılmaz:evet..o çok konuşuldu..
Mehmet Görmez:ben 17 yaşında demişim ki bunlarda iman ve islam adına bu ülkede hiç bi hizmet olmaz..dolayısıyla böyle bir ee methusena ee asla ona hitaben yazılmamıştır..
Didem Arslan Yılmaz:ilkokul mezunu birinin bu kadar sizin gibi eğitim görmüş biri üzerine emekleri olabilir sorusu çok soruldu..
Mehmet Görmez:evet..tabi..
Didem Arslan Yılmaz:siz fethullah gülene hitaben yazmadınız..?
Mehmet Görmez:Hayır..bunu..bunu..ilk andan itibaren eeya..zaten bunu kendileri servis yaptı..yani o zaman diyanetin itibarını düşürmek için..mücadele eden diyanetin itibarını düşürmek için yaptılar..ama türkiyede de doğrusu o emeli yerine getirmek için bizzat bunu servis edip nahoş bi şekilde ekranlardan yansıtarak..büyüterek topluma takdim edildi..ben kendim o zaman açıklama yaptım..bu bizzat ona yazılmış bi şey değildir..başka hocalarımıza yazılmış pek çok eserler içerisinden bi tanesi..üzülerek belirteyim..
Didem Arslan Yılmaz:kaç mektup yazdınız böyle..
Mehmet Görmez:46 tanesine
Didem Arslan Yılmaz:46 tane yazdınız..
Mehmet Görmez:46 tanesine bu yazılmıştır..
Nihal Bengisu Karaca:peki sizin onayınız olmadan hem de altında imzanız olan ve muhataba..
Mehmet Görmez:işte onu görmemiş olabilir..yani onu teslim eden..
Nihal Bengisu Karaca:o kişi belli mi..o kişiyle yüzleştiniz mi..?
Mehmet Görmez:bizzatihi ona..yani onun peşine düşmek doğru olmaz doğrusu..ama ee ona yazıldığı veya o takrizin içinde..
Didem Arslan Yılmaz:ama biliyosunuz o zaman..
Mehmet Görmez:paketlenmiş bir kitab olarak gönderilmiş veya verilmiş olabilir..ama tekrar ediyorum..bütün milletimizin huzurunda asla ve kata ee o ifadeler o methusena içeren ifadeler o şahsa hitaben yazılmamıştır..
Didem Arslan Yılmaz:peki..17-25 aralık öncesiyle mi ilgili..?
Ferhat Ünlü:17-25 aralık öncesiyle ilgili..bu pek bilinmez sayın görmez..yani kamuoyunca pek bilinmeyen bir konu..sizin şahit olduğunuzu bildiğimiz bir mesele..diyanet işleri makamındasınız..ya da belki diyanet işleri başkan yardımcısısınız..onu çok net hatırlamıyorum..ama fethullahçı terör örgütünün emniyetteki istihbarat kadrosundan bir kaç isim geliyor..isim telaffuz etmeye gerek yok..yani kimlerle alakalı konuştuklarını söylememize gerek yok..ama bir laptop getiriyolar ve diyanet işleri başkanının makamına yakışmıyacak bi şekilde size birileriyle ilgili kaset vesayre olduğunu söylüyolar..ee bu gelenler kimlerdi ve siz de onlara”burası meaşeret makamı burdan gidin”gibi bir şey söylüyorsunuz..Böyle söyleniyor..böyle yansıdı bizlere ama bu doğru mudur..ve gelenler kimlerdi,ne amaçla geldiler ve onları nası gönderdiniz..?
Mehmet Görmez:Bu hadise ee bu yapının diyanet ile olan kavgasının miladı olabilir..
Ferhat Ünlü:sene kaç,hatırlıyor musunuz..?
Mehmet Görmez:2011..
Ferhat Ünlü:2011..
Mehmet Görmez:2011…yani benim göreve başladığım yıl içinde yahut yıl sonunda..
Didem Arslan Yılmaz:siz 2011..onbirinci ayında başladınız..
Mehmet Görmez:2010..11 aralık..
Didem Arslan Yılmaz:11 aralık..
Mehmet Görmez:evet..ee sizin daha önce de kendisiyle de bir program yaptınız zannediyorum..
Ferhat Ünlü:evet..
Mehmet Görmez:kemalettin özdemir..ee o da bi hadis hocası ben de bir hadis hocasıyım..aynı hoca da doktoraları yaptık..
Ferhat Ünlü:o zaman kadrosu diyanette miydi..öyle bi durum mu vardı..?
Mehmet Görmez:Hayı..ilahiyat fakültesindeydi..beni ziyaret etti..benden doğrusu açıkça şunu ifade etti..o zaman başından geçenleri anlattı bana..beni..benim de şahsen bu yapı hakkında,yapının arka planıyla ilgili aldığım ilk bilgilerdi diyebilirim..yani..farklı fikirler düşünceler..eleştirdiğim şeyler bir tarafa ama kurumlara sızması..ee vatana ve millete karşı bir ihanet içerisinde olması..başka ülkelerle,başka..
Ferhat Ünlü:istihbarat ilişkileri vesayre..
Mehmet Görmez:başka şeylerle işbirliği vesayre o konularda yaşadıklarını paylaştıktan sonra açıkça şu ifadeyi kullandı..
Didem Arslan Yılmaz:özür dilerim..tek başına mı geldi..?
Mehmet Görmez:tek başına..
Didem Arslan Yılmaz:kemalettin özdemir peki hangi ifadeyi kullandı..?
Mehmet Görmez:şu ifadeyi kullandı..ben bu kadar uzun hayatımı verdim..fakat bunların bu ülkeye,bu millete karşı bir ihanet içinde olduğunu gördüm ve ayrıldım..fakat ayrıldıktan sonra benim peşimi bırakmadılar..ee..bana iftiralar attılar..can emniyetim yok..ben böyle mekkede,medinede kadromu diyanete alarak ee biraz da bir uzlet köşesine çekilerek bir hayat sürmek istiyorum..bana yardımcı olur musunuz..ee..bir hadis hocası olarak dedi..mesela ne görev istiyorsunuz dedim..ben hacıların valizlerini bile taşırım dedi..yeter ki burdan gideyim,çok bunaldım dedi..ee..dedim ki olmaz..sen hadis profesörüsün arapçan var ..bir ay içinde ee..biz..
Ferhat Ünlü:bu arada eski emniyet imamıdır..örgüt imamı..hatırlatayım..
Mehmet Görmez:o imamlıkları falan bilmiyorum..bu imam kelimesini de medyamız kullandığında diyanetin 90 bin imamı alınıyor..onu da ifade edeyim..
Didem Arslan Yılmaz:onlar kendilerini öyle adlandırıyolar ama..
Ferhat Ünlü:onları tenzih edelim..onları tenzih edelim..
Mehmet Görmez:işte orda bir tırnak içinde falan bir şey demek lazım..kullanmak lazım..çünkü hakkaten üzücü..yani imam(burada arapça bir şey söylüyor anlamadım)….müttekime imame..ibrahimin duası..imam kelimesi..kirletmedikleri kelime kalmadı ki..kirlenmiyen kavram kalmadı yani..
Didem Arslan Yılmaz:sonra ne oldu hocam..?
Mehmet Görmez:dedim ki bir sınav açacak..müşavirlik ve ateşelik sınavı açıcaz..sen müracaat et ..eğer kazanırsan..mümkünse ciddeye ateşe yaparız..o zaman diyanete tamamen..kadronuzu diyanete alırsınız..dedim o da çok memnun oldu..ayıldı..
Ferhat Ünlü:sonra ne oldu..kim geldi size..?
Mehmet Görmez:ben o zaman henüz pursaklarda oturuyorum..ee evime gittim..bu görüşmek akşam saat 6 daydı,saat 8 de bu yapının..ee bu bilhassa vaizlikten ee ayrılma bir öncüsü var..mustafa…kaynak holdingin..
Ferhat Ünlü:özcan..
Mehmet Görmez:mustafa özcan telefonla aradı..
Ferhat Ünlü:aradı sizi..?
Mehmet Görmez:beni aradı telefonla..
Ferhat Ünlü:bu yeni bir şey..
Mehmet Görmez:efendim..sabahleyin görüşmek istiyorum..mümkün müdür..ee acil bir konumuz var..ee diyanet işleri başkanımıza arz etmemiz gereken..
Ferhat Ünlü:şu anda firari bahsettiğiniz şahıs..
Mehmet Görmez:bir görüşme yapmak istiyorum dedi..buyrun 9 da gelin dedim..sabah 9 da geldi..büyüğümüz sizin yanlış bir atama yapacağınızı duymuş..
Nihal Bengisu Karaca:aradan 24 saat bile geçmedi..
Mehmet Görmez:2 saat..
Ferhat Ünlü:dinlemeyle..
Mehmet Görmez:büyüğümüz sizin yanlış atama yapacağını duymuş,lütfen onu yapmayın..ne ataması?kemalettin özdemir..bu nasıl oluyor dedim..siz beni dinliyor musunuz..?
Didem Arslan Yılmaz:soruyu mu sordunuz..?
Mehmet Görmez:evet..nası oluyo..benim 6 da yaptığım görüşmeyi 8 de orda nasıl bunu..nasıl öğreniyo dedim..biz biliriz dedi..hiç şeyapmadan..biz biliriz hocam dedi..
Mehmet Görmez:peki sebebi ne dedim..sebebini söylediğinde dedim ki..bakın çok ayıb ediyorsunuz..ben..tanıdığım bir insan..ailesini de tanıyorum..ee söylediğiniz yanlışlıkları,kötülükleri ben yapacağına inanmıyorum..zannediyorum sizin kendi aranızda kim buraya lider olacak..mider olacak falan böyle bir hikayedir..ee..bu tür iftiralarla uğraşmayın..bu doğru değildir..ve diyanet işleri başkanlığı da kimi ne zaman nereye atayacağını kendisi karar verir,kimse buna müdahale edemez..siz ee bu konuyla ilgilenmeyin dedim..
Mehmet Görmez:çıkarken..çıkarken dedi ki ee eğer böyle bir atama olursa cemaatimizin tamamını karşınızda görürsünüz..o zaman atamak vacip oldu ama sınav var dedim..ee ayrıldıktan sonra tabi çok..oturdum düşündüm..bu nası olur böyle..
Didem Arslan Yılmaz:yıl 2011..
Mehmet Görmez:2011..bir saat geçmeden özel kalem müdürümüz geldi..
Ferhat Ünlü:bu sefer emniyetten..istihbarattan mı geldiler..?
Mehmet Görmez:emniyet istihbarattan..ee bir heyet acil bir mesele de görüşmek için randevu istiyorlar dedi..
Didem Arslan Yılmaz:bir süre sonra da devlet yetkilileri sizle görüşmeye geldi..
Mehmet Görmez:evet..
Didem Arslan Yılmaz:yani 9 civarı mustafa özcan la görüştünüz..
Mehmet Görmez:öğleden sonraya verdim.öğleden sonra geldi..geldi..
Ferhat Ünlü:gelen kişi ramazan akyürek miydi,yoksa onun kadrosundan..
Mehmet Görmez:onun kadrosundan birisiydi..
Ferhat Ünlü:kendi gelmedi..
Mehmet Görmez:önce kendisi randevu talebinde bulundu..ee yahut makamından aradılar orda çok net bi şey diyemem ama o dönemden emniyet istihbarattan birisi geldi..
Nedim Şener:uzun boylu..gözlüklü..
Mehmet Görmez:efendim..?
Didem Arslan Yılmaz:tarif ediyo Nedim size..
Mehmet Görmez:bunlar bütün kurumlara verilmiş isimler zaten..bu bilgiler..ben burda ilk defa sadece bu spekülasyonları ortadan kaldırmak için doğrusu bunları açıklıyorum ben..ee efendim dedi..biz emniyet istihbaratta bir din istismarı masası kurduk..ve biriktirdiğimiz bilgileri de 3 ayda bir diyanet işleri başkanlığımıza arz etmeyi bir kural olarak benimsedik..
Ferhat Ünlü:bu teamül değildir bu arada..bir parantez açalım..kendileri böyle bir adet haline getirmişler..size gelmenin bir maskesi halinde şey yapmışlar..
Mehmet Görmez:tabi tabi..buyrun dedim konu nedir..iyi dedim..din istismarı diye bir masa kurdunuz öyle mi?evet..ee neler var dedim..birisini söyledi..bu söylediğiniz tamamen kişisel özel hayatla ilgili bir şey..bunun din istismarıyla ilgisi yok dedim..bi tane daha söyledi..bu da kişilerin özel hayatıyla ilgili..ee.. 3 üncüsünü söyledi bu da oraya girmiyo dedim..4 üncüsünde kemalettin özdemir diyince ben meseleyi anladım..şimdi tabi nası bi şeydir ki benim yaptığım görüşme 2 saat sonra ordan haber alıyo..geliyo aynı anda emniyet istihbarat harekete geçiyo ve konuyu..ben meseleyi anlayınca arkadaşım siz din istismarın ne olduğunu bilmeden bu kürsüyü kurmuşsunuz..sen önce heyetini topla diyanete gel..diyanet size din istismarının ne olduğunu anlatsın..din istismarı ayrı bir şey,insanların özel hayatını takip edip bilgi vermek ayrı bi şeydir öyle diyince hafif sinirlenerek ee çantasına yöneldi ve bi laptop çıkarmaya..ne yapacaksın..ne yapacaksın dedim..bazı görüntüler izletmek istiyorum dedi..görüşme bitmiştir olmaz böyle şey..burası diyanet makamı..burası kadim tarihimizde meşiat makamıdır,derhal derhal burayı terkedin dedim..ee ve efendim dedi..işte ben bu bilgileri vermek istiyodum vesayre..hayır hayır..siz dedim din istismarının ne olduğunu önce bi öğrenin bu doğru değildir dedim..ee peki madem şimdi son günlerde ee yaşadığımız için ben mesela o zaman sordum..var mı sizde bir adnan oktar dosyası dedim..hayır dedi..başka dosyalarda sordum..asıl din istismarı sayılabilecek adresleri tek tek sordum..hayır dedi..onun için derhal..
Ferhat Ünlü:adnan oktar a zaten hiç bir zaman operayon..
Didem Arslan Yılmaz:o başlığı açıcam zaten..adnan oktar meselesine gelince..
Mehmet Görmez:dolayısıyle..ha bunu ben behemahal sayın başbakanımız o zaman cumhurbaşkanımız..başbakanımız 1 veya 2 gün sonra paylaştınız..
Ferhat Ünlü:paylaştınız..
Mehmet paylaştım..zannediyorum benim yaşadığım bu hadise aynı zamanda devlet aklında da ee zaten başlıyan..araştırmalarda kareleri bir araya getiren önemli hadiselerde bi tanesi..
Mehmet Görmez:paylaştım..zannediyorum benim yaşadığım bu hadise aynı zamanda devlet aklında da ee zaten başlıyan araştırmalarda kareleri bir araya getiren önemli hadiselerden bi tanesi bu hadiseden sonra asıl ee bütün diyanete itibarsızlaştırma operasyonları başladı ve ee hakikaten hiç bi zaman ee peşini bırakmadılar..biraz sonra onları ben sorularınıza cevap verirken..
Nedim Şener:hocam ben şimdi..
Didem Arslan Yılmaz:nedim şener 17-25 aralık öncesindeyiz de mi orda kalıyoruz..
Nedim Şener:tabi tabi..şimdi 17 yaşındayken bunların dine bir katkısının olmıyacağını kötülük hareketi olduğunu hissetmişsiniz..ilerliyen zamanlarda tabi mesleki kariyeriniz..bürokraside kariyeriniz yükseldi..ee kriminal yapısını 2011 de evet bizzat yaşıyarak şahit olmuşsunuz ama ondan önce fethullah gülen cemaat denildiği,hareket denildiği zamanlarda bu yapı ki,diyanet işleri başkanı olana kadar da ee önemli görevler aldınız..bu ee..fetönün o süreçte dine kar..yaptığı açıklamaları konusunda herhangi bir girişiminiz ee ya da bunların yapacakları kötülükler hakkında herhangi bir,bir görüşünüz oluştu mu..kötülük yapabilecekleri aklınıza geldi mi yani..dinen soruyorum sadece..kriminal yapısını 2011 de ancak gördüğünüzü söylediniz..
Mehmet Görmez:ee benim zaten resmi görevim diyanette başlamıştır..yani diyanette de başkan yardımcısı olarak başlamıştır..ee doğrusu hem başkan yardımcısıyken hem de fakültede hocayken sadece ilmi ortamlarda değerlendirmeler yaparken düşüncelerimi paylaşmışımdır..böyle toplum önünde bu yapıyla ilgili bu yapının yanlış düşünceleriyle ilgili belli bir tarihe kadar da zaten ee yani bazı yanlışları olan..ee..düşüncelerine katılmadığım bir hareket olarak değerlendiriyordum..yani işin hukuki boyutunu işin güvenlik boyutunu ben şahsen çok sonra..bazılarını bizzat yaşıyarak bazılarını da çok geç olarak ee görmüş ve öğrenmiş oldum..ama ee böyle bir imkanım zaten o zamanlar yoktu ama bütün dostlarım,arkadaşlarım,öğrencilerim derslerimd..ee zaman zaman ee..bakın şöyl bir düşünce var bu düşünce islamın şu ilkesine aykırıdır..kurana aykırıdır..peygamberimizin uygulamalarına aykırıdır dediğim çok olmuştur..ama..ama size diğer bütün akademisyenler gibi bu konuda yazdığın makale var mı,bi kitap var mı derseniz..o konuda her akademisyen gibi ben de mahçubum..öyle bi şey yok yani..
Nedim Şener:İdari olarak ta mesela devletin bütün kurumlarına itinayla sızmışlar,Diyanette böyle bir yapılanması,böyle bir sızma girişimi ya da eleman yetiştirme girişimi..orda bir öbeklenme faaliyeti oldu mu Diyanette?
Mehmet Görmez:Öncelikle tabi kendisi bi Diyanet personeli olarak bu prestiji edinmeye çalışıyor..Yani vaizlik görevi Edirne’de müezzin iken vaizlik sınavına giriyor.Bizim..bizdeki dosyasında evrak üzerinde de sahtekarlık yapılarak sınavın kazandırıldığı görülüyor.Bu daha önce de basın bunu yazdı..çünkü devlet dosyasını istemişti..
Didem Arslan Yılmaz:Ama daha sonra belgeler kayboluyor galiba..bazı belgeler kayboluyor..
Mehmet Görmez:Bunlar var.Ordaki sınav var.Sınav,sınavda yazılan yazılar var..Notların üzerinde yapılan tahrifat görülüyor..dosyasında..Zamanın Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Yaşar Tunagür..Yaşar Tunagür 60 ihtilalinden 65 yılına kadar 7 başkan değişmiştir..Ama bir başkan yardımcısı hiç değişmemiştir..
Ferhat Ünlü:Enteresan..
Mehmet Gömez:O da,odur..Dolayısıyla onun yardımıyla Edirne’den alınarak İzmir’e Kestane Pazarı’na götürüldüğü biliniyo..Dolayısıyla Diyanet personeli olarak zaten göreve başlamış,prestijini orada edinmiş..Efendim..camilerin..büyük camilerin kürsülerini kullanmış..
Didem Arslan Yılmaz:Peki daha sonra bu örgüt yapısı haline..bi istihbarat örgütü gibi çalışan bir örgüt haline nasıl gelmiş..yani..
Mehmet Görmez:Onu ben bilemem..
Didem Arslan Yılmaz:Sizin fikriniz ne?
Mehmet Görmez:Yani ben sadece şunu biliyorum,bu yapı 3 ihtilalin ürünüdür..60 ihtilalinde doğmuştur,12 Eylül ihtilalinde uluslararası arenaya yayılmıştır,28 Şubat’ta da bütün kurumlara Refah Yol Hükümeti’ne karşı ılımlı İslam’ın temsilcisi olarak sızmış ve meşruiyetini kazanmıştır..Yani 3 ihtilalden de Türkiye’de saf dindar aslında ben..hareketle ilgili bir tanımım var..Diyorum ki”İslamsız Müslümanlık”üzerinde yoğunlaşan bir yapı..İslamsız Müslümanlık…Bu bir cilt kitap yazılabilecek bir şey..Diyanet kısmını bitireyim..Öncelikle şunu bilmeliyiz..Yani bu 3 ihtilal döneminde ki yükselişini bilim adamlarının efendim..araştırmacıların,istihbarat uzmanlarının bu konuyu ele alması lazım..Bir ihtilal döneminde doğuyor..ikinci ihtilal döneminde uluslararası arenaya yayılma imkanı buluyor..Asya’ya gidiyor,Balkanlara gidiyor,Afrika’ya gidiyor..Avrupa’ya yerleşiyor..Üçüncü 28 Şubat’ta da doğrudan adeta bir meşruiyet kazanıyor..Birincisi bu..Diyanet’le ilişkisi..İkinci ilişki,illerde para toplayıcı vaizleri olmuştur..Yani zenginlerden para toplamak için genelde Diyanette diyelim ki müftülük makamında,üst düzey genel müdürlüklerde daire başkanlıklarda falan pek olamamışlar.
Didem Arslan Yılmaz:Onu yapan bir hocayla bir yayın yapmıştım..hangi yöntemlerle çalıştığını ekranlarda anlatmıştı..çok ta üzücü gerçekten..insanların duygularına yönelen ifadeler ..sonra pişmanlık duygusunu dile getirmişti..
Mehmet Görmez:dolayısıyla bazı…her ilde var mıydı bilmiyorum ama pek çok illerde özellikle sanayi kentlerimizde Gaziantep’te,Kayseri’de,Bursa’da vesayre buralarda insanlardan gidip gözyaşı dökerek onun usulüyle onu taklid ederek vaaz edip gözyaşı dökerek zenginleri aldatan vaizler olmuş illerde..Fakat ben canlı yayında da ifade ettim nitekim 15 Temmuz’dan sonra da Ankara’dadiyelim ki 3’lü kararnameyle göreve gelen herhangi bir diyanet personeli Genel Müdür seviyesinde,daire başkanı seviyesinde bi kişi var sadece..Bi de onun dışında üst düzey hiç bi zaman olmamış..Tek tük,zaman zaman il ve ilçe müftüleri olmuş..
Ferhat Ünlü:En önemli ilişkisi Yaşar Tunagül dediniz..burası önemli Didem hanım o yüzden açmak istiyorum..
Didem Arslan Yılmaz:Bu yapıyla bağlantılı ama önemli bir yerde şu anda..lütfen unutmayın sorunuzu..Müftü düzeyinde çalışan..yani fetö ile bağlantılı..
Mehmet Görmez:15 Temmuz’dan sonra bizim hiç bi müftümüz,hiç bi genel müdürümüz bi daire başkanı hariç..hiç bir daire başkanımızın herhangi bir iltihakı,iltisakı tespit edilmemiştir..
Didem Arslan Yılmaz:Bir isim var efendim..Mustafa Kütükçü..Sizin müşaviriniz zannediyorum..onla ilgili size bi uyarı bildirilmiş fakat ee neden görevine son vermediğiniz sorusu soruluyo..şu anda kaçıp Rusya’da galiba Mustafa Kütükçü..
Mehmet Görmez:Evet..doğru..bu önemli
Didem Arslan Yılmaz:Mustafa Kütükçü’nün Rusya’da olduğu iddiası var..müşaviriniz..onun fetöyle nasıl bir bağlantısı var efendim..
Mehmet Görmez:Bunu bitireyim..bu şahıslarla ilgili aslında..asıl meseleleri konuşsak ama bu..bunu sordunuz bunu cevaplıyacağım..
Didem Arslan Yılmaz:Tamam hocam..
Mehmet Görmez:Ben canlı yayında şunu söyledim,dedim ki”Diyanet personelinin tamamı İmam Hatip Lisesi ve İlahiyat Fakültesi mezunu olduğu için büyük oranda..İmam Hatip ve İlahiyat müfredatından geçen insanlar gidip aklını bir şahsa emanet etmiyor..Ama yok mudur?Var..Nitekim pek çok ilahiyatçı da var..Fakat Türkiye diyelim ki kolej mezunu,Boğaziçi mezunu,ODTÜ mezunları vesayre gibi bizim en parlak yerlerden mezun olan mühendisler üzerindeki hakimiyeti İlahiyat Fakültelerindeki hakimiyetinden çok daha fazla olmuştur..Bu bir realite..Dolayısıyle belki Diyanet’i nasıl olsa öbür kurumları elde ettikten sonra bir emir komuta ile idare ederim diye düşünmüş olabilir..
Nihal Bengisu Karaca:Diyanetin varlığını tartışıyorlardı zaten..çeşitli sivil toplum kuruluşları nezdinde”Diyanet gerekli mi aslında,olmaması lazım”şeklinde görüşler…
Mehmet Görmez:Müstakil bir Abant toplantısı yaptılar..Onu da az önce söylediğim 2011’den sonra yaptılar..yanılmıyorsam.2011 yıldan sonra yaptılar..Yani yakın şeyde..Diyanet diye bir kuruluşun olması,olmaması dikkatlerini şeyde çekmeye başladı..Bilhassa Ali Bardakoğlu hocamızla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı uluslararası arenada gerçekten büyük bir prestij kazanmaya başladı..Ben şahsen Diyanet Vakfını devralırken 26 ülkede çalışması vardı,devrederken 120 ülkede çalışmaları vardı..Bilhassa Afrika’da,Balkanlar’da,Asya’da Diyanet ektif olmaya başlayınca bunlar Diyaneti kendilerine rakip olarak görmeye başladılar ve çok öfkelendiler..Bundan dolayı o itibarsızlaştırma çabaları,gayretlerinin büyük bir kısmı aynı zamanda buradan olmuştur..Bir başka Diyanetle ilgili bir şey daha ifade edeyim..Malumunuz bunların düşünceleri içerisinde ideolojilerini anlatan yahut kendi düşüncelerini veya ideolojilerini dünyaya şirin göstermek için yine malzeme olarak kullandıkları dinler arası diyalog var..Bunların çabaları ve gayretleriyle Diyanet’in içinde bir”Dinler Arası Diyalog Müdürlüğü”kurulmuş ve o Dinler Arası Diyalog Müdürlüğü Vatikan’la ilişkiler geliştirmeye başlamış..Onun için bize olan öfkelerinden bir tanesi de bir önceki başkanımız Ali Bardakoğlu hocamız daha ilk yıllardan itibaren”dinler arası diyalog olmaz ama farklı din mensupları arasında diyalog olur”dedi.Ve biz kendi aramızda da istişare ederek o genel şube müdürlüğünün bütün şeyini değiştirdik..yani konseptini vesayre hepsini tamamen değiştirdik..Ben 2012’de Kazakistan’da Nur Sultan Nazarbeyevin başkanlığında toplanan ve adı da”Dinlerarası Diyalog”olan bir toplantıya katıldım..Çünkü Kazakistan Müftülüğü’yle çok iyi ilişkilerimiz var,bütün Dünya orada,benim oraya katılmamam uygun değildi..Ancak şuna karar verdim,katılayım ve bunu eleştireyim..Katıldım ve eleştirdim..Ve biraz da sert denebilecek bir açıklamam oldu..”Dinlerarası diyalog olmaz..teslisle tevhid arasında diyalog olmaz”dedim..Ama üzülerek belirteyim ben görevden ayrılırken dahi”bu kadro diyalogcu”falan demeye devam ediyordu bazıları..Ondan sonra yani bilhassa dinlerarası diyalog yani ben Papa Fransis bizzat Diyanet İşleri Başkanlığı’nı ziyaret edince de kendisine”siz ilk defa Avrupa dışından seçilen Latin Amerika’dan seçilen bir Papa’sınız.İslamafobya yükseliyor..İslam dünyasıyla Batı dünyası arasında çok büyük sorunlar var..bir projeniz var mı..bütün bu sorunları nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz,nasıl yardımlaşabiliriz..ne dersiniz?”dediğimde.”evet”dedi..”bizim büyük projemiz var”..”Nedir o?”..”Dinlararası diyalog..”.Dedim ki”efendim bu kavram kirli bir kavram ..bu kirli bir kavram..kirlendi bu kavram..çünkü 1963’te efendim kilise konsilinin ne amaçlarla aldığı bir karar olduğunu hepimiz biliyoruz..dolayısıyla bununla devasa dünyanın sorunlarını,inançlar arasındaki ilişkileri farklı inançların aynı hukuk içerisinde birlikte yaşamalarını sağlamak vesayre..bunlar çok ayrı konular ama dinlerarası diyalog ayrı bir şey..”
Didem Arslan Yılmaz:Peki FETÖ bunla ne amaçladı..dinlerarası diyalogla?
Mehmet Görmez:Bence dünyadaki meşruiyeti için kullandı..Çünkü çift söylemi vardı..Kendi özel seanslarında da bu gibi şeylere pek itibar etmediklerini ifade ediyorlardı ama Vatikan başta olmak üzere dünya nezdinde itibar kazanabilmek için bunu bir araç olarak kullandı..Fakat daha sonra da itikada dönüştü..Önce araçtı sonra itikada dönüştü..Ve sonra Londra’dakini biliyorum ben..Londradaki doğrudan bir aşılama içindir,bir inkültürasyondur..Yani Budizmi,Hristyanlığı,Müslümanlığı vesayre bütün bu Yahudiliği bütün bunların ortak şeylerini alarak ordan birşey..bir inanç oluşturmak..
Ferhat Ünlü:Çatı din gibi bir şey diyebilir miyiz?
Mehmet Görmez:Öyle bir şeye dönüştü..evet..
Didem Arslan Yılmaz:Peki..Hocam şöyle bir şey yapalım..yarım kalmasın..hem Mustafa Kütükçü’yle ilgili,iddialarla ilgili onlara bir yanıt vermenizi rica edecem..diğer gasteci arkadaşlarımın da..sonra 17-25 aralık süreci ve sonrasını ve 15 Temmuz gecesini..Diyanet’in nasıl mücadele etmesi gerektiğini.. konuşacağımız çok başlık var..İzninizle bir ara verelim daha sonra Profesör Doktor Mehmet Görmez’le yayınımıza devam edeceğiz..biraz ara..
Didem Arslan Yılmaz:Evet Profesör Doktor Mehmet Görmez’le yayınımıza devam ediyoruz..bi çok şeyi ilk kez burda açıkladı..konuşuyoruz..açık yüreklilikle sorularımıza cevap veriyorsunuz Sayın Görmez..çok teşekkür ederiz..bir izleyicimiz diyor ki az önce işte hem Kemalettin Özdemir’in daha sonra emniyetten birilerinin makamınıza gelip olup zaman nasıl bir örgüt olduğunu anladım..2011 yılındaki bir görüşmeden bahsetmiştiniz..izleyicimiz diyor ki ee Meral Akşener ve Latif Erdoğan arasında ki davada sizi neden mahkemeye tanık gösterdiler..bir Diyanet İşleri Başkanı’nın böyle bir olayla ne ilgisi olabilir..niye tanık olarak siz gösterildiniz..sonra süreç ne oldu sorusunu soruyo izleyicimiz…
Mehmet Görmez:Evet..yani..daha sonra benim asla haberim olmadan..
Didem Arslan Yılmaz:Evet..hocam..
Mehmet Görmez:çeşitli yerlerde yazılan bazı yazılarda ee bana gelen bilgiler içersinde hanımefendiyle ilgili de ee bi şeyler getirdiklerine dair bir yazı yazıldı doğrusu..
Didem Arslan Yılmaz:Evet..
Mehmet Görmez:Yok..sizin..ya sizin ya da başka televizyon kanalında birisi bunları ifade etti..ama öyle bi şey yoktu..ee yalan bi haberdi,doğru değildi..bunu da ben doğrusu ee bilgi olarak mahkemeye iletmiştim o zaman..
Didem Arslan Yılmaz:Peki..Az önce Mustafa Özcan’ın işte size Kemalettin Özdemir’in saat altıda geldiğini iki saat sonra Mustafa Özcan’ın sizi aradığını..bi gün sonra da makamınıza gelip sizle bi görüşme yaptığından bahsetmiştiniz..bi izleyicimiz diyor ki ee önemli bir sorum var diyo..Mustafa Özcan Kartal Merkez vaiziyken Amerika’ya örgütün en üst düzey yetkilisi olarak sürekli Kartal’dan izin almadan yurt dışına Amerika’ya kaç defa gittiğini pasaportundan görebilirsiniz..bu..neden atlanıldı bu ayrıntı..sayın Görmez bunu bilmez mi acaba..
Mehmet Görmez:Biz 2000 li yıllarda göreve başladığımızda bu Diyanet’ten ayrılmıştı..Yani o zaman yine 28 Şubat döneminde ee gidip gelmiştir..benim bilgim yok o konuda..Fakat bizim dönemlerde Diyanet personeli değildi,tamamen ayrılmış ve o holdinglerin başında hastanelerin başında bir idareciydi
Didem Arslan Yılmaz:Evet..Adnan Oktar hakim karşısında biz ilerliyen dakikalarda bu örgütü de konuşucaz..32 kişi tutuklanma istemiyle mahkemeye sevkedildi..Adnan Oktar meselesini de değerli hocamıza sorup değerli görüşlerinizi almak istiyorum..merak ediyorum..Mustafa Kütükçü meselesi vardı hocam..
Mehmet Görmez:Evet..
Didem Arslan Yılmaz:Onu da işte göreviniz döneminde resmi olarak rapor edilen bir kişi olarak belirtiliyo..yurt dışı din hizmetleri müşaviri neden bi yıl boyunca görevden tutuldu..neden almadınız sorusunu soruyo izleyicimiz..
Mehmet Görmez:Efendim..bizim Diyanette Rusya’yla ilgili,Rusya’daki Müslümanlarla ilgili çok yakın ilişkilerimiz oldu..Bilhassa Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuttin’le Moskova’da çok önemli çalışmalar yaptık ve Moskova’daki o büyük caminin bizzat sayın cumhurbaşkanımızın ee himayesinde yapılmış olması da ee çok önemli bir projeydi..çok önemli bir hizmetti doğrusu..ee Rusya civarındaki bütün imamların eğitimi vesayre..bu meselerle çok yakinen ilgileniyorduk..ee bu ismi geçen ee insan.
Didem Arslan Yılmaz:Mustafa Kütükçü..
Mehmet Görmez:biz orya vardığımızda hem Türk vatandaşı,hem Rusya’dan evli..ama aynı zamanda müftü yardımcısı..yani Rusya müftü yardımcısıydı..dolayısıyla biiz bir başka yapının..işte bu menhus yapının gidip bir elemanını ee Rusya’da bir ee müftü yardımcılığı makamına kadar getirip..başına sarık,cüppe giydirdiğini falan ben bilemezdim tabi ki yani..
Didem Arslan Yılmaz:Size bunla ilgili devletin kurumları uyarıda bulundu mu efendim..?
Mehmet Görmez:Hayı..ben çünkü görev..göreve alırken de mutlaka şey yapıyoruz..yani..ee sicilini araştırıyoruz..ee normalde benim başkan yardımcılığım dönemlerinde Rusya müftü yardımcısıydı bu isim..Fakat daha sonra ee bir.bir Rusya ziyaretimde Rusya müftüsü bu arkadaşın ee Rusya’da artık ailece çok bıktığını,usandığını dolayısıyla Türkiye’ye dönmek istediğini.ee kendisiyle beraber çalıştım..benim talebem..ben yetiştirdim..dolayısıyle sizin ee bi görev vermenizi istiyorum dedi..
Didem Arslan Yılmaz:Kim dedi efendim bunu.?
Mehmet Görmez:Rusya müftüler konseyi başkanı Ravil Gaynuttin..bende..
Ferhat Ünlü:Acaba Ruslar ondan rahatsız mı olmuşlar da..çünkü biliyorsunuz Rusya bu örgüte hep mesafelidir..siaeyle ilişkisi falan..belki göndermek istediler de mi buraya gelmek istedi..
Mehmet Görmez:Doğrusu işin o boyutlarını bilmiyorum..yani dolayısıyle memuriyeti de olmadığı için istisnai bir kadroyla müşavirlik görevine..çünkü koca bi Rusya’da müftü yardımcılığı yapmış..ee Türkiye’de de yani ee ilahiyat tahsili de görmüş vesayre..ee göreve alırken de mutlaka biz gönderiyoruz bütün ee şeyini alıyoruz..ama bize herhangi bi bilgi gelmedi..ve görev yaptı..fakat 15 Temmuz’dan çok kısa bi müddet sonra bana bi bilgi notu geldi ben de derhal görevine son verdim..ee o da tekrar Rusya’ya gitti doğrusu..
Didem Arslan Yılmaz:15 Temmuzdan sonra mı geldi o bilgi..?
Mehmet Görmez:15 Temmuz’dan sonra..15 Temmuz’dan önce gelmişti,15 temmuz’dan sonra da bana hakkındaki bilgi gelir gelmez aynı gün görevine son verdim..
Didem Arslan Yılmaz:Peki..Nedim Şener’in bir sorusu..
Nedim Şener:Ben iki soru ardarda soracam ama isterseniz ayrı da sorabilirim..
Didem Arslan Yılmaz:17-25 aralığın birazdan öncesi..sonra gelelim ona..
Mehmet Görmez:Nedim bey tabi ee yani milletin bilhassa gittiğim her yerde en çok sordukları soru o darbe gecesinde Diyanet İşleri Başkanının mit müsteşarlığında ne işi vardı..yani bilhassa o spekülasyonlar üzerinden..
Nedim Şener:Bi sonraki bölüm zaten o olacak..
Mehmet Görmez:fetöyle mücadele zaafa uğratılmaya çalışıldığı için öncelikle bunu bütün yönleriyle ee paylaşmak isterim doğrusu..bunu unutmıyalım..
Didem Arslan Yılmaz:Öncesinde ama izninizle şunu da söyliyim..bi öncesinde sayın Görmez’in rolü nedir,naptı,nasıl pozisyon aldı..onu bi izleyiciler anlasınlar..15 Temmuz’a ondan sonra gelicez..
Nedim Şener:Fetöyle mücadelede şey olsa bile..sözel olarak bazı yanlış anlamalara sebep olsa bile inanın ki bu mücadele öyle kolay zaafa uğrayacak bi mücadele değil..onda size emin olun ki biz gerçekleri insanlara anlatırız..
Mehmet Görmez:Hay kalbine sağlık..
Nedim Şener:Ee hocam 17-25 aralığın öncesi olduğu için söylüyorum..uzun yıllar”Kutlu Doğum Haftası”diye bir şey yaşandı bu ülkede..ve bu fethullahçı terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen’in doğum tarihi o..takvim olarak ona uyduruldu dendi..Ve sonrada anlaşılmaz bir şekilde madem onla ilgisi yok idiyse bi anda bu kaldırıldı..önce bi..15 Temmuz’dan sonra kaldırıldı..”Kutlu Doğum Haftası”nasıl başladı..fetö lideri elebaşı,fetö elebaşıyla ilgisi var mıydı..sonra neden kaldırıldı..çünkü bu okullara kadar sirayet etmişti zamanında..
Nihal Bengisu Karaca:Sizin de ayrıca Kutlu Doğum Haftası uygulamasından vazgeçilmemesi gerektiği yönünde..
Mehmet Görmez:Israr ettim..
Nihal Bengisu Karaca:evet..direnç sergilediğiniz şeklinde kamuoyunun bi bilgisi var..
Mehmet Görmez:Doğru..doğru..
Nihal Bengisu Karaca: bunu da eklemek istedim Nedim beyin sorusuna..
Mehmet Görmez:Ben Ankara’da ilahiyat fakültesinde asistandım..diyanet işleri başkanımızda mustafa sait yazıcıoğlu idi ve kutlu doğum haftası onun döneminde akademisyenler ve ilahiyatçıların toplantıları ile kararlaştırılmış bir hafta..kendim bir konunun bizzat şahidi olduğum için,içinde olduğum için o günden bu güne kadar bütün yönlerini bildiğim için doğrusu o zaman biraz uzun olacak ama bu konu önemli ve size bu bilgiyi arzedicem..
Nedim Şener:yıl..hocam başlangıcı..
Mehmet Görmez:yıl 1989..ee o dönemde bu başladı..dolayısıyla ee fetöyle hiç bir ilgisi yoktu başlarken..daha sonra da olmadı..
Nedim Şener:başlarken..
Mehmet Görmez:başlarken..daha sonra da olmadı..bi sene sonra fetö diyanetin başlattığı bu kutlu doğum haftasına bir alternatif”ebedi risalet sempozyumları”diye ankara da o büyük parti kongrelerinin yapıldığı atatürk spor salonunda büyük bir toplantı yaparak diyanete alternatif ebedi risalet haftası diye bir hafta başlatmak istedi ama başaramayınca diyanet bunu devam ettirdi..ne zamana kadar..28 şubat a kadar bu devam etti..28 şubat ta o süreler içerisinde tansu çiller katıldı..alpaslan türkeş katıldı.süleyman demirel katıldı..sürekli devam etti..
Nedim Şener:kutlu doğum haftaları değil mi hocam..?
Mehmet Görmez:kutlu doğum haftaları devam etti..ve ha hangi mülahazayla başladı..şu mülahazayla..ya biz peygamberimizin doğum gününü ee bi gece mevlüt okuyarak geçiştiriyoruz..bu bize yakışmıyo..halbuki toplum hazreti peygamberi tanımıyo..gençlerimiz,çocuklarımız tanımıyor..bizim peygamberimizi şöyle bir hafta anlatacak..ee..bir..bir çalışma yapmaya ihtiyacımız var..bunların bi kısmının ee zabıtlarını yazdığımı ben hatırlıyorum..ee toplantıda ahmet kabaklı var..rahmetli..efendim..bu işin mimarı benim hocamdır..süleyman hayri bolay..ee..hatta ismi de o telaffuz etti..o zaman ee dolayısıyle önce öyle başladı..ee kutlu doğum haftası daha sonra peki bunu miladi hicri takvime göre kutladığımız zaman ee..nitekim önce hicri başladı..fakat yaz tatiline ee toplum tuttu..gerçekten bizim toplumumuzun da zaten ee islam anlayışı peygamber sevgisi üzerinden kurulmuştur..onun için diyanet ilk defa bununla toplum üzerinde çok güzel bir şey oluşturdu..topluma dokundu..çocuğa,gence,aileye,herkese bu konu üzerinden dokundu..fakat yaz tatili gelince okullar tatil..o seneki değerlendirme toplantısını da hatırlıyorum..değerlendirme toplantısı yapıldı..ve denildi ki ee hicri takvime göre gittiği zaman bu olmuyor dediler..o..o süreçlerde ee beni dinliyen her kardeşimi temin ederim ki hiç bir fetö kokusu bile yoktur bu konuşmalarda,bu tartışmalarda onların hepsini tanıyorum..sonra içeri giren bir köşe yazarı ee..o zaman ordaydı ama zaman ki ee fetöyle beraber değildi..o zaman daha başka bir hareketin içerisindeydi..sizler de biliyorsunuz yani..ee onun için mümkün olduğu kadar böyle isimler üzerinde spekülasyon yapmak istemem ee..bunun üzerine o zaman hicri takvime göre hazreti peygamber aleyhisselamın mevlidini kutlamaya devam edelim ama kutlu doğumu miladi takvime göre nisan ayında hatta 21 nisan la başlatalım denildi..ee bir gerekçe de bizzatihi cumhuriyet kurulurken hakimiyeti milliye bayramıyla gazi mustafa atatürk tarafından hakimiyeti milliye bayramıyle veladet bayramı yani rasuli ekrem aleyhisselamın doğumunun aynı tarihe denk geldiği kabul edilerek müşterek bir ee tatil ee bir bayram olarak kabul edilmiştir..
Nedim Şener:23 nisan la,21 nisan..
Mehmet Görmez:evet..onu onu da dikkate alarak o zaman böyle bir karar alındı ve devam etti..ben o zaman ilahiyat fakültesinde o zaman öğretim üyesiyim..ee fakat 28 şubat a kadar bu çok güzel yerleşti..her sene sempozyumlar paneller yapıldı vesayre..28 şubat ta bunu erbakan hocaya karşı kullandılar ve dediler ki 23 nisana alternatif olsun diye bu haftayı ihlas ettiler..büyük bir tartışma ortaya çıktı..o zaman anayasa mahkemesinin açıklamaları var..manşetler var vesayre..
Nihal Bengisu Karaca:küçük çocuklar başlarını örttü,sahneye çıktı..şiir okudu..
Mehmet Görmez:o sonra..sonra efendim..daha sonra kutlu doğum haftası aynı zamanda ee 27 nisan bildirisinin sebebidir..27 nisan bildirisinde..
Ferhat Ünlü:2007..
Mehmet Görmez:efendim?
Ferhat Ünlü:2007..
Mehmet Görmez:2007..
Ferhat Ünlü:muhtıra dediğimiz bildiri..
Mehmet Görmez:27 nisan bildirisinde sayın başkanımız..hatta suudi arabistan daydı..ben yardımcı olarak..vekalet bendeydi..ben akşam dinlediğim zaman ee içinde diyanet geçiyo..diyanetin urfa da ve denizli de yaptığı faaliyetler anlatılıyor vesayre…ve yani diyanet ve kutlu doğum gerekçe gösterilerek bir ee bildiri yayınlandı..o zaman ee ben de ertesi gün vardım..bir karşı bildiri kaleme aldım..yani bu bilgilerin sadece bir şey olduğunu zannederek karşı bildiri kaleme aldım..ee hatta o zamandan sonra başbakan yardımcısı olan sayın yalçın akdoğan beni telefonla aradı..hocam dedi bu henüz 27 nisan bildirisine karşı ee hükümetin ee açıklaması olmadan bu kutlu doğum haftasıyla ilgili sizde bir bilgi var mı dedi..ben efendim..bir dosya hazırladım dedim..ne zaman başladı,hangi yıl kim bunu yaptı vesayre..ee geldiler benden o dosyayı aldılar..o dosyaya da atıfta bulunarak hükümet itiraz etti..sonra üçüncü karşımıza çıkışı kutlu doğumun ak parti nin kapatılma kararı içerisinde,dosyanın içerisinde..
Ferhat Ünlü:2008..
Mehmet Görmez:suçlar arasında sayıldı..efendim ve sonra iki bin efendim on beş yılında ben ağrıdaydım..bir gün kalktım ki efendim ee bir gazete kutlu doğum haftası fetö projesidir diye bir manşet atmıştı..şahsen üzerine şöyle düşündüm..bu manşetin veya bu fikrin ee yayının kime zararı var kime faydası var..bi defa didem hanım 30 yıl bu menhus adamın doğum gününü allah rasulünün ee doğumu diye topluma kutlatan bir kurumun saygınlığı kalır mı bu toplum nezdin de..yani siz böyle bir kuruma fetö ile mücadelesinde veya vesayre diğer konularda herhangi bir sözüne itibar eder misiniz?
Didem Arslan Yılmaz:peki fetö neden alternatif bir kutlama yapma ihtiyacı duydu..niçin yaptı onu..yani fetö nün yaptığından bahsettiniz..
Mehmet Görmez:o her konuda paralel olmayı istiyor..
Ferhat Ünlü:şunu da eklemek istiyorum..bir bilgi var..çelişen bir şey..
Mehmet Görmez:afedersin bunu bitireyim..
Ferhat Ünlü:tabi..
Mehmet Görmez:bunu bitireyim..Nedim bey..
Nedim Şener:hocam fethullah gülen in doğum tarihi de 27 nisan galiba değil mi hocam..yani onu oraya bi anlamda sizin ee kutladığımız haftayı çaldılar ve kendilerine mal ettiler gibi..çünkü daha sonra biz ee zaman gazetesi ve onun diğer yayın organlarıyla bu haftaya olağan üstü sahiplendiğini..
Mehmet Görmez:hayır..ben baştan sona tarattım o haftaya sahip..en az..en az sahiplenen hatta hiç sahiplenmiyen yayın grubu onların yayın grubu..
Didem Arslan Yılmaz:sayın görmez bir iddia..konuyla ilgili bir iddia..
Mehmet Görmez:ben cümlemi bitireyim Ferhat bey yani..
Didem Arslan Yılmaz:biraz hızlı ilerliyelim ama..
Mehmet Görmez:ben neden ısrar ettim..bir..konuyu biliyodum başından itibaren bu yalandı bu büyük bi yalandı..ikincisi..bizzatihi bunun fetönün bir itibarsızlaştırma propagandası olduğuna inandım..neden..çünkü bu diyaneti bitirecekti..bu adamın doğum günü diye 30 yıl kutlayan bir kuruma ki..
Didem Arslan Yılmaz:kimse saygı duymaz..
Mehmet Görmez:ki..bardakoğlu hocamızdan itibaren kurumun itibarını iğne ile kuyu kazarak hem milletimizin nezdinde hem de dünya da her yerde bir yere getirmeye çalıştık..bütün eksiklerimizle kusurlarımızla,yanlışlarımızla ama oraya çıkmış diyanetin bu adamın doğum gününü 30 yıl peygamberin doğum günü..milleti aldatarak kutlamıştır..ee iftirasını ee bu tartışmalar içerisinde asla kabul etmedim..bu doğru değil..ikincisi peki bunun kime faydası var..onlara faydası var..onlar bununla ne demek istiyor..bakın 30 yıldır sizin her birinizin benimsediği..her birinizin gidip katıldığı o kutlu doğumlarda bizim eserimizmiş..bunun propagandası yapıldı..kutlu doğum haftası sade türkiye de tutmamıştı..bir de avrupa da ki millet varlığımızın o müslüman kimliğini inşa etmek için çok önemli bir haftaya dönüşmüştü..rusya da ki müslümanlar bunu benimsemişlerdi..dolayısıyle bunun ben takvim olarak ta..güneş te allahın ayeti..ay da h ayeti..dolayısıyle asla bu zaten rasuli ekrem aleyhisselamın hicri takvimdeki miladına muadil bir alternatif değildi..sonra dediler ki..dediler ki peki ramazanı da şeye sabitleseler vesayre..bu tabi islamiyeti bilmemekten kaynaklanan ee bi..bir şey yani..bu ona benzemez..bu tamamen ee yani kuranın ve sünnetin emrettiği bir şey değil..bu hazreti peygamber sallallahualeyhisselamın ee çocuklara,gençlere,herkese doğru anlatmak için ee düşünülmüş ..üzerinde kararlaştırılmış..toplum tarafından da hüsnü kabul görmüş bir hafta idi..nitekim tartışmalar bitsin diye görevden ayrılmadan önceki toplantıda da..o zaman şöyle yapalım biz..mevlidi nebiyi bir hafta kutlıyalım ama bu da siyeri nebi haftası olarak en azından okullarda resulü ekrem aleyhisselamın hayatını çocuklara okuttuğumuz bir hafta olarak devam etsin diye şahsen istedim..o ilim adamları da öyle karar verdi ama sonra olmadı..tabi ki ee takdir ee büyüklerin..
Didem Arslan Yılmaz:bi izleyicimiz diyor ki kutlu doğumun hicri takvime göre kutlanması sayın cumhurbaşkanının talimatı mıydı..değil miydi..soruyo..hicri takvime göre kutlanması sayın erdoğan ın talimatıyla mı oldu..
Mehmet Görmez:yani bu tartışma tabi sayın cumhurbaşkanımıza kadar götürdüğü biliyorum..ancak ee kanunun bütün yönleriyle bir ilmi ortamda ele alınmadığını düşünüyorum..yani türkiye de ee bu fetöyü dışarda tutarak söylüyorum..türkiye de herkesin hocamız dediği bütün ilim adamlarıyla bir araya gelinerek yeniden istişare edildiği taktirde kesinlikle devam etmesi yönünde kararın çıkacağına inanırım şahsen..ama bunun o menhus yapının bir eseri olarak takdim edilmesi ee siz ne diyorsunuz..bir kavram kullanıyosunuz..böyle karşı propaganda diyorsunuz ya..
Nedim Şen:evet..kara propaganda..
Didem Arslan Yılmaz:sayın görmez..ferhat beyin bir sorusu var..
Mehmet Görmez:ben okumalarımdan,bilgilerimden şahitliğimden böyle anladığım için..
Ferhat Ünlü:o net anlaşıldı hocam..bu arada kendi tabanına örgüt liderinin fethullah gülen in işte bütün iddianamelerde yeni oluşan fethullahçı terör örgütüyle ilgili külliyatta biliyoruz ki işte atatürk ün öldüğü tarihte doğduğu şeyini şaiyasını yaydığını da biliyoruz ki..yani o anlamda doğum tarihleri arasında da bir çelişki var..kendi tabanına söylediği şeyle gerçekten tam doğum tarihi konusunda da bi ihtilaf olduğu düşüncesindeyim..o ayrı bir mesele ama ben soru sormak istiyorum şu bağlamda..
Ferhat Ünlü:”Paralel Diyanet Projesi”vardı.Avrupa’da bunların fetö ve Diyanet şeyinde Löven üniversitesinde Belçika’da bizim imamlarımızın Diyanet imamlarının Flemenkçe bilmediğinden bahisle fetö çok yoğun bir propaganda yaptı.Orda bir paralel Diyanet teşkilatı kurmaya çalıştı..Sizin döneminizde Diyanet buna karşı ne yaptı..Bide bizim bilhassa Almanya’daki Diyanet kadrosundaki imamlarımızla ilgili sürekli bir casusluk ..sı yaydı fetöcüler böyle bir algı yarattılar..Buna karşı bizim nasıl bir şeyimiz oldu..karşı hamlemiz oldu..
Mehmet Görmez:Tabi Dışişleri bakanlığımız nezdinde çok önemli çalışmalar yapıldı,görüşmeler yapıldı..Diyanet İşleri Başkanlığı görüşmeler yaptı,orda davalar açıldı ve davaları imamlarımız kazandılar..Yani imamlarımız,7 imamımız o zaman onların bu ihbarları üzerine göndermişlerdi..Sebepte 15 Temmuz’u ee 15 Temmuz’dan sonraki Cuma..Cuma..hutbelerde
Ferhat Ünlü:22 Temmuz..
Mehmet Görmez:22 Temmuz’daki Cuma hutbesinden dolayı Diyanet suçlandı,ordaki kuruluşlar suçlandı..Fakat bu az önce ismi geçen şahıs Mustafa Özcan benim başkan yardımcılığı dönemimde bir kez daha geldi..
Ferhat Ünlü:Eski Türkiye imamıdır bu arada örgütün..Önemli bir yönetici..onu da söylemek lazım..
Mehmet Görmez:Bu paralel diyanetler meselesinde önemli olduğu için paylaşmak isterim..kamuoyuyla da bunu paylaşmak isterim..Dedi ki”biz”dedi””her yerde eğitim hizmetleri yapıyoruz..Ama bir ülke var ki din hizmeti bizde kalacak”..Neresi?..”Arnavutluk”dedi..
Ferhat Ünlü:Orayı çok önemsiyorlardı..
Didem Arslan Yılmaz:Peki neden istediler orayı özellikle sizce?
Mehmet Görmez:Ee Biz de behemahal bu görüşmeden sonra..
Ferhat Ünlü:Sene kaçtı orada geldiğinde?
Mehmet Görmez:2008..9 olabilir.
Ferhat Ünlü:Siz başkan yardımcısısınız..
Mehmet Görmez:Ben başkan yardımcısıyım…”her ülkede eğitim hizmeti yapıyoruz ama bir ülkenin din hizmetini biz üstlenicez”..Yani bu..bunlar böyle nasıl..nerde,nasıl konuşuyorlardı hakkaten şimdi tabi anlaşılıyor..Biz behemahal ben o zaman dış ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısıyım..Behemahal Arnavutluğa müşavir kadrosu istedik..O zaman Abdullah Gül Bey dışişleri bakanımız..Veya hangi yıl..O zaman yıl farklı olabilir..Yani ben..henüz dışişleri bakanımız..o zaman ..bizzat görüşmeler yaptık..Ali Bardakoğlu hocamızla ziyaret ettik..Ve o da çağırdı herkesi”buraya Diyanet’e hemen bir din işleri müşavirliği kadrosu Arnavutluğa,Tiran’a gönderelim”denildi..6 ay bekledik gelmedi..6 ay sonra gelen yazı aynen şöyleydi:”Arnavutluk’ta soydaşımız bulunmadığından,din hizmetleri müşavirliği kadrosuna ihtiyaç yoktur”..
Nedim Şener:Yazı nereden geliyor size?
Mehmet Görmez:Dışişleri Bakanlığı’ndan..Bunu bir Amerika seyahatinde ben sayın başbakanımıza arz ettim..Sayın başbakanımız dışişleri bakanını çağırdı..O zaman akabinde Ali Babacan beydi.Ve dedi ki”biz daha Amerika’dayken bu kadro çıkacak”dedi..Ve o kadro çıktı..Fakat üzülerek belirteyim bütün çabalarımıza rağmen biz Arnavutluk’ta din hizmetlerine müzahir olamadık..Şu anda Tiran’da Sultan Ahmet büyüklüğünde muhteşem bir mabet yükseldi,bitmek üzere..ama üzülerek belirteyim onların oraya olan o hakimiyetinden dolayı..
Ferhat Ünlü:Hala var..
Nedim Şener:Dışişlerinden gelen yazı bakan imzalı mı?
Mehmet Görmez:Nedim bey..sözümü bitirebilir miyim?
Nedim Şener:Çok önemli bu söylediğiniz..
Didem Arslan Yılmaz:Çok önemli..Sayın Görmez de yanlış anlaşılmak istemiyor tabi..Bitirsin sözünü sonra.
Mehmet Görmez:Niye Arnavutluk?Niye Arnavutluk olduğunu 6-7 sene 10 sene sonra anladım..Ne zaman anladım?Papa Fransis Papa oldu..Papaların ilk ziyaretleri önemlidir.Normalde papa ilk ziyaretini nereye yapar?Biz eğer..Arjantin’e yapması lazım..oralı olduğu için..Çünkü oralı..veya Latin Amerika’ya yapması lazım..İlk ziyaretini Arnavutluğa yaptı..
Ferhat Ünlü:Neden peki sizce..?
Didem Arslan Yılmaz:Neden?
Mehmet Görmez:Ben dedim ki fetö 2007’de sadece Arnavutluğun din hizmeti bizde kalacak ısrarının sebebi ne ise Papanın da ilk ziyaretini Arnavutluğa yapmasının sebebi odur..
Didem Arslan Yılmaz:Bu sebebi açıklıyabiliyor musunuz?
Mehmet Görmez:Bu sebebi ilim adamları otursunlar okusunlar,çalışsınlar çünkü Avrupa bütünlüğü..Avrupa Güneydoğu Avrupa’nın Müslümanlığını hazmedemedi..Yani Avrupa,Güneydoğu Avrupa,Balkanların orada yüzde 90’ı Müslüman olan ki daha sonra dehşet bi hile ile Arnavutluk’ta 4 din var diye resmen kabul edildi..Bektaşilik İslamın dışında bir din değildir..Ama Sünnilik,Bektaşilik,Katoliklik,Protestanlık diye..Ortodostluk diye 4 din var diye oraya kabul ettirdiler..Ama bunların orda parmağı var..Dolayısıyla Kosova,Arnavutluk,Bosna,Makedonya..buradaki 15-20 milyon Müslüman varlığı Avrupa’nın o mega siyasetlerini dizayn eden efendim fikir ve düşüncelerine aykırı başka sebepleri de var..üzerinde çokça konuşulabilir..ama niçin Arnavutluk üzerinde bu kadar durdukları gerçekten araştırmaya muhtaç..çünkü oraya 2 tane üniversite kurdular..orda İlahiyat fakültesi kurdular..Orda Osmanlıdan kalma 7 İmam Hatip lisesi vardı…hepsini alıp kendi okullarına dönüştürdüler..O çocukların hepsinin zorla başlarını açtılar..Başörtüsünü yasakladılar..Ve toplumun bütün genleriyle yani ben bunlara böyle GDO diye bir şey var ya..yani şeye giren GDO..bunlarda gittikleri yerde bizzat dini hayata giren insanın fıtratını bozan bir GDO gibi..Yani benim daha önce bir televizyon programında Kazakistan müftüsü Abdürsetdar Derbisali’nin bana söylediğini nakletmiştim..Burda da tekrarlamak isterim..Bir gün bana dedi ki”hocam”dedi..”bu yapı hakkında bana biraz bilgi verir misiniz?”dedi..Niçin dedim..”Siz dedi..bunlardan emin misiniz?dedi..Türkiye bunlara okul açtırıyor..Gönderiyor..biz seviyoruz..sayıyoruz..çocuklarımızı gönderiyoruz ama bir endişem var”dedi..Nedir dedim..”Mezunları açtıkları okulların mezunları ortaya çıktıktan sonra ben bir sorun görüyorum”dedi.. 3 sorun görüyorum..Birinci..torunlarım da ordan mezun oldu..Burda mezun olan çocukların aile bağları yok oluyor..Anne,baba..
Didem Arslan Yılmaz:Torunları o okullardan mezun oluyor..?
Mehmet Görmez:Kendisinin torunları o okullardan mezun oluyor..Ve onların üzerinde bakıyor ki aile bağları yok..Hiçbirisinin anne sevgisi,baba sevgisi yok..Sadece o yapıya bağlılık bir kimliğe dönüşmüş..ikinci hiçbirinin Kazakistan’ın geleceğiyle ilgili bir emeli yok..Millet bağı yok..Üçüncü İslam medeniyetine aidiyet yok..Peki ne var..sadece bu yapının elemanı ve dünya vatandaşı..Malik Bin Nebi’nin çok güzel bir ifadesi var..der ki”sömürgeciler bir ülkeden çıktıktan sonra sömürülebilirlik kabiliyetini arttıracak aydınlar yetiştirecek okullar açtırırlar”..dolayısıyla bu okulların Afrika’da,Rusya’da,Balkanlar’da niçin ve nasıl açıldığı aslında çok açık ama üzerinde çokça konuşulması gerekiyor..
Didem Arslan Yılmaz:Evet..hocam şimdi bi izleyicimiz şöyle bir soru sormuş..siz dediniz ya bi mektup..ben o mektubu fethullah gülene itaben yazmadım..2013 yılındaki mektupla ilgili..siz onu Amerika’ya götüren kişi kim araştırmadım dediniz ama o izleyicimiz İstanbul müftüsünün..dönemin İstanbul müftüsünden bahsediyor..bir isim zikrediyo..ve üç kişi olduklarını..sizin mektubunuzu o kişilerin sizin mektubunuzu fethullah gülen e götürdüklerini iddia ediyor..neen dersiniz..
Mehmet Görmez:Efendim.kitabın oraya yani..o tür spekülatif bilgilere itibar etmemek lazım..kitap..o yazı bana aittir..
Didem Arslan Yılmaz:Siz nasıl gittiğini biliyor musunuz..?
Mehmet Görmez:o kitap bizim çıkardığımız bir kitaptır..ama o kitabın..ordaki yazı ona yazılmamıştır..ama o kitabın kimin gidip nası takdim ettiğini ben şahsen bilmiyorum..
Didem Arslan Yılmaz:Peki..şimdi 17-25 Aralık sürecine gelelim..
Nedim Şener:Didem hanım ben bi soru daha..yani hocam hafızanızda varsa 17-25 Aralık’tan önce ee fetöyle karşılaşmanız bu Mustafa Özcan’la..iki olaydan ibaret midir..başka olaylar var mıdır..hafızanızda olan..yani sizi tehdit eden veya size bi takım tekliflerle gelen..bu bir..ikincide lütfen ben unutursam siz unutmayın..Dışişleri Bakanlığından gelen yazı bakan imzalı..Yani çünkü o tarihte Abdullah Gül bakan ve Arnavutluk’tan gelen..
Ferhat Ünlü:Ama 2008 se Cumhurbaşkanıydı..Yani orda bir çelişki olmasın..
Mehmet Görmez:O zaman öncedir efendim yani..
Ferhat Ünlü:2007’den önce olması lazım..
Mehmet Görmez:2007 den öncedir o zaman..öncedir..
Nedim Şener:Gelen yazı Abdullah Gül imzalı ve orda soydaşımız yoktur ifadesi..
Didem Arslan Yılmaz:Editör arkadaşımız göndermiş..2003-2007 yılları arasında Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri bakanı olarak Abdullah bey..
Mehmet Görmez:O tarihler olması lazım..
Nedim Şener:gelen yazı Abdullah Gül imzalı yazıydı değil mi hocam..bakan imzalı..
Didem Arslan Yılmaz:Abdullah beyin imzaladığı bir yazı mı?
Mehmet Görmez:Yani dışişleri bakanlığından gelen bir yazıydı.tam bilmiyorum..
Nedim Şener:Bi de fetöyle başka tür şeyiniz oldu mu?fetöcülerle daha doğrusu..
Mehmet Görmez:Şimdi Rabia Meydanı’nda benim kalbimdeki sızılardan bir tanesidir..Rabia Meydanı’nda kan dökülmeye başlandı..
Nedim Şener:Mısır’da?
Nihal Bengisu Karaca:2013..
Mehmet Görmez:Efendim..?
Nihal Bengisu Karaca:2013 yılı.
Mehmet Görmez:2013..Ben Ezer Şeyhini aradım..onun Hasanı Şafi diye bir yardımcısı var.onun aracılığıyla dedim ki Ezher..tarihi Ezher bugün Müslümanlara varlığını göstersin..Sarıklı cüppeli bütün hocalarınızı alıp Rabia Meydanı’na gitseniz,devletle burada toplanan millet arasında hakem olsanız,bu kan dökülmeyi engelleseniz..bizim tarihimize büyük bir iyilik olur..Ezher..Ezher olur..O olmadı..Umut kes…umudumu kestim..Ali Cuma’yı aradım.Ali Cuma oranın Diyanet İşleri başkanı diyelim..Ama Müftü..Yani Mısır Müftüsü olarak bilinir.Mısır Müftüsünü aradım.Ona da aynı şeyi söyledim..Dedim ki o Esma Biltaci’yi vurmuşlardı..sınaypırlar nişanlıyarak vesayre..Ona da üzüntülerimi ifade ettim..Hocam dedim..ilim adamlarına bir şeyler düşüyor..Siz bugün bir şeyler yapın dedim..Dedi ki”bizim doğrusu sizinle bir araya gelmemiz lazım”..Peki nasıl bir araya gelelim..Buyrun gelin dedim..”Ben Türkiye’ye gelemem”..O zaman tabi Türkiye darbeye karşı tavrını net ortaya vesayre..ee ben gelsem dedim..beni de koymazsınız..”o zaman Ürdün’de buluşabilir miyiz”dedi..Evet dedim,Ürdün’de buluşalım..O görüşme Çarşamba veya Perşembe..Cumartesi günü..yani bir küçük alimler toplantısı yaparak Mısır’da kanın dökülmesini nasıl önliyebiliriz diye..yani ham hayal peşinde koşan bir hoca gözüyle de bakabilirsiniz ama bir mümin olarak ne yapabilirizin çabası içerisindeyim..Bu görüşmeyi,Mısır Müftüsüyle görüşmeyi de hareket halinde Ankara’dan İstanbul’a giderken yapıyorum..
Didem Arslan Yılmaz:Bir araya ne zaman geldiniz bu müftüyle?
Mehmet Görmez:Yolda Mustafa Özcan aradı..15 dakka sonra..Yani Mısır Müftüsüyle de görüştükten 15 dakka sonra aradı..”Hocam..
Ferhat Ünlü:Acaba bunların Diyanet İmamı’da Mustafa Özcan mı..sizi aradığına göre..
Mehmet Görmez:”Cuma ile siz şeyde buluşacakmışsınız..ee öncesinde söyliyeceklerim var”efendim..vesayre..Siz nasıl öğrendiniz dedim..nasıl biliyorsunuz bunu?
Didem Arslan Yılmaz:Telefonlarınızı mı dinliyorlar efendim sizin?
Mehmet Görmez:Yani..Gerçekten hayretler içerisinde kaldım..”Bana Ali Cuma söyledi”dedi..
Didem Arslan Yılmaz:Öyle mi?
Mehmet Görmez:”Bana Ali Cuma söyledi”dedi..Ben İstanbul’da bir düğüne gidiyordum..Geldi o düğüne katıldı..Ve dedi ki”Türkiye yanlış politikalar uyguluyor..Sisi çok mübarek bir adam..Çocukları,torunları bizim orda Salahattin diye bir kolejimiz var..orada okuyorlar..Efendim..bu Mürsi vesayre çok büyük hatalar yapıyor..
Ferhat Ünlü:Resim netleşti..
Mehmet Görmez:”Ve zaten Ali Cuma da sizinle Ürdün’de görüşmeyi yani Türkiye’yi nasıl ikna edebiliriz diye yapmak istiyor”dedi..”yoksa kan dökülmesini önlemek için şeye gelmiyor”dedi..Ben tabi çok..şu anda ne söylediğimi ifade edemem..ağır şeyler konuştuğumu hatırlıyorum..Orayı terk ettim..Fakat akşam El Cezire’de Sisi askerlere bir konuşma yapıyor..tamamen askerler..vahim şeyler söylüyor..En önde de baktım sarıklı,cüppeli bir adam var..Kameralar bir daha döndü..baktım ki benim gündüz görüştüğüm hoca..müftü..
Didem Arslan Yılmaz:Yani Ali Cuma..
Mehmet Görmez:Ali Cuma..Kendisini aradım..Dedim ki Hazreti Musa’nın söylediği bir ifade var”haza firakun beyni o beynek”..bu bizim aslında daha önce pek çok toplantıda vesayre bir araya geldiğimiz bir ilim adamıydı..Bir..bir Müslüman..bırakın ilim adamı bir Müslüman böyle bir şey yapamaz..Yani ben sizden bu kanı nasıl durdururuz..o çocuklar o gençler orada ölümden nasıl kurtulur..sizin orada devlet-millet nasıl barışır..alimlerin üzerine düşen vazife nedir diyorum…siz gitmişsiniz bütün bu katliamları yapan insanları alkışlıyorsunuz..Bu..sen nasıl bir alimsin..nasıl bir insansın vesayre..
Didem Arslan Yılmaz:Ali Cuma’yla Gaziantep’te düzenlenen sosyal problemlere peygamberler yolunda çözümler isimli bir programda bir araya geldiniz mi..diye bir soru soruluyo izleyicilerimizden..bir araya geldiniz mi o müftüyle?
Mehmet Görmez:Yani yüzlerce toplantıda bir araya geldim o tarihe kadar ama doğrusu başka nerde..
Didem Arslan Yılmaz:İlk temasınız söz konusu kişiyle ne zaman?
Mehmet Görmez:Ben daha 1989’da 1 yıl Kahire Üniversitesi’nde araştırmacı olarak bulundum ve kendisi üniversiteyle Nil arasında büyük bir camide”usul dersi”veriyordu o derslerden tanıdığım bir akademisyen..
Didem Arslan Yılmaz:Darbeden sonra görüştünüz mü?
Mehmet Görmez:Hayır…hayır..Yani bu şeyden sonra hiç görüşmemiz olmadı..
Nedim Şener:Hocam tekrar edebilir misiniz?bakın Sisi 15 Temmuz darbesinde fetöcüler tarafından örnek gösterilen Sisi darbesi gibi olacak denilen bi figür..Şimdi ilk defa duyuyorum ki Sisi’nin çocukları fetönün okullarında okumuş..Mustafa Özcan bunu size söylemiş..Detay söyledi mi?Tam olarak ne söyledi?Yani bu bizim 15 Temmuz darbesinde örnek aldıkları Sisi darbesi..çünkü biz biliyoruz ki 15 Temmuz aslında Kanlı Sisi’nin darbesine benzer bir operasyondu..Amerikanın da arkasında olduğu bir şeydi..
Mehmet Görmez:Sisi’yi öve öve bitiremedi…Yakından tanıdıklarını bunu ben burda ilk defa söylüyorum ama Cezire’ye şeyden,hadiseden hemen sonra canlı yayında Arapça olarak Arap dünyasına bunu anlattım…Yani..Arapça olarak girdiğinizde..benim açıklamam Arap dünyasında da çokça konuşuldu,tartışıldı..Ama burda ilk defa söylüyorum..Türkçe olarak ilk defa söylüyorum.. Ve ben mesela Salahattin Koleji hikayesini ondan o zaman duydum..”bizim orda bir Salahattin Kolejimiz var ve Sisi’nin çocukları..torunları vesayre akrabaları hep bizim okulumuzda okurlar ee beş vakit namazını kılar..efendim şöyle dindar bir adamdır vesayre..dedim ki ya sen ne diyorsun ya ..hiç görmüyor musun şu anda gariban Mısırlı fakir insanların başına gelenleri..seçilmiş Cumhurbaşkanını bu şekilde devirmeleri.. buna hiç görmüyor musun,bakmıyor musun?Onlar çok hatalı yoldalar..Bu hatayı sen mi belirliyeceksin..Mısır halkı belirliyecek..
Didem Arslan Yılmaz:Sayın Görmez bugün baktığınızda Mısırda ki darbede o zaman fetönün parmağı olduğunu söyliyebilir misiniz?
Mehmet Görmez:Bilemem efendim..onu ben..
Ferhat Ünlü:Ama parçalar birleşiyor..
Nihal Bengisu Karaca:Parçalar birleşince Amerikan parmağı var..Fetöde hep Amerika’yla senkronize..
Didem Arslan Yılmaz:Peki..bir soru Ferhat beyden..17-25 Aralığa gelelim..
Ferhat Ünlü:17-25 Aralığa geldik..25 Aralıktan sonra..
Nihal Bengisu Karaca:15 Temmuza gelemiyeceğiz yalnız..
Didem Arslan Yılmaz:Gelicez..gelicez..yayın devam edecek..
Ferhat Ünlü:Şöyle 17-25 Aralık sürecinden sonra bir takım eleştiriler oldu Diyanet İşleri Başkanlığına..ben geçen telefonda da..telofan bağlantısında Habertürkte de ben size sormuştum yine iki gün önceki yayında..fakat biraz açmak istiyorum..sayın cumhurbaşkanının ağustos 2017 de şöyle bir söylemi var efendim..diyo ki diyanet işleri başkanlığımızın aslında bu konuda..fetö konusu ve benzer konularda..çok kısa..ciddi eksiklikleri olduğunu da söylemek isterim..diyanet işleri başkanlığı bu konuda çok ama çok geç kalmıştır..
Didem Arslan Yılmaz:Şöyle yapalım mı..o konuyu konuşucaz..
Ferhat Ünlü:Ama 17-25 ten sonra rapor hazırlanabilirdi yönünde eleştiriler var..
Mehmet Görmez:Bu soru atlanacak bir soru değil yalnız..
Didem Arslan Yılmaz:Çok önemli bi soru..diyanetin rolünü konuşucaz ama..17-25 aralıkta..o meseleyi netleştirelim…siz..dolayısıyle siz Ali Şerif Tekalan’la görüştüğünüzü söylediniz..Niçin görüştünüz,tam olarak ne zaman görüştünüz,bu görüşmede hangi konuları ele aldınız..?17-25 Aralık’la ilgili..
Nihal Bengisu Karaca:15 Aralık’tan önce ama de mi?
Didem:Hayır..Tarihini öğrenicez..17-25 Aralık sonrası diye soruldu..
Mehmet Görmez:Yok..sizin telefonunuzdan sonra ben tekrar notlarıma döndüm..benim görüşmem 21 Aralık..
Ferhat Ünlü:2013?
Mehmet Görmez:Evet..yani 17 ile 25’in arasında..Neden görüşüyoruz..O meşhuur beddua..meşhum beddua hikayesinden sonra..O bedduadan sonra açın o zamanki gastelerine bakın Diyanete sürekli telefonlarla vesayre falan fetva kuruluna Diyanet İşleri Başkanlığı bir açıklama yapsın..bu beddua değildir mülaanedir..Veya efendim mübahaledir diye..bana ilk geldiklerinde dedim ki yani bunu cahil bir adam söylemez..bu beddua rasulü ekrem aleyhisselam hayatında beddua etmemiştir..bi defa yapmıştır..ben”rahmet olarak gönderildim,lanetçi olarak değil”buyurmuştur allahın resulu ve bir defa beddua etmiştir..ne zaman..medine de müslüman olacaklarını kendisine bildirerek peygamberimize mektupla dediler ki bize yetmiş..yani bize arkadaşlarını gönder islamı öğretsinler bize..allah rasulüde seçkin 70 arkadaşını onlara islamiyeti öğretmek için gönderdi..didem hanım,yolda pusu kurdular ve bu 70 kişiyi öldürdüler..yani medinenin o ilk yıllarında en güzel yetişmiş,peygamber aleyhisselam 70 arkadaşını kaybetti..bundan dolayı yaptığı bir beddua vardır..adamın o gece okuduğu beddua o bedduadır..
Didem Arslan Yılmaz:siz peki o bedduayı duyunca ne yaptınız..ondan sonra mı görüşme ihtiyacı duydunuz..?
Mehmet Görmez:yok..onlar geldi..geldiğinde hala rektör..eğer yanılmıyorsam..yine bakılabilir..fatih üniversitesinde..bana geldi..hala rektör..
Ferhat Ünlü:sonra da firar etti..
Mehmet Görmez:bir görüşmeden gelmişti..
Didem Arslan Yılmaz:izninizle..şu anda fetö çatı davası kpss sorularının sızdırılması ve futbolda şike,kumpas gibi davalarda sanık ve hakkında tutuklama kararı var..
Ferhat Ünlü:firari kendisi..
Didem Arslan Yılmaz:firari şu anda..amerika da olduğu iddiaları var..evet buyrun..
Mehmet Görmez:önce dedi ki..yani arkadaşlar efendim ee bu beddua bizi biraz zor duruma soktu..yani toplumu yatıştırmak için yani hocam acaba böyle bi cümleyle bir bu sadece mübahaledir..mülahanedir diyemez misiniz..diye bana da ifade etti..dedim ki diyanet personelinin herhangi birisi böyle bir açıklama yapsa ben onu görevden alırım..bu çok gayri ahlaki bir teklif..siz bunu getirip diyanete nasıl söyliyebiliyorsunuz..?gidin ona diyin ki bu çirkinliği niye yapıyorsunuz..bu o böyle delirircesine ayağa kalkıp bağırıp çağırıp ee her türlü bilmem evlerine ateşler düşsün,şu olsun,bu olsun..falan..siz bunu oraya niye söylemiyorsunuz da buraya geliyorsunuz.?efendim işte çok bizde taraftar değiliz ama böyle oldu vesayre falan..sonra bunun üzerine dedi ki yani acaba böyle ilim adamları bir insiyatif başlatarak ee bu başlıyan onun kendi ifadesinde tırnak içerisinde bu kavgayı nasıl dindiririz..dindiremez miyiz..dedim ki..
Didem Arslan Yılmaz:sizden sayın erdoğan la görüşmenizi mi istediler efendim..?
Mehmet Görmez:hayır..öncelikle tekrar ifade etmek isterim ki..bazı köşe yazıları da yazıldığı için söylüyorum..yanlış anlamalara sebebiyet verebilir..
Didem Arslan Yılmaz:tarihi netleştirelim..21 aralık..
Mehmet Görmez:benim konuşmam,görüşmem ve teşebbüsüm asla bir ara buluculuk falan denmez..ve biraz sonra söyliyecem ben bazı düşüncelerimi o zaman sayın başbakanımıza ifade ettiğimde de”ah hocam ah..siz hocalar çok safsınız..bunların arkasında ne kadar karanlık güçlerin olduğunu vallahi bilmiyorsunuz”..
Ferhat Ünlü:sayın başbakan bunu söylüyor..?
Mehmet Görmez:bir cümle daha ifade etti..bu..o süreçte..
Ferhat Ünlü:17-25 aralık ta..?
Mehmet Görmez:hayır..bu dersane aşamalarında..
Ferhat Ünlü:bir öncesi yani..
Mehmet Görmez:dersane tartışması başladığı aşamalarda..efendim acaba yani bu çünkü biraz sonra diyanetin rolünü sorduğunuz da ben cevap veririm..”ah hocam ah..yani bunların düşündüğü kötülükleri siz tahayyül edemiyorsunuz..ama bu sizin iyiliğiniz..kalbinizin iyiliği”dediğini hatırlıyorum..görev yani bu fetöyle mücadele esnasında ankara da hakkı teslim etmek bakımından bunu ifade etmek durumundayım doğrusu sayın cumhurbaşkanımızın daima bütün kurumların çok üstünde olmuştur..bunu bizzat yaşadıklarımla hakkı teslim etmek için ifade etmek durumundayım doğrusu..
Ferhat Ünlü:diyanet dahil kurumlar sayın cumhurbaşkanının gerisinde kalmıştırı kabul ediyorsunuz..
Mehmet Görmez:evet daha sonra dedim ki ona bu rektöre sen dedim bu adam bu gece bir açıklama yapsın..3 şey söylesin..ben de eski diyanet işleri başkanlarımızla buluşacağım..ve ne yapabilirizi konuşacağım..nedir onlar dedi..bir..diyecek ki ey milletim 40 yıldır ben eğitim dedim,din dedim,inanç dedim,muhabbet dedim,diyalog dedim vesayre falan..okullar açtım vesayre..ama son yıllarda kendimizi siyasetin,ticaretin,uluslararası siyasetin içinde bulduk..ve biz hata ettik..özür diliyoruz..bundan sonra siz bizi hiç bir siyasette,hiç bir ticarette,hiç bir şeyde bulmuyacaksınız..birincisi bu..ikincisi diyecek ki..kurumlarda çalışan bize gönül verdiğini söyliyenler,eğer o kurumların kuralları,mevzuatı dışında hareket ederlerse bizden değildirler..üçüncüsü ben bu beddua ile kötülük yaptım,hata yaptım..başta sayın cumhurbaşkanımız olmak üzere herkesten özür diliyorum..siz bunu söyleyin ben de ilim adamlarıyla görüşürüm..dolayısıyla bu daha sonra sanki diyanet işleri başkanı hem de 17-25 aralıktan sonra iki taraf arasında arabuluculuk yaptı diye yazıldı..bu doğru değildi..
Didem Arslan Yılmaz:peki ali şerif tekalan kendi insiyatifiyle mi size geliyor,fethullah gülen mi gönderiyor..?
Mehmet Görmez:o konuyu ben daha sonra yani bu toplumsal travmayı nasıl önleriz..din nasıl zarar görmez..yani her kurum devlet düşünecek..devletin zarar görmesin..siyasetçiler düşünecek milletim zarar görmesin..ama diyanet işleri başkanı da düşünecek bu kötülük ortamından yüce dinimizin zarar görmemesi için ne yapmamız lazım..
Didem Arslan Yılmaz:peki fethullah gülen mi ali şerif tekalan ı size gönderiyor,kendi insiyatifiyle mi size geliyor,kaç kişi geldiler..?
Mehmet Görmez:Onu bilmiyorum..yalnızdı..yanında bir kişi daha vardı ama hatırlamıyorum..
Nihal Bengisu Karaca:siz bu teklifte bulununca onun tepkisi ne oldu..ben bunları söyledim..kendisi bunu söyliyeceğini nakletti sonra da,hatta bunu ben eski diyanet işleri başkanımızla bu konuyu görüştüm..ee onlarda dediler..yani siz biraz umutsuz bir vaka peşindesiniz dediler..
Didem Arslan Yılmaz:bu görüşmeyi sayın erdoğanla paylaştınız mı?
Mehmet Görmez:evet,yani işte paylaştığımızda bi kez daha bu sizin..sadece hocaların iyi niyeti..siz bunların karanlık yönlerini bilmiyorsunuz diye ikaz ettiğini ifade etmeliyim..
Nedim Şener:hocam netleştirmek için söylüyorum..şimdi siz 21 inde dediniz..ee yanılmıyorsam 17-25 aralık tam o tarihte işte fehmi korunun da pensilvanya ya gidip..
Nihal Bengisu Karaca:benim de aklıma geldi..
Nedim Şener:aracılık yaptığı tarih..fakat fehmi koru kitabında der ki ben 17-25..17 aralıktan sonra gittim..bana alaattin kaya bir mektup ulaştırdı..New york a geri döndüğünde ben mektubu getirmek üzere türkiye ye geldiğimde..
Mehmet Görmez:isterseniz konunun bizimle ilgili kısımlarını..
Nedim Şener:oraya geleceğim..şunu söyliyeceğim..o 25 aralık operasyonu başladı der..dolayısıyla sizin bahsettiğiniz tarih..21 aralık tan sonra gerçekleşen bir görüşmeden bahsettiniz değil mi..yanlış anlamıyorsam..
Mehmet Görmez:Yani beddua olmuştu..
Ferhat Ünlü:17-25 aralık arasında..
Mehmet Görmez:arasında olduğunu tahmin ediyorum..çünkü bedduadan bir veya iki gün sonradır..
Didem Arslan Yılmaz:peki izninizle bir izleyicimiz diyor ki 17-25 sonrasında bilkent otelde yaptığınız il müftüleri ile istişare toplantılarının özel bölümlerinde il müftülerine fetö meselesinde tarafsız kalmalarını telkin ettiniz mi?
Mehmet Görmez:hayır..bilakis..
Didem Arslan Yılmaz:böyle bir görüşme böyle bir toplantı oldu mu..?
Mehmet Görmez:bütün toplantılarımızda..bütün toplantılarımızda il müftüleri toplantısında az önce anlattığım 2011 yılından itibaren daha sonra diyanete yönelik bütün itibarsızlaştırma kampanyalarını da ve ondan sonraki toplantılarda biz mutlaka türkiye de ki dini hayat,dini hareketler ve bunların hem toplum üzerinde,hem dinimiz üzerindeki olumsuz yönleri üzerinde durduk..ama 17-25 den sonra il müftüleri toplan..bilkent de il müftüleriyle yaptığımız toplantıda ben sizinle paylaştıklarımı ilk defa onlarla paylaştım..yani yaşadıklarımı ve bu yapının bizzat yaşıyarak öğrendiğim karanlık yönlerini ki 81 il müftümüz şahidimdir..bütün diyanet personeli oradadır..bu gün ilk defa sizinle ve milletimizin huzurunda paylaştığım hususları o zaman bütün il müftülerimize anlatarak bu konuda bize düşen vazifelerin neler olabileceğini biz müzakere ettik..ferhat beyin sorusuna siz sonra gelin ediniz ama bir cümleyle..yani diyanetin yetersiz kaldığı,eksik kaldığı..efendim daha yumuşak davrandığı vesayre iddia edilebilir..ama bu yapıya karşı meseleyi öğrenmeye başladığı andan itibaren pozisyon almadığı söylenirse bu benim kalbime ağır gelir..çünkü oradan aynı zamanda tehditler yemiş..yaptığı konuşmalardan bir tanesinde”görmez,görmez bir gün camiden çıkarken görünmez”..açın bakın..yani dolayısıyle çocuklarım üzerinden,ailem üzerinden,diyanet üzerinden,dinim,inancım üzerinden değerlerimiz üzerinden ne tür saldırılara uğradığımı doğrusu aslında toplumun büyük kısmı bilir..ama diyanetin bu konuda hiç pozisyon almadığı vesayre,kolladığı,molladığı söylenirse bu benim kalbime ağır gelir..ilk andan itibaren..ama uslubumuz biraz daha farklı..biraz sonra sorunuza cevap vere…
Nihal Bengisu Karaca:bir ara hatırlıyor musunuz..tabi ki hatırlıyorsunuz..çünkü sizin başınıza geldi ağırlıklı olarak ama ekran başındaki izleyiciler de hatırlar..bir ara sürekli olarak diyanet işleri internet sitesinden..internet sitesi üzerinden verilen fetvalar arasında çok sorunlu fetvalar çıkardı ve onu hani bi göz bu kadar hani o kadar fetvanın arasından cımbızlayıp bu sorunlu fetvayı alıp bir biçimde kamuoyuna lanse etmeyi başarmış sorusunu da sordurtacak derece de ilginç şeyler oldu..
Ferhat Ünlü:fetö bağlantısı olabilir mi..?
Nihal Bengisu Karaca:geriye baktığınızda o fetvaların açığa çıkarılması,haberleştirilmesi,yayılması sosyal medyada sizin kurumunuza yönelik,başkanlığını yaptığınız kuruma yönelik linç kampanyalarının yürütülmesinde fetö izi olduğunu düşünüyor musunuz..?
Mehmet Görmez:hiç şüphem yok..keşke bu konuyu bütün bu haberleri yapan,yazan gazeteci dostlarımızla böyle yayında değilde böyle bir yerde bir araya gelsek ve ben içimi onlara dökebilsem..
Didem Arslan Yılmaz:yine de bi içinizi,bi bölümü en azından dökebilirsiniz ki..çok..mersedes krizini de o akşam ona bağladınız..
Mehmet Görmez:papa gelmeden önce..didem hanım..papa gelmeden önce dışişleri bakanlığının protokol yetkilileri ve vatikan dan gelen temsilciler benim makamımda papa ziyaretini planlıyorlar..
Didem Arslan Yılmaz:evet efendim..
Mehmet Görmez:dışişleri bakanlığı yetkilileri hocam dedi,bu papa tarafı ilginç bir talepte bulunuyor..biz bunu anlamakta zorluk çektik..nedir dedim..ankara ya indiği zaman bir reno clio ya binmek istiyo..biz anlamadık bunun sebebi nedir dedi..lusibello oradaydı lusibello dediğim vatikan büyükelçisi..yor evinesi iki sorum var dedim..papa vatikan dan havaalanına neyle gelecek dedim..aracıyla gelir dedi..2 aracı var,2 si de mersedes dedi..birisi binek,birisi de üzerine..mersedes ona özel bir araç imal etti dedi..böyle camlı ama onu toplantılarda falan kullanıyor..daha çok şeyle geliyorum dedi..ben zannediyorum ki binek aracıyla gelir..peki roma dan ankara ya neyle gelecek..özel uçağıyla gelecek dedi..aa papa nın özel uçağı mı var dedim..evet dedi..çok küçük uçak mı dedim..hayır dedi..büyük bir uçak dedi..boing bilmem ne..hatta dedi al italya hava yolları daima papa için bir uçağı hazır tutar dedi..peki uçakta kaç kişi binip gelecek dedim..11 kişi dedi..peki dedim sayın büyük elçi bu kadar şaşaadan sonra ankara ya inince niçin şeye biniyor..onu ben de anlamadım efendim dedi..ve bizimkiler zorla bi passata ikna ettiler..ankara da passat kullandı..hem cumhurbaşkanımıza,hem de diyanete passatla geldi..fakat hatırlarsanız istanbul da reno clio ya bindi..cüppeyide piarcılar şeyden dışarı unutturdular..kapıdan..cüppe yerde şey yapıyordu..
Ferhat Ünlü:bi imaj çalışması mı diyorsunuz yani..
Didem Arslan Yılmaz:papay la ilgili..
Mehmet Görmez:o ziyaretin piyarını yapan şirketi bulmanız lazım..gastecilerin bunu araştırması lazım..
Didem Arslan Yılmaz:biliyosunuz o zaman siz..
Mehmet Görmez:hayır bilmiyorum..bilmiyorum..biz de 2010 lu yıllardan itibaren daha önceki makam aracı ki..1979 dan itibaren bütün diyanet işleri başkanları aynı makam aracına binmişlerdir..aynı markaya binmişlerdir..ama bi yerde düştüğü için..vinçten düştüğü için sürekli yollarda kalıyordu..rutin kurum aynı zamanda müracaatta bulunmuş..efendim bir makam aracı talebinde bulunmuş..normalde yılın sonunda gelecekti fakat papa istanbul dan ayrıldıktan 1 gün sonra ben akşam üzeri ayrılırken dediler ki hocam makam aracı geldi..yeni makam aracı geldi dediler..
Didem Arslan Yılmaz:peki mersedes krizini konuşalım ama bi virgül koyalım ara vermem lazım..aranın ardından mersedes krizine,fetva krizine..bi algı operasyonundan bahsetmiştiniz..konuşalım hepsini..fakat neden mersedese bindi o zaman sayın görmez sorusunu da soranlar var..aranın ardından sayın görmezle yayınımıza devam edicez..bi ara lütfen..
Didem Arslan Yılmaz:hocam şurda kalmıştık..bi mersedes krizi,izmir irfan meselesi,sizin 15 temmuz gecesi de söylediğiniz,sizin pazar günkü..şimdi nihal hanımda sordu..ve bu fetva krizi meselesi var..siz bunlar üzerinde fetönün bir algı yaptığını iddia ediyorsunuz,söylüyorsunuz daha doğrusu..bi de mersedesle ilgili orda kalmıştık..buyrun efendim..
Mehmet Görmez:yani parçaları bir araya getirdiğimizde ben başka bi izah bulamıyorum doğrusu..bunlar tesadüf değil..yani papa gelecek..papa reno clio ya diyanete gelmeyi istiyecek..istanbul da öyle yapacak..ertesi günde efendim diyanet işlerinin makam aracı dediğim gibi ilk defa bizim denetimimizde böyle bi makam aracı olsaydı demek ki tartışılabilirdendi..doğrusu onunla ilk defa eve gittim..zaten telefon görüşmesi yapıyordum..farkında bile değildim..bu araçla eve gittim akşam..sabahleyin de moskova da az önce söylediğim camiyle ilgili bir toplantı var ve oraya gidicem..ve o araç beni bi de ertesi gün havaalanına bıraktı ve havaalanına bıraktığında,havaalanına gittiğimde şeyler vardı..kameralar vardı..ben anlamamıştım doğrusu..rusya da ki toplantıyı bitirdim..dönerken yolda baktım ki bir gazete..büyük,sarıklı,cüppeli resmim sür manşette..ee mütevazi papa..iki resimde konulmuş..mütevazi papa efendim böyle lüks düşkünü diyanet işleri başkanı..
Ferhat Ünlü:sözcü gazetesi..
Mehmet Görmez:yani doğrusu..
Didem Arslan Yılmaz:ama şunu sorayım sayın görmez..ee mersedes aracını size kim verdi..size o aracı kim gönderdi..?
Mehmet Görmez:devlet..devlet kurumları makam araçları için talepte bulunur..2013’te talepte bulunulmuş..2013 yılında talepte bulunulmuş süreç 2 yıl sürmüş..2 yıl sonra sene sonunda geleceği söylendiği halde devlet malzeme ofisinde öne alınarak önce gönderiliyor ve daha sonra tabi beni en çok yaralıyan..
Didem Arslan Yılmaz:peki siz neden reddetmediniz..?niçin bindiniz..?
Mehmet Görmez:efendim..
Didem Arslan Yılmaz:niçin reddetmediniz?
Mehmet Görmez:ihtiyacı..kurumun ihtiyacı zaten..
Nihal Bengisu Karaca:tamda sanki,bilakis sizin mersedes talep etmediğiniz,istemediğiniz ama devletin diyanete mersedes tahsis etmekte ısrarcı olduğu gibi bir algı kamuoyuna yansıdı..
Mehmet Görmez:o biraz sonra yani mersedes konusuna bugün..2 sene sonra..3-4 sene sonra niye giriyorum..didem hanım..ee şahsen ee böyle dine hizmet eden bir insan olarak en çok geçlerle dost olmayı seven bir insanım..fakat o algıdan sonra genç kuşağın diyanetle şeyi koptu..yani gençler üzerinde çok enteresan bir algı oluşturdu..şimdi eminim şu anda da zaten..arkadaş az önce geldi söyledi..oraya mersedesle mi geldi diye sormuşlar..
Didem Arslan Yılmaz:evet yani..çünkü sayın görmez israftan bahsediyo..fakat neden mersedese biniyo,niçin reddetmiyo sorusunu soranlar çok oldu..
Mehmet Görmez:ben şahsıma almıyorum ki..yani diyanet işleri başkanlığı gibi bir müessese bütün dünyada hizmet eden bi müessese,bir kurum..türkiye de bir tane diyanet işleri başkanlığı var ve ilk defa mersedes oraya gelmiyor..1979 dan bu yana bütün diyanet işleri başkanlığımız aynı araca binmişler zaten aynı makama binmişler..kurumlar için bu çok rutin bir şey..fakat benim kalbime ağır gelen,gazetenin manşeti şöyleydi diyanet vakfının parasıyla 1 milyon dolara alınan..çünkü diyanet vakfı afrika da fetö ye rakip olmaya başlamıştı..onları orda artık yavaş yavaş zorlamaya başlamıştı yani ben hedef alınmadım..önce diyanet vakfı hedef alındı diyanet vakfı somali ye 250 milyon yardım toplamış..o yıl..diyanet vakfı gazze ye yardım toplamış..suriye ye yardım toplamış..yardım topluyo..benim zoruma giden önce bu manşet bunun başlık olarak atılması..
Didem Arslan Yılmaz:peki fetönün nası bi bağı olduğunu düşünüyorsunuz..
Mehmet Görmez:diyanet vakfını..en çok diyanet vakfı üzerinden bize..
Nedim Şener:peki mersedesin bedeli vakıftan mı ödendi,maliye bakanlığından mı.?çünkü algı öyleydi..
Mehmet Görmez:hayır efendim..öyle şey olur mu..?tamamen maliye bakanlığında..rutin..ama önce vakıf denildi,ben ertesi gün..tabi haberi yapan gastemizin yöneticisini aradım kendisiyle görüştüm..kendisi son derece nazik şeyler söyledi..
Ferhat Ünlü:kimi aradınız..?
Didem Arslan Yılmaz:sayın görmez kimi aradınız sorusu geldi..
Mehmet Görmez:bizde üzgünüz haberi yapan arkadaşa ulaşmak istedik..teyid etmek istedik ama izmir deydi..telefonu kapalıydı,ona ulaşamadık..biz haberi yapmış olduk..haberi yapmış olduk ama siz bi düzeltme yaparsanız memnuniyetle yarın biz düzeltecez..ben de oturdum saf saf yazdım..ertesi gün manşet şöyle atıldı..vakıf parasıyla değilmiş milletin parasıylaymış…
Ferhat Ünlü:hangi gasteydi bi söylerseniz iyi olur..gerçi biliyoruz ama..
Didem Arslan Yılmaz:siz söylediniz zaten yani..
Nihal Bengisu Karaca:kimse bilmiyor mu..?
Mehmet Görmez:hayır..herkes biliyor..ama sonra tabi..bütün gazeteler bunu haber yapmaya devam ettiler..ve genelde papa ile diyanet işleri başkanı mukayese edildi..mütevazi papa..öncelikle ifade etmek isterim..bunu ifade etmekten,hatta yani o süreçte daha sonra evine atlas halılaar,bilmem cakuziler vesayre çok haberler yapıldı..sosyal medya büyük haberler yaptı..dolayısıyla ben sadece..hatta haberi yapanlara vesayre bi şey demiyorum..ama genç dostlarıma söylüyorum eee onların dünyasından farklı bir dünyam yok..
Nihal Bengisu Karaca:sadece genç değil,yoksullar diye de genişletebiliriz..
Mehmet Görmez:onların dünyasından farklı bir dünyam yok..sonra seçim atmosferiydi..bir partinin genel başkanı..2 eş başkanları..
Ferhat Ünlü:HDP..
Mehmet Görmez:ve bunu seçim kampanyasının birinci malzemesi haline getirdiler..birinci malzemesi oldu..hatırlarsanız basın toplantıları şöyle bitti..ya diyanet işleri başkanının mersedesini ne yapalım..öbürü de cevap verdi..onu satıp onunla cem evi yapıcaz dedi..ondan sonra tabi bi televizyon programında ben bu derdimi anlatmaya çalıştım..orda benim zoruma giden mesela dindar bildiğimiz bir gazete..dindar bildiğimiz bir gazete başlığı..ee birinci sayfasına minarenin alemi yerine eee mersedesin amblemini koyarak bunu haberleştirdiler..dindar bildiğimiz bir gazete..arkadaşlarımızla eve giderken ben günlük haberlere geç baktım..baktım ki birisi sarık üzerine şey koymuş..ee gastenin amblemini..ee mersedesin amblemini koymuş..arkadaşlara sağa çeker misiniz dedim..sağa çekti ve hızlıca eve yürümeye başladım..şaşırdı,arkadaşlar dedimki bu arabayı götürün ben bi daha buna binmek istemiyorum dedim..çok üzüldüm ve evime gittim..ama ertesi gün yine zannediyorum habertürk tü..eee ankara temsilcinizle efendim veis beyle bir program yaptık..veis beyin programında da bunları anlatırken yine böyle bir duygusallık geldi ve dedim ki”ben iade ediyorum”..tartışmayı bitirmek için söyledim..baktım siyaset tartışıyo,gasteler tartışıyo..efendim..tabi..2-3 gün sonra cumhurbaşkanımız telefonla aradı..dedi”hocam bu doğru değil,bu yaptığınız doğru değil..senin şahsın değil..bu diyanet makamı..bu diyanet makamı sıradan bir makam değil..ve ben şu anda size kendi makamımdan zırhlı bir araç göndereceğim”..ee,tabi bunları söylerken doğrusu artık benim söyliyeceğim bir şey yoktu..yani ben o noktada cumhurbaşkanımıza itiraz edemezdim..söylediklerini de çok iyi biliyo..yani bu..biz bu diyanet makamını korumalıyız..hocam böyle şey olmaz dedi..ve ben zannettim ki nasıl olsa bunun da süreci 3-5 gün sürer veya 3 ay sürer..seçim biter vesayre..15 dakka sonra geldiler dediler ki efendim araç geldi..
Didem Arslan Yılmaz:peki..söz konusu fetö üyesi kişilerin sizle yaptığı görüşmeleri anlattınız şu ana kadar..sisiyle bağlantılı,ilgili manşetler verdiniz gerçekten..arnavutluk meselesi çok hassas çok kritik bir mesele..ee örgütün örgütsel yapısını 2011 yılındaki o görüşmeyle ilgili detayları paylaştınız..çok çarpıcı bilgiler veriyorsunuz sayın görmez.şimdi 15 temmuz 2016 gecesine gidelim..
Mehmet Görmez:burkino faso müslümanlarının dasöylediğini nakledeyim 15 temmuz a geçelim..onlar bana dediler ki hocam dediler..bunlar gelip bizde okullar açtılar..3 hasletlerinden nefret ettik ama bir hasletleri de kızmamızı engelledi bir şey yapamadık..hangi hasletlerinden nefret ettiniz dedim..bunlar dedi hiç fakir sevmedi dedi..hep zenginlerle iş tuttular..
Ferhat Ünlü:himmet var çünkü..
Mehmet Görmez:ve toplumun yöneticilerinin çocuklarını okuttular..bir tane fakir çocuğu okutmadılar..2.nefret ettiğimiz şey müslüman olduklarını söyledikleri halde hiç bir islam nişanesi görmedik..hiç bir açılışta 1-2 ayet kuranda okuduklarına şahit olmadık……..çocuklara namaz kıldırdıklarını,başörtüsüne izin verdiklerine şahit olmadık..üçüncüsü de,üçüncü nefret ettiğimiz husus da biz orda azınlığız..müslüman azınlığız..hep hristiyanları bize tercih ettiler..peki hangi sebeple bu nefretlerini bastırdınız dedim..çünki türkiye..türkiyeden gelmişlerdi ..didem hanım benim yaram çok..yani bu konularda çok yaram var doğrusu hakkaten..eee bu yapının islam medeniyetine,islam dünyasına..4 büyük gelişme oldu..son 25-30 yılda..sovyetler birliği dağıldıktan sonra 200 milyona yakın müslüman kitle ortaya çıktı..kafkasya da ortaasya da bunlar kimliklerini yüzyıl sonra yeniden inşa etmek istiyorlardı..ya arabistan dan selefi akımları gönderdiler..ya fetöyü gönderdiler..diyanet yok..yugoslavya dağıldı..15 milyon müslüman 100 yıl sonra ortaya çıktı..kendi müslüman kimliğini yeniden inşa etmeye çalıştı..ya arabistan dan selefiler gitti,ya fetö gitti..afrika da resmi sömürgeler sona erdi..ilk defa müslüman afrikalılar kendi müslümanlıklarını keşfetmeye çalıştılar..ya körfezden ee bazı yanlış akımlar gönderdiler,yahut fetö gitti..
Nihal Bengisu Karaca:diyanet yok dediniz,niye yok..onu sormak lazım..
Mehmet Görmez:çünkü diyanetin o dönemde 12 yaşında bir çocuğun gelip diyanette kuran öğrenmesi dahi yasaktı..devlet dediğimiz aygıt 2000 li yıllara kadar fetönün önünü açarken diyanetinde ellerini bağlıyordu..bun söylemek zorundayım..hiç kimse kusura bakmasın..dolayısıyle 2009 a kadar 12 yaşını doldurmayan bir çocuk diyanetin bir camisine gidip allahın kitabını öğrenemiyordu..
Nihal Bengisu Karaca:dolayısıyla diyanet bir şey yapmazken cemaat adı altında bu yapılar topluma daha çok ulaşıyordu..
Didem Arslan Yılmaz:daha çok devletin hatası mı var,devlet mi bunun yolunu açtı diyorsunuz o zaman..?
Mehmet Görmez:işte ben..o üç ihtilali unutmamak lazım diyorum..4.gelişmede avrupa da,amerika da,avusturalya da ilk defa müslümanlar o ülkelerin vatandaşları oldular..işte lövenni dedi..paralel..orda yapılanmalar,orda paralel camiler dedi..aynı şekilde orada da bu yanlışlıklar oldu..ee dolayısıyle biz..evet türkiye de mücadele veriyoruz ama..bütün o dünyadaki..dünyada yaptığı tahribatı nasıl ortadan kaldırılması gerektiğiyle ilgili çok daha islam dünyasının bir araya gelip bunları konuşması gerekiyor diye düşünüyorum..
Didem Arslan Yılmaz:peki o geceye gidelim..
Mehmet Görmez:şimdi gelelim evet oraya..
Didem Arslan Yılmaz:siz orda diyanet işleri başkanısınız..ee ve o gece mit yerleşkesindesiniz..diyanet işleri başkanının..
Mehmet Görmez:ne gezer orda..
Didem Arslan Yılmaz:ne işi vardır..ne işiniz vardı orda..?
Mehmet Görmez:hatta 15 temmuz gecesinde değil başka normal bi zamanda da diyanet işleri başkanının ne işi var denebilir..öncelikle didem hanım ee tabi ee bu benim dönemimde benim nöbetimde,diyanet nöbetimde gerçekten bi taraftan daiş,bi taraftan gogo haram,bi taraftan fetö vesayre ee din eksenli çok büyük olaylar yaşandı..bu olaylar yaşanırken tabi ki bilhassa ee yani din kisvesine bürünmüş terör örgütlerinin sayısı artmaya başlayınca,türkiye yi kuşatmaya başlayınca elbette böyle zamanlarda diyanet işleri başkanlığıyle, devletin diğer kurumlarının bir araya gelmesi gerekiyor..bunun kadar tabi bir şey yok..ben din..bingöl den 10 tane gencimizin neden daeş e katıldığını öğrenmek zorundayım..veya o çocukların hangi eğitimlerden geçtiğini benim yönettiğim her hangi bir kuran kursunda okuyan bir çocuk gitmiş midir..benim bir hatam var mıdır..onu öğrenmek zorundayım..
Didem Arslan Yılmaz:tabi ki o sizin sorumluluğunuz zaten..
Mehmet Görmez:bunu kime danışmalıyım..bunu kimle konuşmalıyım..bunu mit müsteşarıyla..yahut konya dan kucağında bebekle bir yıllık gelin daişe niye katılır..ee istihbarat tarfınında,emniyet tarafınında şunu şunu öğrenme ihtiyacı var..hangi dini saik bunları buraya sevkediyor..hangi ayet hangi hadis yanlış anlaşılıyor..yanlış yorumlanıyor da bunlar buralara gidiyorlar..sebebi nedir..dolayısıyle bu süreçlerde biz pek çok zaman bir araya geldik..ve bunları konuştuk..ben burdan da teşekkür ediyorum doğrusu..
Didem Arslan Yılmaz:ilk gidişim değildi diyorsunuz..
Mehmet Görmez:hayır ilk gidişim değildi..yani kendisinin de diyanet işleri başkanlığımızı ziyareti oldu..din işleri yüksek kurulumuz ee bu yapıların dini ben yanımda getirdim ama..işte..bunlar daha sonra raporlaştı vesayre..bu..buralardaki bilgileri kendisiyle paylaştılar..fakat benim o gece orda olmamın sebebi ki ben onu ilahi bir tevafuk olarak değerlendiririm doğrusu..sonradan resmin tamamını gördükten sonra..o gece yayında da ifade ettim..biz yine 2013 yılında daişin ortaya çıkışıyla birlikte ee uluslararası islam alimleri barış itidal ve sağduyu insiyatifi diye bir insiyatif kurduk..bu insiyatif 200 kişi..200 dünyadaki büyük alimden oluşuyodu..bunlar 10 kişilik,benim başkanlığımda 10 kişilik daimi bir temas grubu oluşturdu..o temas grubu üyelerinden bir tanesinin adı muaz-el hatip..ismini geçen yayında da telafuz ettim..etmeden önce kendisinden izin aldım..onun için zaman zaman..daha önce bazı bilgileri paylaşmamamın sebebi yani bu tür isimleri vermek..çünkü ama kendisi hatta”türkiye ye geldiğinde gelsinler ben de konuşayım o geceyi anlatayım sizinle beraberliğimi”dedi doğrusu..
Ferhat Ünlü:suriye muhalefetinin önemli isimlerinden..
Mehmet Görmez:aslında muaz-el hatip..abdülhamit in yetiştirmelerinden olan..o dönemde yetişen muhubbuddin el hatib diye meşhur bir alimin torunudur..ümeyye camisinin hatipliğini yapmıştır..bir islam alimidir..ee siyasetçi olamıyacak kadar naif bir insandır..ama 8 ay o muhalefetin liderliğini yaptı,sonra da dayanamayıp ayrıldı..fakat ilme döndüğü için de biz o daimi temas grubunun üyesi yaptık..3 ayda bir de toplanıyorduk..bana bir gelişinde dedi ki beni..ben de bilgiler var suriye içerisinde..o zaman hatırlarsanız daiş kaynaklı bir takım patlamalar oldu..
Ferhat Ünlü:terör hareketi..
Mehmet Görmez:oradan türkiye ye yönelik bazı tehdit ve tehlikeler hakkında benim içerdeki arkadaşlarım dostlarım bana şu şu bilgileri verdiler..bazı bilgiler aktardı..bunları benim cumhurbaşkanımızla paylaşmam lazım,bana yardımcı olur musunuz dedi..ben cumhurbaşkanımızın mesaisi çok doludur ama senin bana anlattığın bilgiler ya efkan beye sayın içişleri bakanımıza,ya da mit müsteşarımıza bunu anlatmanız lazım dedim..ben içişleri bakanını tanımıyorum ama sayın mit müsteşarını tanıyorum..eğer mümkünse o zaman ona nakledeyim dedi..ben kendisini aradım..aslında bu 3 gün 4 gün öncedir..yani 15 temmuzdan öncedir..önce bir randevu verdi..sonra acil bir durumdan dolayı iptal etti..fakat ikinci verdiği randevu 15 temmuz günü akşam sekiz buçuk..ee..ogun arabamı kullanan arkadaşımızın ..mesai arkadaşımın kızının düğünü var etlik te,ben orda nikah şahidiyim..saat yedi buçuk ta eee misafirimiz bir başka yerde..bir başka araç onu getirecek..ben nikah şahitliğinden hemen sonra çıkacaktım..dediler ki sayın müsteşar henüz bi başka yerdeymiş,yerine geçemedi..ee..hocam ayrılmasın ee geçtikten sonra gelsinler..dolayısıyla ben biraz geçikmeli olarak sekiz buçuk..geçende sekiz buçuk dedim ama ee zannediyorum o biraz gecikmeden dolayı dokuza on kala..yani biz sekiz buçukta oraya vardık..
Ferhat Ünlü:yeni mahalle karargahı..
Mehmet Görmez:yeni mahalle karargahına vardık..
Nedim Şener:mit müsteşarı genel kurmaydan 20.20 de ayrılıyor..
Mehmet Görmez:evet..ee..10-15 dakika mesafe var..biz hatta akşam namazını kılmamıştık..ee muaz beyle birlikte akşam namazımızı eda ettik..
Didem Arslan Yılmaz:şöyle yapalım..siz dakika dakika sonuna kadar anlatın..sonra arada sorular varsa..ondan sonra soruları alalım..
Mehmet Görmez:bir hususa..nedim bey bir şeye işaret edince aklıma geldi..o gece aslında zamanın ne kadar göreceli olduğunu biz gösteren bir gece..saniyeler adeta saatlere dönüştü..gece bir yıla dönüştü..biz millet olarak ta tarihimizde o..o gecenin manevi dinamikleriyle ilgili ayrıca bir oturum yapmak lazım..bir konuşma yapmak lazım aslında..
Didem Arslan Yılmaz:peki siz aslında muaz-el hatiple mit yerleşkesine gittiniz..?
Mehmet Görmez:gittik..
Didem Arslan Yılmaz:hakan fidan daha gelmemişti..?
Mehmet Görmez:biz namazımızı kıldık geldi..ve benim her zamandan farklı olarak gördüğüm tedirgin ve böyle böyle bir şey hali vardı doğrusu..
Ferhat Ünlü:telaşlı..?
Mehmet Görmez:çünkü sordu..misafir ne kadar zaman istiyor..o da dedi ki yani bi saat kadar..ee hocam dedi mümkünse 20 dakikada bitirsin..
Didem Arslan Yılmaz:neden kısa kesmenizi..
Mehmet Görmez:efendim..?
Didem Arslan Yılmaz:neden 20 dakka içinde bitirmenizi..
Mehmet Görmez:işte ben şimdi öğreniyorum ki zor bi yerden gelmiş..şimdi sonradan öğreniyoruz ki o gün zaten genelkurmay başkanımızla beraber kara kuvvetleri komutanını aldıkları istihbaratının gereğini yapmak üzere göndermişler..o gelene kadar da o arada da ben hocaya mahçup olmıyayım diye gelip bizi kabul ediyo..
Ferhat Ünlü:sizi kabul etmesinde bir şey soracağım..önemli bir nokta sayın hocam..
Mehmet Görmez:ama şimdi öğreniyoruz ki bu bir rahmet olmuş..eğer orda kalsaydı,o zaman genelkurmay başkanımızla beraber onun başına gelen onun da başına gelicekti ve belki de o gece o büyük harekatı yönetme noktasında etkisiz halde olacaktı..
Ferhat Ünlü:sizinle görüşme sebeplerinden biri şu olabilir mi ama size bu konuyu açmadığına göre hani acaba..acaba o sala meselesi gerçi sonra da..sela meselesi sonradan gündeme geliyor..ama diyanetten bu kalkışmayla ilgili önleme noktasında bir..
Mehmet Görmez:hayır..asla..asla..yani dediler ki önceden gittiler..orda salayı planladılar hatta dediler ki çankaya da bir lokantada başbaşa yemek yerken görüldüler..vesayre falan..bunların tamamı yalan..ee bu..bu büyük acıları yönetirken milletimizin bütün bu acılarla uğraşırken neden bazı insanlar bu yalanlar üzerinden bu milletin 15 temmuz direnişini zaafa uğratmak için spekülasyon üretir..yalan ve iftira üretir..onu hakkaten ayrıca değerlendirmek lazım..
Didem Arslan Yılmaz:sayın görmez o geceyi..o geceyi dakika dakika dinliyelim..sonra sorular ve yorumları ondan sonra alalım..öyle rica ediyorum..en azından nizam bozulmadan bir..sayın görmez bi anlatsın..
Mehmet Görmez:muaz bey sunumunu yaparken de sürekli notlar geliyodu..kendisi önemli bi konuyu takip ediyodu ona biz şahit oluyoduk..efendim ee daha sonra mekan değiştirdik..orda görüştüğümüz hususları maddeler halinde değerlendirmeye başladık..ve ee ben zaman zaman..zaman zaman arapça tercüme ediyodum..ee..dedi muaz bey ingilizce biliyo dedi,zaman kaybı olmasın..ee ingilizce..ingilizce sunumunu yapmaya başladı..daha sonra da ee oradan aldığı şeyleri talimata dönüştürmek için notlar alıyodu..ee sayın müsteşar..bir müddet sonra bir not daha geldiğinde bana acil genelkurmay başkanımızı bağlayın dedi..efendim genel kurmay başkanımıza ulaşamadık dediler..yaverini bağlayın dedi..efendim yaverine ulaşamıyoruz dediler..ee evini bağlayın dedi..ee ben orada o arada efendim dedim eğer ee sanıyorum ciddi bir sorun var biz ee izin alalım ee tamam hocam bunu bitirelim dedi..ben de zaten kalkacam dedi..ve biraz sonra ee artık tabi saat 10 u geçti..yani ee bize çok kısa tutun dediği halde biz hocalar sözü uzatıyoruz doğrusu..ee şimi..şimdi anlatırken de o mahcubiyeti yaşıyorum..yani ee..demek ki nezaketen şey yapmamış..ee efendim bir müddet sonra ee sayın başbakan arıyor dediler..ee sayın başbakanı seyyar telefonda verdiler..
Ferhat Ünlü:saati hatırlamıyor..
Mehmet Görmez:sayın başbakanımızdan bir kaç cümle duyar duymaz ee hocam siz burdan ayrılmayın..burda oturun ee dua edin dedi ve bizi terketti..
Didem Arslan Yılmaz:saati hatırlıyor musunuz..sayın başbakanla sorusu geldi..?
Mehmet Görmez:sanıyorum basında sayın başbakanımızla görüşmesi belli ama yani 10 u geçiyor..saat 10 u geçiyor..
Nedim Şener:yirmi yirmi..yirmi otuz civarı..
Mehmet Görmez:olabilir..evet..
Nedim Şener:22:30..22:30 civarı..
Mehmet Görmez:ee biz anlam veremedik..nasılsa geride gelecek diye ben o konuştuğumuz konuları misafirimle değerlendirmeye devam ettim ama bir kaç dakka sonra şeyler..garip sesler duymaya başladım..alçak uçuşlar..ee helikopter sesleri vesayre duymaya başladım..oraya ilk o şeyler ne zamandır bilmiyorum ama..
Ferhat Ünlü:yerleşkeye saldırma siz ordayken mi sonra mı onu bilmiyorsunuz..silah sesi duydunuz mu..?
Mehmet Görmez:böyle büyük gürültüler..büyük şeyler duydum ama..patlama sesi mi,değil mi onu bilmiyorum..
Ferhat Ünlü:nizamiyeye helikopterle saldırdılar..belki onları duymuşsunuzdur..
Nihal Bengisu Karaca:eşinizin telefonu gelmiş miydi o sırada..?
Mehmet Görmez:yok ben hemen kalktım..ordaki görevlilere arkadaşlar ne oluyoruz dedim..efendim maiyetini bilmediğimiz bir saldırıyla karşı karşıyayız dediler..dedim müsteşarımız nerde..müsteşarımız karargahına geçti dediler..eee biz daha düşünürken ikinci bir ses geldi..bunun üzerine efendim sığınağa inmemiz gerekiyor dediler..
Didem Arslan Yılmaz:peki sığınağa inmeden önce ee hakan fidan ın işte hep yemek olduğu iddiaları vardı ama ciddi bir ihbar söz konusu sizinle görüşme mi tamamlamıyabilirim şeklinde bir ifade kullandı mı hakan fidan size karşı..hakan bey..?
Mehmet Görmez:ben heran ayrılabilirim dedi..heran ayrılabilirim..o yirmi dakika yeterli derken bu cümleyi kullandığını hatırlıyorum..
Nedim Şener:zaten o sırada kara kuvvetleri komutanı eee kara harp okulundan şeye şeye dönmek üzere zaten..
Mehmet Görmez:biz onu bilmiyoruz..biz onu sonra öğreniyoruz..
Nedim Şener:yani o sizin söylediğiniz gibi ee mite gelip sizinle 20 dakika görüşüp tekrar belki genelkurmaya dönmeyi düşünüyordu onu söylerken..
Didem Arslan Yılmaz:çünkü bir binbaşıydı değil mi…O.K.mite geliyo ve bir ihbarda bulunuyo sayın hakan fidan gidiyor genelkurmaya onları iletiyo..daha sonra tekrar dönüyo..sayın hakan fidan ee o gece sizde toplantıdayken bi..darbe girişimi olduğunu ima etti mi..yoksa kendisine dönük bir saldırı olarak mı düşündü..çünkü o öyle konuşuldu,öyle iddia etti..ne konuştunuz hakan fidanla..?
Mehmet Görmez:hayır..hayır..yok biz sadece tedirgin haline şahit olduk..bizimle herhangi bir bilgi paylaşmadı..ee yani bizim de işimiz değil..bize anlatılacak bir konu değil doğrusu..
Didem Arslan Yılmaz:ama dışarda o kadar silah sesleri geliyor..helikopter sesleri geliyor..
Ferhat Ünlü:ama hocam darbe oluyor yani..
Mehmet Görmez:ayrıldıktan sonra..
Ferhat Ünlü:sizde diyanet işleri başkanısınız sonuçta..
Mehmet Görmez:ayrıldıktan sonra..ayrıldıktan sonra ama misafirimiz var vesayre benimle herhangi bir bilgi paylaşmadı..fakat ee konuyu takip ettiğine şahit oldum..
Didem Arslan Yılmaz:sığınağa gittiniz..
Mehmet Görmez:sığınağa inerken eşim aradı..asansöre binerken..daha doğrusu ee henüz sığınağa inmemişiz..eşim aradı ve ee istanbul da köprüye tanklar yürümüş darbeden söz ediliyor dedi..ben tabi şahit olduğum,duyduğum sesler ve bu bilgiyle orada bir değerlendirme yaptım..aşağı iner inmez arkadaşlara dedim ki..arkadaşlar benim derhal diyanete gitmem lazım..ee hocam güvenlik sorunumuz var olmaz dediler..mümkün değil..hayır hayır benim.. yani bana bu gece ne oluyo bana önce bunun mahiyetini söyleyin dedim..gerçekten mahiyetini bilmediğimiz bir saldırı var..
Didem Arslan Yılmaz:hala darbe girişimi olduğu..
Mehmet Görmez:ordakiler bana telaffuz etmediler..ben olmaz benim o zaman derhal diyanete gitmem lazım dedim..geçen de ifade ettim..doğrusu yani darbe kelimesini de işitince 12 eylül de eee tayyar altıkulaç hocamız diyanet işleri başkanıyken hatıratında yazar saat gecenin ikisinde veya üçünde acı bir telefon çaldı ben avusturalya daki ee vatandaşlarımız yine zamanı şaşırdılar sandım..telefonu kaldırdığımda karşımda albay ahmet okutan darbe ee şu saatte biz askeri bir araç göndereceğiz..siz o araçla diyanete gelin,ben de diyanete gideceğim ve bunu değerlendireceğiz..hafızam hatırayı..hatıratı yeni okumuştum..hafızam ee böyle onu da gözümün önüne getirdi doğrusu..
Didem Arslan Yılmaz:sayın görmez siz sayın sayın hakan fidanın o sırada sizle olan toplantı sırasında bazı telefon görüşmelerini bizzat tanıklık ettiniz di mi..o sırada ordaydınız hakan bey görüşü…
Mehmet Görmez:telefonla görüşürken dışarı çıkıp içeri giriyordu..dışarı çıkıp içeri giriyordu..
Didem Arslan Yılmaz:o sırada işte bi darbe girişiminden hiç bi şe duymadınız hakan beyden..?
Mehmet Görmez:hayır..
Didem Arslan Yılmaz:ilk darbe girişimi sözünü tam olarak eşinizden mi duydunuz..?
Mehmet Görmez:evet..yani eşim tankların yürüyüşünden söz etti..bazılarının bu tür iddialarda bulunduğunu ifade etti…ee ben ısrar edince terk etme ısrar edince hocam aracınız zırhlı mı dediler..hayır dedim..o zaman bir zırhlı araç hazırlıyalım dediler..bir zırhlı araç getirdiler kapıya..bizim araç normal bir araçtı..
Didem Arslan Yılmaz:ama izninizle şu soru ister istemez akıllara geliyo..eşiniz hanımefendi olayın darbe girişimi olduğunu anlıyo ama orda mitte kimse size,böyle bi uyarıda bulunmaması garip değil mi.?yani mittesiniz,mit yerleşkesindesiniz di mi.?o sırada yani o kişi size eşiniz size şeyi söylüyo..darbe girişimi..
Mehmet Görmez:onlar televizyon izlemiyor ama..eşim televizyonda izliyor,görüyor..
Didem Arslan Yılmaz:nasıl izlemez televizyon yapmayın yani mit..
Mehmet Görmez:o zaman bana söylemiyorlardı da..
Ferhat Ünlü:biliyorlardır bence de söylemiyorlardır..
Didem Arslan Yılmaz:size niye söylemiyorlar..
Mehmet Görmez:bana yani bir başka harekat olduğunu vesayre..onu bastıracaklarını..yani istihbarat elemanı sahip olduğu..
Didem Arslan Yılmaz:türkiye cumhuriyeti nin..
Mehmet Görmez:zaten sahip olduğu bilgiyi böyle hemen uluorta telefuz..
Ferhat Ünlü:çok enteresan ama..şunu söylememe izin verin..çok haklısınız bu soruda..şöyle bi şey var..şimdi alenileşmiş bir şeyle ilgili ketumiyet olmaz hocam..ben o yüzden sordum..didem hanımın sorusu haklı alenileşmiş bir darbe girişimi..artık orda istihbari ketumiyet mantelitesi,geleneği işlemez yani..o açıdan söyledim..
Didem Arslan Yılmaz:peki..
Mehmet Görmez:eyvallah..eyvallah..ama bana ifade edilen maiyetini bilmediğimiz bir saldırı..
Didem Arslan Yılmaz:anladım..anladım..
Mehmet Görmez:o idi..ee bir..hocam..bir yelek getirdiler zırhlı bir yelek giyin dediler..dedim o..ona gerek yok..ee ve araca bindik..ordaki kurallara göre eee onların aracına bindi..kurumun aracına bindiğimizde koruma olarak onlardan birisi öne biniyomuş..bizim koruma oraya binmiyomuş..bizim koruma arkadaş arkadaki araçla yoluna devam etti..eee ama ben farkında değilim..ee araca bindiğimde başka birisinin öne bindiğini görmemiştim..araç çok hızlı bi şekilde şeyden..
Ferhat Ünlü:yerleşkeden çıktı..
Mehmet Ünlü:ee merkezden çıktı sağa döndü..
Ferhat Ünlü:demetevlere doğru mu gittiniz.?
Mehmet Görmez:demetevlere doğru..lalegül e veya..o mahallenin ismini..fakat anayoldan ben sola döneceğini beklerken..sağa girip demetevlerde sokak aralarına girdi..sokak aralarına girince ben endişe ettim..hatta heralde..bizi bi yere götürüyolar dedim yani..şöyle omuzuna dokundum,arkadaşım siz kimsiniz dedim..ismini söyledi..ne oluyoruz dedim..işte orda hocam malesef tükiye de darbe var..oldu dedi..biz nereye gidiyoruz dedim..
Ferhat Ünlü:oldu mu dedi,oluyo mu dedi,darbe girişimi mi dedi.?
Mehmet Görmez:ee bi darbe girişimi dedi..biz nere gidiyoruz dedim..hocam biz..çok güzel şeyle söyledi..hocam biz sizi çok severiz endişeniz olmasın..lütfen endişe etmeyin..biz sizi gideceğiniz yere inşallah emniyet içinde götürecez..ama ana arterlerden uzak durmamız lazım..bizim araçlarımız özetleniyor olabilir..bir saldırıyla karşılaşabiliriz siz merak etmeyin biz sizi götürücez..biz demetevlerin aralarından epeyce dolaştık..onkoloji hastanesinin ordan ben daha önce orda ee özelif sitesinde oturmuştum,oraları bilirim..oradan anadolu bulvarına indik..anadolu bulvarına iner inmez karanlık bir ses ee telefon çaldı..ben ona karanlık ses diye not aldım..üstenci bir sesle..hocam sayın diyanet işleri başkanı..buyrun…
Ferhat Ünlü:normal hattan değil mi..sizin cep telefonunuz,normal hat.?
Mehmet Görmez:normal hattan,benim telefonumdan..
Ferhat Ünlü:vatsaptan falan değil.?
Mehmet Görmez;:sayın diyanet işleri başkanı..o telefon bizde tescillidir..ben de yetkililere..
Ferhat Ünlü:kayıtlardan çıkar zaten..
Mehmet Görmez:ben de verdim zaten..
Nihal Bengisu Karaca:kim olduğunu öğrendiniz mi sonra..?
Mehmet Görmez:gereğini..gereğini yaptılar..
Nihal Bengisu Karaca:arayanın kim olduğunu öğrenmişsinizdir..?
Mehmet Görmez:artık biliyoruz..
Ferhat Ünlü:cezaevinde mi.?
Didem Arslan Yılmaz:paylaşır mısınız lütfen.?
Mehmet Görmez:efendim..?
Ferhat Ünlü:cezaevinde mi şu anda biliyor musunuz..?
Didem Arslan Yılmaz:kim,ismini verir misiniz..?
Mehmet Görmez:bilmiyorum yani..ismini falan bilmiyorum ama içerdekilerden bi tanesi olduğunu biliyorum sadece..
Ferhat Ünlü:darbeci ve içeri atıldı diyorsunuz..
Didem Arslan Yılmaz:tsk mensubu mu..o zaman.?
Mehmet Görmez:bilmiyorum..yani peşine düşmedim..onu sadece numarayı verdim gereğini yaptıklarına inanıyorum yani..ee bu gece cumhuriyet tarihinde çok önemli bi gece dedi..ee ve sizin diyanet işleri başkanı olarak beni 3-5 dakka dinlemeniz gerekiyo..siz kimsiniz dedim..ben bir vatandaş dedi..ben bir vatandaş diyince,söylediği sözle vatandaş arasında çelişkili olduğunu gördüm..sen vatandaşsan otur duanı yap telefonumu meşgul etme dedim..telefonu kapattım..telefonu kapattım bi daha çaldı..bi daha çalınca öndeki arkadaş ikaz etti..hocam lütfen onu açmayın..telefon üzerinden yerimizi..
Ferhat Ünlü:yer tespiti yapabilir..
Mehmet Görmez:yer tespiti yapmaya çalışıyorlar dedi..
Didem Arslan Yılmaz:sizden bir talepte bulundu mu..?
Mehmet Görmez:efendim..?
Didem Arslan Yılmaz:sizden bir talepte bulundu mu..o telefondaki şahış..?
Mehmet Görmez:hayır..hiç bi şe demedi..yani ben ona fırsat vermedim..ben kapattım telefonu..arkadaş..o ikaz edince..2-3 defa daha aramaya kalkıştı..ben şey yaptım..telefonu lütfen şey yapar mısınz..iptal eder misiniz dedi..dedim ki yani zor bi andayız..arıyanlar bana ulaşmak istiyen olabilir..eşim tekrar aradı telefonla..ee nerdesin..geliyorum dedim..nereye geliyorsun..eve geliyorum..sakın eve gelme dedi..evin etrafı tekin görünmüyo..
Didem Arslan Yılmaz:peki sayın görmez evine gitmedi..daha sonra nereye gitti..sayın erdoğanla,sayın binali yılırımla görüştü mü..izninizle bir ara verelim..aranın ardından 15 temmuz gecesini sayın görmez in tanıklığıyla dinlemeye devam edelim..biraz ara lütfen..evet diyanet işleri eski başkanı profesör doktor mehmet görmezle yayınımımıza devam ediyoruz..mit yerleşkesinden çıktığınızı esrarengiz bir telefon aldığınızı sonra da eve gitmekten vazgeçtiğinizi söylediniz..
Mehmet Görmez:eşim eve gelme bir numaramızda yani büyük kızımızda buluşalım dedi..ve ee biz ailece orda buluştuk..ee ben içeri eve evin içine girdiğimde tekrar o ses aradı..ee ben tekrar kapattım..ee teknolojiyi kullanma noktasında özürlerim var..ee ancak kızım onu dağıttı ve kapattı telefonu..tamamen iptal etti..başka bir telefona geçtik..ama arkadaşlarında şeyi var..biz ee eşimin ifadesi bu gece ee size ihtiyaç var..siz burda kalmayın..yerinizi tespit etmiş olabilirler ee..15 temmuz gecesinde meydanlara gidenler nasıl hep helalleştik ayrıldık diyorlarsa ben de eşimle,kızlarımla helalleştim ve ee oradan ayrıldım..bir başka yeri kendimize ee mekan olarak kabul..ee seçtik..fakat eş zamanlı olarakta..
Nedim Şener:yanınızda mitçiler var mıydı o zaman..?
Mehmet Görmez:efendim..?
Nedim Şener:mit elemanları da yanınızda mıydı..?
Nedim Şener:hayır onlar döndüler..
Nedim Şener:onlar gittiler..
Mehmet Görmez:onlar döndüler..biz ee ilk aklımıza gelen bir,kriz masası oluşturalım bu gece..ahmet hamdi akseki caminin altında bir özel mekanımız vardı..diyaneti açmıyalım çünkü olaki oraya gelebilirler..ama caminin altında bir yerde ee yönetim yönetim hizmetleri genel müdürümüz ismail parakoğlu o gün göreve başlayan strateji başkanımız mustafa sarıbıyık hocamız..ee özel kalem müdürümüz oğuzhan dinler kardeşimiz ee efendim yıldıray ee diye bi arka..kardeşimiz ee efendim ve eee basın müşavirimiz halil erdoğan beyefendi..her birisine dedim ki siz bir araya gelin ee bu gece diyanete düşecek vazife vardır..bu kriz masasını da başkan yardımcımızprofesör mehmet emin özafşar ın başkanlığında kurdum..onla telefonlaştım..eee o..konuşmam şu oldu bizim sadece namaz kıldırmak ve cami idare etmek diye bir görevimiz yok..bizim bu gibi zor zamanlarda zor gecelerde milletin ee hukukunu korumak gibi bir görevimiz var ee ne yapabiliriz..
Ferhat Ünlü:orada sayın başbakana veya sayın cumhurbaşkanına ulaşmaya çalıştınız mı..?
Mehmet Görmez:hayır..
Ferhat Ünlü:buna ihtiyaç duymadınız mı..?
Mehmet Görmez:şu anda çok..biz diyanet olarak önce planlamaya başladık..ee biraz sonra onu arz edecem..eee sonra ben 1974 yılında kıbrıs barış harekatında ee şehit haberleri geldiğinde gecenin birinde rahmetli babamın beni minareye çıkararak sala okuttuğunu daha önce de söylemiştim..bu hatıram canlandı ve ee bütün minarelerden sala okuma fikri doğdu..ee ama daha sonra öğreniyorum ki zaten nerdeyse mahşeri orada her yerde bunu bunu söylemiş..ekranlardan pek çok kardeşimiz diyanet nerde bugün sala okusun diye çağrıda bulunuyor..ben sadece radyo dinliyodum arabada radyo dinleme imkanım vardı..bi taraftan da yine sayın özafşarla din görevlilerine gidecek mesajı kaleme almaya başladık..ee dedik ki 120 bin din görevlimize..görevlimize behemahal bir mesaj göndererek sayın din gönüllüsü kardeşim..bu gece milletin hukukunu korumak bir iman vazifesidir..dolayısıyla minarelere çıkın,camileri açın ve sala okuyun diye..bizim islam geleneğinde,hint geleneğinde,anadolu geleneğinde salatı munciye diye bir dua var..selatı münciye ee necata ulaştıran kurtaran selatu selam demektir..salat rahmettir selam barıştır ee..salat ve selam bunların tankalarına galip gelir inşallah dedik ve o şekilde..
Didem Arslan Yılmaz:sela kararını işte ben verdim diyenler var..farklı iddialarda bulunanlar var..hatta sizin o gece telefonunuz kapalı..dolayısıyla sayın görmez..
Mehmet Görmez:ama benim bütün özel kalemlerim üzerinden bütün görüşmelerim devam ediyor..
Didem Arslan Yılmaz:nasıl..yazıları yazıldı biliyorsunuz..
Mehmet Görmez:ee ben geçen yayında da ifade ettim..ee bunun..bunu aklına gelen ve bunu ifade eden her kardeşime teşekkür ederim..ama biz diyanet olarak tabi ki eee yani onlardan benim şahsen haberim yoktu..yollardaydım ama yine sokak aralarındaydım..fakat ee..
Didem Arslan Yılmaz:telefonunuz kapalı..talimatları nasıl verdiniz..nasıl ulaştınız..?
Mehmet Görmez:yanımda damadım var..koruma arkadaşımız var..koruma arkadaşımızda bütün telefonlar kayıtlı..özel kalemle ilişkilerimiz devam ediyor..telefon akışımız devam ediyor..dolayısıyle ee ancak ee başka arkadaşların bu çağrılarından haberim..haberimiz yok..fakat o çağrılar olsa bile mühim olan ee kurumun bir..bir yazılı genelgeye dönüştürerek vermiş olması ee allah razı olsun hepsinden ee biz o orada metni bitirdik,kaleme aldık ve onu ee bütün personellere gönderdik ee bulunduğum yerde bir an bana yeni gelen telefonlardan tereddüt hasıl oldu..yani bu sala ee..mesela birisi bir arkadaş telefonda ya yarın on bin kişi ölürse ne yaparız dedi..on bin birincide biz olalım dedim..bu gece milletin hukukuna sahip çıkmak bizim vazifemiz..bizim bi şeyler yapmamız lazım..elimizden şu an da sadece bu geliyor..inandım ki o gece bu milletin maneviyatını o milleti millet yapan ruhu harekete geçireceğine ben inandım..fakat tereddüt hasıl oldu..tereddüt hasıl olunca ben ee sayın cumhurbaşkanımızın özel kalem müdürü büyükelçimiz hasan doğan beyefendiye bir mesaj atarak..
Ferhat Ünlü:kaçta attınız mesajı..?
Mehmet Görmez:bu benim yeni numaramdır..ee..
Ferhat Ünlü:seladan önce mi yani 00.13 ten önce mi..?
Mehmet Görmez:sala okunmaya başladı bi taraftan..bi daha söyler misiniz..?
Ferhat Ünlü:çift sıfır onüç diye hatırlıyorum salayı..
Mehmet Görmez:çift sıfır onüç..evet evet..
Didem Arslan Yılmaz:ondan önce mi aradınız sorusu..ondan sonra mı aradınız sorusu..?
Mehmet Görmez:cnntürk e bağlandıktan hemen sonra olacak zannediyorum..ben önce dedim telefonda..dediğim gibi bu zamanları,saniyeleri takip etmek..tek tek kaydettim ama şimdi zamanınızı almak istemiyorum..ee bunun üzerine..
Ferhat Ünlü:hasan doğan.?
Mehmet Görmez:hasan doğan bey ee telefon..dedim ki beni mutlaka cumhurbaşkanımızla görüştürün..hocam dinliyor dedi..sesinizi dinliyor..orda benim söylediğim efendim milletimize geçmiş olsun..sizlere geçmiş olsun ama ben inanıyorum ki rabbim bu gece sizi de milletimizi de mahçup etmiyecektir ve bunlar başarılı olamıyacaklardır..çünkü dünyadaki bütün mazlumların duası sizlerle,ülkemizle..o büyük dualar sayesinde ben bu gece bunların bu ihanetin hedefine ulaşamıyacağını düşünüyorum..ee biz diyanet olarak karar verdik ee bütün camilerimizden sala okutmaya başladık..ee ama sizin de izninize ihtiyacımız oldu..hocam sala okuyun..güzel..sala yetmez bir meydanlara çağırın dedi..bi de meydanlara çağıralım çağıralım dedi..peki efendim dedim..ve telefonu kapattım..bunun üzerine hemen televizyon kanallarına bağlanmaya başladım..önce..
Nihal Bengisu Karaca:o ana kadar ki cumhurbaşkanıyla kurduğunuz ilk temas mı o..
Mehmet Görmez:evet..önce,biri on geçe kanal 7,ülke tv ortak yayınına bağlandım..ee cnntürk e ulaştım fakat cnntürk ee hocam biz sizi arıyacağız dedi..fakat 1.50 de sizin kanalınıza bağlandım..hatta programa girerken arkadaşlara eğer arşivinizde müsaitse ee onu bir tazeliyebilir miyiz,dinliyebilir miyiz dedim..doğrusu mümkün müdür bilmiyorum..yani çünkü ee şey önemli..o ilk cümle didem hanım önemli bir fetvadır aynı zamanda..ben hayatımda fetva vermem..fetva işi daha çok din işi yüksek kurulunun işidir..ama ilk cümle şöyledir..bu gece milletin hukukuna sahip çıkmak bir iman vazifesidir..diye devam eden ve bütün minarelerde salalar okunacak diye mesajlar gitti..ee istanbul müftümüzle telefon görüşmelerimiz oldu..bazı il müftülerimizle görüşmelerimiz oldu..ve böylece türkiye genelinde salalar başladı..eee sabaha kadar da ben bi taraftan da televizyon kanallarına bağlanarak kanal d ye,kanal a ya,diğer kanallara,hepsine bağlanarak bu mesajı ilettim..
Didem Arslan Yılmaz:sonrasında..biraz daha hızlı ilerliyelim..diğer cemaatlere ve fetöyle mücadelede..
Mehmet Görmez:onu dinliyebilecek miyiz..?
Didem Arslan Yılmaz:onu şu anda hazırlamaları biraz zor..
Mehmet Görmez:peki efendim..
Didem Arslan Yılmaz:peki..şurdan devam edelim..sonra siz 7 temmuz da yeni kapı mitinginde..
Ferhat Ünlü:7 ağustos..
Didem Arslan Yılmaz:özür dilerim..7 ağustosta yeni kapı mitinginde ee ordaki duanızda fetöyle ilgili..işte ben dinledim bir kez daha 3 dakikalık bir dua ediyorsunuz orda..ihanet şebekesi ifadesi kullanıyorsunuz..
Mehmet Görmez:evet..
Didem Arslan Yılmaz:ama onun dışında fetö terör gibi o tarz ifadeler olmadığı için de işte biraz eleştirilerin hedefi oldunuz hatırlarsanız..peki neden sadece ihanet şebekesi ifadesini kullandınız ve onun dışındaki ifadeleri kullanmak istemediniz..?
Mehmet Görmez:doğrusu tabi bu isimler paralel devlet yapılanması önce sonra fetö bunlar hep süreç içerisinde kurumların ee alıp bütün genelgeleri alarak yazışmalardan,yerleştirmeye başla..süreç içerisinde yerleştirdikleri şeyler..böyle hemen o gün ee devletin kurumlarının telaffuz etmeye başladığı bir şey değildi ama ben bütün konuşmalarımda 40 senedir bizi allah la aldatan ihanet şebekesi ..
Ferhat Ünlü:fetö 2014 ocağından beri megakadan terör örgütü deniyor ama efendim devlet raporunda var..2014 ocağından beri megakadan beri terör örgütü denir..
Mehmet Görmez:2014..evet yani herhangi bir çekinceden dolayı değil ben o sıfatların çok daha güçlü olduğunu düşünerek,onun çok daha mesaj içerdiğini düşünerek..doğrusu ee ifade ettim..eee..şunu söyliyim..tabi..aslında ee bilhassa ee bu yapı didem hanım bizim hem ee 100 binlerce gencin,100 binlerce gencimizin ee hem hem baştan çıkardılar,hem evden çıkardılar..
Didem Arslan Yılmaz:efendim o zaman demezler mi baştan çıkarırken,yoldan çıkarırken evden çıkarırken devlet neredeydi,diyanet neredeydi..?
Mehmet Görmez:evet..
Didem Arslan Yılmaz:neredeydiniz.?şunu da söyliyim..bu arada 20 temmuz 2016 da ilan edilen ohal uygulaması sona erdi onu da izleyiciler zaten biliyolar..madem artık ordan devam edelim..bu bu örgüt çocukların beynini yıkarken,bu örgüt çocukların kafasına bazı işte kendisine göre dini yorumlayıp işte o enjekte ederken diyanet neredeydi..devlet neredeydi..siyaset neredeydi..?
Mehmet Görmez:ben az öncede ifade ettim..2000 li yıllara kadar ee devlet bunların önünü açarken diyanetin elini hep bağlıyodu..bağlandı..yani ee hatırlayın 2006-2007 yıllarında biz bu yaş sınırını ortadan kaldırmak için bir yönetmelik değişikliği yapıldı..adeta kıyamet koptu..ee cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer o zaman hem devlet bakanını hem diyanet işlerini başkanını makamına çağırdı ve şeyler değişti..oo yönetmelik değişti..yani her ee dini tezahürün irtica olarakta damgalandığı zamanları unutmuyalım..diyanetin 28 şubat sürecinde aynı zamanda irticayı takip etmekle mükellef kılınan bir yapı olduğunu unutmıyalım..60 ihtilalinden sonra bir tuğ generalin gelip diyanet işleri başkan yardımcısı olup yönetmeye başladığını unutmamalıyız..28 şubat sürecinde bir albayın gelip diyanet işleri başkanı kapısının önünde oturup efendim ee diyanete giren her şeyi denetlemeye kalkıştığını unutmamalıyız..
Didem Arslan Yılmaz:bu yanlışlar peki fetöyle mücadeleyi açıklıyo mu sizce..?
Mehmet Görmez:diyanet bu haldeyken bu yapılarla bi taraftan da türkiyenin her tarafında okullar açarak 100 binlerce çocuğa eğitim vermeye başlayan bir müesseseye devletin emriyle,izniyle bütün bunları yapan bir müessese bir..bir yapı varken bu yapıya diyanet ne yapsın..o zaman ki şeylerde ben az öncede ifade ettim..diyanet ee 2010 dan sonra bizim mezaretimiz aslında bitmiştir..2010 a kadar diyanetin mezareti var..
Ferhat Ünlü:sizin dönem..
Mehmet Görmez:benim dönemimden itibaren bizim mazeretimiz bitmiştir..bizim dönemde de bizim yapıp,edebildiğim her şey ee bütün eksikler şahsıma ait yaptığımız her mücadele de ee 120 bin din görevlisine aittir doğrusu..onun için..
Nedim Şener:bir katkı yapmak isterim..
Didem Arslan Yılmaz:nedim şener in bir katkısı var..
Nedim Şener:şimdi şöyle..
Mehmet Görmez:tamam efendim..
Nedim Şener:fetullahçı terör örgütü hiç bir zaman dini bir eğitim kurumu açmadı..yani mesela bugün toplumda bazı tarikat veya cemaat denen kurumların ee kendine has kuran kursları var yani diyanete alternatif olarak..çünkü diyaneti eleştiren bu konuda süleymancılar bu konuda rakip..diyanete rakip kurumlar var böyle..
Didem Arslan Yılmaz:tamam..
Nedim Şener:işte fatih te var,başka semtlerde var falan filan..bununla ilgili doğrudan diyanet işleri başkanlığı müdahaleci de olmalı bence..yani..
Mehmet Görmez:ben size daha güzel bir örnek veriyim..
Nedim Şener:evet..
Mehmet Görmez:nedim bey..şimdi bir kaç gün ön..
Nedim Şener:ben cümlemi..ama unutmayın cümlenizi mutlaka önemli..fetö bunlardan ayrı dini bir eğitim kurumu kurmuyo..onun din diye öğrettiği şey,ya da dini eğitim öğrencilere mahsus evler,ışık evleri dedikleri ve burada bir sivil imam ya da abi nezaretinde fetullah gülenin kasetinin dinlenmesi bazı kitapların okunmasından ibaret ama tamamen bir kripto yapılanma..
Nihal Bengisu Karaca:özel alanda geçiyo..yani diyanetin müdahale edeceği bir alan değil..
Nedim Şener:değil..diyanete bu konudaki ana eleştiri tabi hangi noktada fetö bu kadar büyürken din alanında sözler söylerken kendini bu yönüyle takdim ederken neden diyanet..
Nihal Bengisu Karaca:ayrıştırmadı kendini diyanet.?
Nedim Şener:evet diyanet..hem ondan öte bunu niye eleştirmedi..çünkü bir yandan devlette sizin 17 yaşında tespit ettiğiniz ve daha sonraki süreçlerde de devlet içinde yapılandığını hissettiğiniz,gördüğünüz,bildiğiniz yapıya neden eleştirme..eleştiri gelmedi..ya da bu konuda tavır almadı.?
Mehmet Görmez:bu eleştiride her vatandaşımızın bu eleştirisinde yerden göğe kadar haklı olduğunu ifade ederim..ben ayrılırken de bir daha böyle bir kurum 40 yıllık,40 yıl gecikmenin mahcubiyetini yaşamamalıdır dedim..hep öz eleştiri yaptım..ama ben size bir örnek vereyim..değerli dostlar..şimdi 3-4 ay gün önce türkiye de bu ülkede yıllardır kadın bedenini teşhir üzerinden mehdilik iddiasında bulunan ve açık açık dini istismar eden bir yapı vardı..3 gün önceye kadar var mıydı.?
Nedim Şener:tabi vardı..30 yıldan beri var..
Mehmet Görmez:diyanet işleri başkanı 2014 yılında mardin il müftüleri toplantısında yüksek sesle işaret etmiş..buna dikkat çekmiş..
Didem Arslan Yılmaz:yani siz..
Mehmet Görmez:bu bunun yanlışlığına dikkat çekmiş,haber değeri bile olmamış..2015 yılından önce diyanet işleri başkanı 3 defa rütüğü ziyaret etmiş başkanla görüşmüş..demiş ki onlara beni bu çelişkiden kurtarın..ben fetöyü eleştirirken bu yapıya bir şey demem lazım diyorum ama muhatapta olmak istemiyorum..bu artık bir kriminal bir şey bir açık din istismarı..dediler ki hocam valla bu sıra çok kanal kapattık ama hepsini sahte bal sattıkları için kapattık..ama bunların kanalına dokunamadık dediler yani..işte fikir özgürlüğü şu özgürlüğü,bu özgürlüğü..peki bi başka adamda amerikadan peygamberlik iddia ediyor..onu da biliyosunuz..iskender evrenezoğlu..
Ferhat Ünlü:evrenezoğlu..
Nihal Bengisu Karaca:evet..
Mehmet Görmez:şimdi bakın 2 tane burda bunlara cemaat denmez,bunlara tarikat denmez bunlara hiç bi şey denmez..bunlar tam da fetönün yolunda bazı yapılar ama çok açık istismar var yani..dini kullanıyor..mehdilik diyo..2015 yılında..
Nedim Şener:hatta adnan oktar fethullah gülene kahtani diyor..yani mehdinin yardımcısı diyor..
Mehmet Görmez:2015..2015 yılında..2015 yılında adana il müftüler toplantısında artık ben yüksek sesle açın bakın yotubta vardır..yahu sahte bal satanlar kapatılıyor da sahte din satanlar niye kapatılmasın diye haykırdım..ee bunu da haber değeri olmadı..o gece sabaha ben görmedim ama arkadaşların bana naklettiği o gece sabaha kadar orda çünkü mehdilik iddiası ile il müftüleri sonuç bildirgesinde cevabımız var ve çok büyük bir ikaz var..aynı zamanda topluma da diyoruz ki bakın bunlar böyledir..biliniz bunları o gece sabaha kadar hatta ee bir kaç hafta sabaha kadar linç kampanyasına uğradı..diyanet işleri başkanı eee yöneticilere sesleniyoruz..bu adamı derhal görevden alın diye bağırıp çağırıyordu..fakat türkiye de hiç hiç bir müslüman cemaat hiç bir sivil toplum örgütü,hiç bir köşe yazarımız..hiç bir münevverimiz yav diyanet işleri başkanı bir şey diyor buna sahip çıkalım demedi..
Didem Arslan Yılmaz:peki adnan oktar la ilgili size nasıl bilgiler geliyordu..bu uyarılarda bulunurken haklısınız medyada da çok fazla yer almadı nasıl bir tehlike görüyordunuz adnan oktar örgütüyle ilgili..
Mehmet Görmez:bi defa bu mesela o zaman mehdilik meselesi ile ilgili ben eleştiri getirdim..
Didem Arslan Yılmaz:aynı şeyi fetöde de var yani..
Mehmet Görmez:hepsinde var..
Ferhat Ünlü:yeni gelmişken böyle bir şey islamiyette yok demi mehdilik..
Mehmet Görmez:bizim..bizim tarihimiz sahte mehdilik tarihidir aynı zamanda..
Didem Arslan Yılmaz:sahte mehdilik meselesi var mı tarihte.?
Mehmet Görmez:sahte mehdilik üzerinden binlerce insan kanı akmıştır..dolayısıyla ben sadece şuna dikkat ettim çektim..ben hadis hocasıyım..dedim ki bu bir inanç esası değil..allaha iman,peygambere iman,ahirete iman gibi bir inanç esası içerisine sokmak doğru değil..
Didem Arslan Yılmaz:aileler size ulaşıyor muydu..adnan oktar la ilgili..
Mehmet Görmez:evet..
Didem Arslan Yılmaz:çocuklarını kaptıranlar mı size geldi.?
Mehmet Görmez:evet onlar da geldiler mesela bu anne beni..hem çok uzun mektup yazdı bu babunaların ee anne hanımefendi..çok acıklı bir mektup yazdı ve kınadı beni..bütün bu fetöyle falan ilgili açıklamalar yaparken bununla ilgili niçin bir şey demiyorsunuz dedi..ve beni ikaz etti..haklıydı..ama ben ikaz etmeye başladım..söyliyeceklerimi söylemeye başladım..
Didem Arslan Yılmaz:ne zaman söylemeye başladınız..?
Mehmet Görmez:2014 yılından itibaren..
Didem Arslan Yılmaz:2014 yılından itibaren..
Mehmet Görmez:yani teşhirciliğe başladıktan sonra yani ondan önce belki yani hadi fikir özgürlüğü falan diye bakılabilir ama teşhircilikten sonra bunu dine bağlamak hayasız..yani hayasızlığı..
Didem Arslan Yılmaz:98 yılında itibaren çocuklarını kaptıranlar var..
Nihal Bengisu Karaca:hayır..ama bilinmiyordu..görünür değildi..
Nedim Şener:ondan önce hatırlar mısınız..çarşaflı çıkarıyordu kızları..
Mehmet Görmez:evet..
Nedim Şener:daha sonra hocamın söylediği gibi dekolteli din sohbeti yapmaya başladı..
Nihal Bengisu Karaca:dekolte..pavyon ortamı sonradan olmaya..
Mehmet Görmez:sonra sonra ee bu şeye devam etti..yani bilakis kendisi diyanete açıkça meydan okumaya,saldırmaya devam etti..başkan yardımcımız ee görevden alınınca özafşar hoca orda kızlara,kadınlara diyor ki bu..bu adam görevden alındığı için hadi bakim hepiniz bu gece şöyle bi oynayın bakim diyor..bayram yapıyor..
Nihal Bengisu Karaca:kutluyorlar yani..
Mehmet Görmez:dolayısıyle ee peki şimdi ben orda mehdilikle ilgili..mehdi yani..
Didem Arslan Yılmaz:ferhat beyin sorusunu unutmayında..
Mehmet Görmez:hem diyanet işleri başkanı olarak hem hadis hocası olarak bu kuranı kerim..
Ferhat Ünlü:aynı şey fetöde de var..
Mehmet Görmez:bu mehdilik kuranı kerimde yoktur.bu mehdilik kurandan sonra hadis kitapları içerisinde en sahih kitap olarak kabul ettiğimiz buharide yoktur..ancak diğer hadis kitaplarımızda vardır..burada burada hadisler üzerinde farklı yorumlar yapılmıştır..bunun varlığını bazı mümin kardeşlerimiz kabul ederler,saygı duyarım..bazıları da kabul etmezler ona da saygı duyarım..bu bir inanç esası değildir..ben mehdilik inancının tashihi üzerinden adnan oktar ve grubunu düzeltmeye kalkışırken başka dini cemaat görünümlü ee veya dini cemaat mensubu insanlar bu diyanet işleri başkanı ehli sünnet olmaktan çıkmıştır..
Didem Arslan Yılmaz:başka cemaatlerin hedefi mi oldunuz.?
Mehmet Görmez:ehli sünnet olmayan birisi diyanet işleri başkanlığı yapamaz diye bir kampanya başlattı..
Nihal Bengisu Karaca:onlarda muhtemeldir ki kendi ajanlarıdır..
Mehmet Görmez:diyanet işleri başkanının yanında yer alarak bu hayasızlıkla mücadele edeceklerine,mücadeleyi diyanete yönelttiler..
Didem Arslan Yılmaz:başka cemaatlerin hedefi oldunuz..?
Mehmet Görmez:evet..
Nihal Bengisu Karaca:devletten bir takım şeyler talep eden cemaatlerin pazarlık kavgasına mı maruz kaldınız..?
Mehmet Görmez:şimdi böyle..böyle bir ortamda..
Didem Arslan Yılmaz:önemli bir soru..
Mehmet Görmez:efendim bi daha..
Didem Arslan Yılmaz:atlamıyalım..
Nihal Bengisu Karaca:yani o konuda insanlar cemaatler adnan oktarın yanında yer alacaklarına sizin yanınızda durmaları gerekirken size karşı tavır almalarının nedeni,o cemaatlerin de fetöden boşalan kadrolara yönelik bazı talepler de bulunmaları ya da belli mıntıkalarda kendi sözlerinin geçmesi efendim şu cami imamlığı müezzinliği gibi çeşitli taleplerde bulunmaları gibi nedenler mi sizin engel olmanız ve o taleplere sizi engel olarak görmeleri miydi..?
Mehmet Görmez:bunu..bunu hepsine teşmil etmek haksızlık olur..evet bu düşünce içerisinde olanlar var..ee diyanet işleri başkanını daima rakip olarak örüp kendi varlığını devam ettirmek için diyanetin daha zayıf bi diyanet olması olmasını istiyenler var..ama bunu teşmil etmek doğru değil..ben daima yanlış içerisinde olan yapılar ile doğrudan dini istismar eden yapıların birbirinden ayrılması gerektiğini düşünüyorum..
Nedim Şener:şöyle bir..şöyle bir ajan var..yani ajanlar var..eee fetöden sonra herhangi bir buna benzer devlet..sorduğu gibi arkadaşımızın ee devletten kadro istiyen veya devlete sirayet etmek istiyen ama olaki onbeş temmuz sonrası doğan iklimde yine bir operasyona muhatap olabileceğini düşünen gruplar adnan oktar grubuna yapılandan sonra kendilerine de benzer bir uygulama yapılacağından endişe ederek bir takım insanları da ortalığa salıp buna yönelik bir propaganda yapıyorlar..ben bunları gözlemliyorum..sadece ee dergilerinde,gastelerinde köşelerinde,dolayısıyla bu da bir faktör olabilir..
Mehmet Görmez:bu konunun yani devlet ee din devlet ilişkileri çerçevesinde özellikle dini cemaatler dini yapılar meselesinin ee çok daha böyle ee aklı selim bir ortamda ilim adamlarıyla ee ele alınması gerektiğini ifade ettim..nitekim 15 temmuz dan hemen sonra düzenlediğimiz olağanüstü din şurasında aldığımız bir kararla türkiye de didem hanım türkiye de doğrudan din hizmeti sadece diyanette olduğu için dini hiç bir kuruluş dini kuruluş olarak devlet tarafından kabul ediliyor değildir..ee tarihte büyük müesseseler vardı..o müesseselerin bıraktığı boşluklar var..bu bu boşlukları değerlendiren yapılar var..bu yapılar ya dernek statüsünde ya da vakıf statüsünde yoluna devam ediyor..dolayısıyle en azından senetlerinde din hizmeti ve din eğitimi vereceğini söyliyen ne kadar vakıf ve dernek varsa dini yapı cemaat tarikat varsa biz diyanet olarak onlarla bir araya gelelim konuşalım..ve diyelim ki madde 1 fetöyle aynı hataya düşmemek için ne yapmamak..ne yapmak lazım..mesela siyaseti ticareti vesayre ee eğer senedinizde varsa yaparsınız ama senedinizde,senette yoksa hakikati sadece kendinizde görmek,kendi düşüncenize sahip olmıyanı yanlış yolda göstermek vesayre gibi hataları düzeltelim diye biz din işleri yüksek kurulu başkanımızın başkanlığında şimdiki istanbul müftümüz ee daha önceki başkanımız raşit küçük hocamız bunlar istanbul da ertuğrul tekkesinde hem de bir tasavvuf mekanında bütün bu heyetlerle tek tek görüştüler..bizim gayemiz şu idi ee kendi aralarında bir..bir üst denetim yani devletin müdahalesi olmadan bir üst ilmi denetim kurmaya acaba yanaşırlar mı.?
Didem Arslan Yılmaz:yanaştılar mı.?
Mehmet Görmez:böyle bir şey olabilir mi diye..ama malesef bu gerçekleşmedi..ben bazı yapıların başındaki insanlarla bizzat görüştüm çünkü ben diyanet işleri başkanı olarak onları asla rakip gibi gören bir konumda olamam..ben diyanetin bunlara rehberlik yapması gerektiğine inananlardanım..ama nası rehberlik yapacam..önce konuşarak..mesela ee bir cemaatin liderini çağırdım..
Nedim Şener:kimler hocam görüştüğünüz kişiler.?
Mehmet Görmez:hepsi yani..
Didem Arslan Yılmaz:çağırdığınız kim peki..?
Nedim Şener:sizin şahsen görüştüğünüz liderler cemaat liderleri veya tarikat liderleri kimler acaba.?
Mehmet Görmez:ee biz aslında daha sonra hepsiyle görüşecektik ama mesela ee yani işte bir spekülasyona yol açmamak için doğrusu şey..izin verirseniz ben..
Nedim Şener:bir kamu görevlisi olarak görüştüğünüz için kamuya ait bir bilgi olduğundan paylaşmanızı rica edeceğim..
Mehmet Görmez:yani tekrar bir ihtilafa sebep olmıyayım..ama ben izin verirseniz ben söylediğimde siz de anlıyacaksınız..yani mesela bir cemaatin başındaki zatı ben davet ettim..dedim ki siz iki peygamber yetkisine sahip misiniz.?haşa dedi..ama bakın sizin bulunduğunuz bi yerde deniyor ki hem hazreti peygamberin hem de ahir zamanda gelecek hazreti isanın yetkisi bizim efendimize verilmiştir diyor ve siz orda dinliyorsunuz..niye bunu kabul et..niye bunu reddetmiyorsunuz..?ee valla hocam dedi ben mühendis bir adamım dedi..çok fazla ama..dedi..hocalar öyle dediler ben de bir şey diyemedim dedi..dolayısıyla bunlar aslında tam da az önce anlattığımız yapının insanları yoldan çıkarmak için kullandığı çok yanlış argümanlar..
Didem Arslan Yılmaz:peki hocam..
Mehmet Görmez:bunlar devam ediyor yani..
Didem Arslan Yılmaz:sayın görmez..bi cemaat ya fetö gibi bir gerçeği yaşamış bir devlet varken hala örneğin sağlık bakanlığında örgütlendiği iddiaları var..neden devlet içerisinde örgütlenmek yerleşmek ister..bi cemaatin tarikatın ee asli unsuru nedir ve bunlarla ilgili nasıl..,
Mehmet Görmez:o benim cevabını vereceğim bir soru değildir ama..
Didem Arslan Yılmaz:biliyorum ama nasıl düzenleme yapılması lazım..ne yapılması lazım.?
Mehmet Görmez:didem hanım..didem hanım şeyden sonra da bir yanlışlık yapıldı..o yanlışlık tabi başka başka..
Didem Arslan Yılmaz:neden liyakat değil.?
Mehmet Görmez:başka yanlışlıkları da beraber getiriyor fetöden sonra fetöyle..fetöyü açıktan din istismarı yapan yapıları ee ve türkiye nin zor zamanlarında gerçekten ee..
Nihal Bengisu Karaca:elini taşın altına koyan..
Mehmet Görmez:insanlara..insanlara halis niyetlerle dinini anlatma..isteyen..anlatan bi takım cemaatleri birbirinden ayırmak gerekiyor..bunları birleştirdiğimiz zaman işin içinden çıkamıyoruz..
Didem Arslan Yılmaz:düzenleme gerekiyor mu yani şeffaflaşmaları için ee işte o..
Mehmet Görmez:benim o zaman kullandığım ifade şu idi..
Didem Arslan Yılmaz:çünkü bi çocuğun bazılarının televizyonları var..işte farklı örgütlenme içerisindeler..yani aslında cemaat olmaktan daha ziyade şirket gibi,şirket gibi çalışıyo bazıları..
Mehmet Görmez:ben doğrudan bunları devletleştirmek doğru olmaz ee müdahale de doğru olmaz..
Nihal Bengisu Karaca:tamamen güvenlik içi refleksle bakma gibi bir alışkanlık hasıl oldu..15 temmuz dan sonra bu biraz da doğal ama ee siz burda bir doz aşımı görüyo musunuz..yani cemaatlere ve sadece tarikatlere sadece 15 temmuzun verdiği hassasiyetle güvenlikçi refleksle bakılmasını doğru görüyo musunuz.?
Mehmet Görmez:ee
Nihal Bengisu karaca:ya da buna indirgemeyi,tek bakışın güvenlikçi..
Mehmet Görmez:güvenlikçi bakış açısıyla çözemeyiz..sosyolojik hiç bir sosyolojik meseleyi güvenlikçi bakış açısıyla çözemeyiz doğrusu..
Didem Arslan Yılmaz:orda bir sorun var diyorsunuz ama öyle mi.?
Mehmet Görmez:üç önemli meseleyi çözerlerse kendi aralarında istişare ederek diyaneti de yanlarına alarak 3 meseleyi çözerlerse ee inanıyorum ki bi daha yanlış bir şey ortaya çıkmaz bi tanesi her birinin toplumla senedi olmalı..ve senedinde ifade ettiği neyse onu yapmalı..onun dışına çıkmamalı..
Didem Arslan Yılmaz:bir toplumsal sözleşme olmalı.?
Mehmet Görmez:yani ben topluma dinini anlatacağım..dini çocuklarına öğreteceğim vesayre..birisi bu..ikinci..
Nihal Bengisu karaca:cemaatlerin yasal statü kazanmasından bahsediyorsunuz..?
Mehmet Görmez:ikincisi devlet sadece şunu sormalı..sen neyi öğreteceksin.?
Didem Arslan Yılmaz:bir sınırı olmalı onların diyorsunuz..
Mehmet Görmez:o öğreteceği şeyi bize söylemeli..usulünü bilmeliyiz..kuranı nasıl yorumladığını..tevsir ettiğini bilmeliyiz..ehli sünnetin o ona yolunu ki ehli sünneti ben her zaman mezhep değil ee ana yol olarak tarif etmişimdir..o anayol bu topraklar da tasavvuf geleneği,irfan geleneğini ve o islamın orta yolunu ehli sünneti birleştiren efendim her türlü aşırılıktan uzak..o ana yolu nasıl üreteceğini biz bilmeliyiz..bunu kimin öğreteceğini biz bilmeliyiz..onların liyakat ve ehliyeti hakkında bizim bilgi sahibi olmamız gerekiyor..eee harcamalar yani aldığı bağışlar,bu bağışların şeffaf olması..diğer bir hususta esas her her cemaatin bir siyasi düşüncesi olabilir..ama şuna oy vermezseniz ee bizim şey efendi ahirette size şefaat etmiyecek..sizin şöyle olacak diye bir ahiret tehditiyle yani siyasi düşüncesini bir ahiret tehdidine dönüştürerek eğer yönlendirirse buralarda istismar vardır..yani istismarla dine,vatana,millete hizmeti birbirinden ayırmak lazım..hepsini teşmil etmemek lazım..
Didem Arslan Yılmaz:Bir gazeteci arkadaşım bilgi paylaşıyo..görmez hoca cemaatlere çek düzen vereceğini açıklamıştı diyor..geçen has dönemlerinde..
Mehmet Görmez:ben öyle bir şey demedim..
Didem Arslan Yılmaz:hocam ne dediniz.?yazı..haberi şu açamadım ama..
Mehmet Görmez:ben öyle bir şey demedim..ben çeki düzen ifadesini asla kullanmam..rehberlik ifadesini kullanırım..onu da şahsım değil,diyanet olarak..din işleri yüksek kuruluyla belki ilahiyat fakülteleri hocalarını yanına alarak,birlikte konuşarak..bu acılardan ders çıkarmalıyız..
Didem Arslan Yılmaz:buna neden ihtiyaç var peki..neden ihtiyaç olduğunu düşünüyorsunuz..rehberlik yapmaya..?
Mehmet Görmez:ama yaşadığımız acıları görüyoruz..
Ferhat Ünlü:bİr şey sorabilir miyim..fethullahçılar..nedim bir saniye..bayağıdır bekliyoruz..
Nedim Şener:ama bu konu..
DidemArslan Yılmaz:bu konuyla ilgili mi.?
Nedim Şener:evet..şimdi hocam tarihsel bi de deneyimi de olmuş..bunu ben ben bazı toplantılar..katıldığım ve okuduklarımdan meclis-i mesai diye..1886 da değil mi.?
Mehmet Görmez:doğru..
Nedim Şener:tarikatlara o zaman osmanlı imparatorluğu bir çeki düzen vermek istiyo ki bunda hem gelir gider yönünden hem içerik yönünden hem de o şeyhi,lideri neyse onların akıl sağlığından,ahlaki tutumlarına kadar..
Mehmet Görmez:nedim bey çok teşekkür ederim..iyi ki hatırlattınız bu çok önemli bir bilgi..
Nedim Şener:tyani böyle bir kurum tecrübe yaşanmış..hatta galiba onun arşivi de istanbul müftülüğünde bildiğim kadarıyla..eğer yanılmıyorsam..şimdi bu deneyim sizler tarafından diyanetten uygulanamaz mı.?çünkü bu bahsettiğiniz yapılar bugün sahip oldukları yapı itibariyle bir kontrole girme niyetinde değiller..çünkü şey olarak..öğreti olarak ya da liderlik olarak olsa bile kadrolar konusunda ee bilgi vermezler..iki sahip oldukları paralar konusunda asla paylaşımda bulunmazlar..çünkü para her şeyi olduğu gibi onu da bozuyo zaten..dolayısıyla meclisi meşai gibi..diyanet işleri başkanlığında bir kurul oluşturulamaz mıydı.?
Mehmet Görmez:ee osmanlıdaki ikinci tecrübeyi bence güncelliyebiliriz..bence güncellemek lazım..bi tanesi meclisi meşai çünkü beşik uleması diye bir kavram çıktı..şeyh öldüğünde 2 yaşındaki bebesi onun halifesi ilan ediliyordu..ondan sonra herkes onu istismar ediyordu..o da aralarında çok ciddi sorunlara yol açtı..ama sonra ee kendi içinden çok ee yine meşeat bünyesinde yani şeyhülislamlık bünyesinde meclisi meşai kuruldu..o mecliste kendi içlerinden de elemanlar oldu..orada diyelim ki birisi vefat ettiği zaman ben oğluma yerime bırakıyorum diyemedi..çünkü oğlunun gidip alimlik sınavına girmesi gerekiyordu..alim olmadan..
Nedim Şener:evet çok önemli..
Mehmet Görmez:alim olmadan..alim olmadan..tasavvuf ilimsiz olmaz dostlar..tasavvuf ilimsiz olmaz..yani e dolayısıyle çok güzel bir sistemdi o..bu..yeniden üzerinde çalışılabilir..biz de çalışmıştık..din işleri yüksek kurulu da çalışmıştı onda..ama bir şey daha..yani türkiye de çok şey değişti..niye tekkeleri tekrar konuşmuyoruz..yani tekke bu toprakların gönül terbiyesi mekanıdır..hem bektaşi tekkesi,hem kadir tekkesi,hem halveti tekkesi efendim ee yani evet yani cumhuriyetin ilk yıllarında yaşadığımız bazı acılar vardı..o acılardan dolayı biz sosyolojik olarak yeri doldurulamıyacak bu müesseselerimizi kapattık..ama bugün yeniden ele alınabilir,değerlendirilebilir..
Didem Arslan Yılmaz:böyle bir dönemde ele alınabilir mi peki..hele türkiye fetö gibi bir gerçeği yaşamışken..
Nihal Bengisu Karaca:aslında tam da böyle bir dönemde ele alınır…çünkü senedi önemli hani..
Mehmet Görmez:tekke dediğimiz şeyin ne olduğunu eğer hep beraber okur öğrenirsek..
Ferhat Ünlü:uzun bir konu..
Mehmet Görmez:bence problem olmadan ortadan kalkar..çünkü tekke ee yani bizim dindarlığımız hani bizim değerli bir dostumuz,hocamız necdet subaşı hocanın bir makelesi var..biz dinimizi çok yorduk..didem hanım..biz dindarlar,müslümanlar biz dinimizi çok yorduk..
Didem Arslan Yılmaz:peki..
Mehmet Görmez:ve..ve dindarlığımız..dindarlığımız rahmete,şefkate,ahlaka ee dönüşmekte zorlanıyo..ahlak üretmekte sahip olduğumuz dindarlık anlayışı sadece bizde değil bütün islam dünyasında ee çünki biz o gönül terbiyesini ihmal ettik..dini şekle ingirdedik..şekil önemli ama şeklin ruhu..özünü yok eden şekilcilik ee islamın kabul edeceği bir şey değildir..onun için ee yani ee biz bu topraklarda daima büyük fıkıh alimlerinin yetiştirdiği..büyük tasavvuf alimleri de yetiştirdik..camide namazımızı kıldık..namazdan sonra gittik tekkede ee efendim lokmalarımızı paylaştık..ee ve orada gönlümüzü terbiye ettik vesayre ..ilimle hele ilimle buluşan tasavvuf eğer ee güzel bir şekilde buluşursa çok şeyin değişeceğine inanıyorum..
Ferhat Ünlü:sayın görmez soru sormak istiyorum..şimdi siz bizim sorularımız üzerine mustafa özcan türkiye imamı,firari olan şahıstan başlıyarak fethullahçı terör örgütünün şerif ali tekalan da dahil yöneticileriyle görüştünüz bir şekilde konuştuğunuzu açıkladınız..ilk kez bu ekranlarda..sonra bu görüşmelerin,konuşmaların sizin önünüze bi şekilde yani telefon..telefon dinleme veya teknik ee istihbari takip imkanlarıyla işte size söylendiğini onlar,örgüt tarafından öğrenildiğini de söylediniz..17-25 aralık sürecinden sonra telefonu dinlenen pek çok bürokratın aralarında pek çok önemli isim de var..bu konuda şikayetlerde bulunduğuna şahit olduk..telefonu dinlenen insanların çoğunun şikayetlerini biliyoruz..hatta bizim de o süreçte telefonlar dinlendiği için ee toplu halde şikayetler söz konusu oldu..o dönemde şikayette bulunmayı düşündünüz mü.?
Mehmet Görmez:bulundum..
Ferhat Ünlü:diyanet işleri başkanlığının kurum olarak,taa 2000 li yıllardan evvelini ele alırsak bu konudan üzerine düşeni yapmakla ilgili elinin kolunun bağlı olduğunu söylediniz ama kişisel olarak 2010 dan itibaren dediniz ee imkanlarımız vardı..biz özeleştiri yaptığınız vakit sayın cumhurbaşkanının eleştirileri bağlamında eski diyanet işleri başkanı olarak ben bu konuda daha etkin olabilirdim dediğiniz nokta var mı fetöyle mücadele konusunda.?
Mehmet Görmez:ee sadece bir konuda değil..bütün her konuda yani ee çünkü mükemmelin sonu yoktur..ee ama ee sayın cumhurbaşkanımızın ee mesela şuradan hemen sonra ee diyanet işleri başkanlığı çünkü bize doğrudan söyledi..bilhassa bunların kendi kendi de isimlendirme yaptı..günah galerisi diyebileceğimiz yapıp ettiklerini hepsini öyle bir ortaya koyun dedi..doğrusu o konuda bizim gecikmelerimiz oldu ama sebebi şu..birinci sebep biz önce malzeme bulmakta zorlandık..daha sonra ee sizin zaman zaman programlarınızda ee misafir ettiğiniz ahmet keleş hoca dan 500 civarında biz kaset bulduk..70 li yıllardan itibaren yaptığı bütün konuşmaları tek tek dinledik..kitaplarını inceledik..ve sonra sızıntı dergisini inceledik..sızıntı dergisinin resimlerini..her resimin karesini hangi resmin evanjelizmin hangi sitesinden seksenli,70 li yıllarda alındığını dahi tek tek tespit ettik..ee orda tabi din işleri yüksek kurulumuzun da farklı bir yapısı var..özerk bir yapısı var..orda o eleştiri yerden göğe kadar haklı..gecikmiş bir..ben ancak görevden ayrılmadan 2-3 gün önce ve belki de 1 gün önce bu raporu işte burda yanımda da getirmiştim..söz sırası gelmedi..onu yayınladım..dolayısıyla kurum olarak diyanet mevcut görev tanımlarıyla ee bu yapılarla mücadele edecek bir kurum olarak yapılandırılmış değildir..ee çünkü bilgi kuruluşu değildi..diyanet bilgi üreten bir kurum değil..bir hizmet kurumudur..sadece ee din işleri yüksek kurulu vardır..az buçuk bilgi üreten kısmı..başka yoktur..öyle olunca biz bu konuyu daha çok ilahiyat fakültelerimizden beklemeliyiz..ama ilahiyat..
Ferhat Ünlü:ama onlarda diyaneti işaret ediyorlar..
Mehmet Görmez:yok..bu dediğim gibi bilgi üreten..
Ferhat Ünlü:bi de ilahiyat fakültesinde biliyosunuz özür dilerim çok fetöcü çok..sizin hoşlanmadığınız tabirle çok fetö imamı adil öksüz den başlıyarak görev yapıyordu biliyorsunuz..
Mehmet Görmez:evet..evet..yani ee dolayısiyle diyanet işleri başkanlığının bütün görev tanımlarını yeniden..bu mevcut diyanetimizin 60 ihtilalinin kurduğu diyanettir..yapısal olarak..
Ferhat Ünlü:değişmelidir diyorsunuz..
Mehmet Görmez:ee türkiye hep 23 lerden söz ediyor..23 lere hitap edebilecek bir yapısı yoktur..bütün bu yapıların sadece türkiye deki yapıları ele alıp inceleyip ee hizmet edenlere rehberlik etmesi artık yetmiyo..balkanlara hizmet etmesi gerekiyo..orta asya ya yeryüzündeki azınlıkların tamamına hizmet götürmesi gerekiyo..
Didem Arslan Yılmaz:hocam iki soru..
Ferhat Ünlü:müşteki oldunuz mu 17-25 aralıktan sonra telefonunuz dinlendiği için..Mehmet Görmez:tabi müşteki oldum..ve zaten yayınlanan listelerin içerisinde de diyanet işleri başkanının da ismi vardı..yani ayrıca her türlü saldırıya maruz kaldığımı da ifade etmek isterim..
Didem Arslan Yılmaz:hangi saldırılara.?
Mehmet Görmez:ailemiz,çocuklarımız ee bana 35 yaşında ee kafasına viski çeken bir evlat isnat ettiler mesela..ve hala şu an da biz bi çok dava açarak sildirmeye çalıştığımız halde..ee hala şimdi diyanet işleri başkanı oğlu diye hitap yazdığınızda o resim karşınıza çıkıyo..3 sene sürdürdüler bunu..
Ferhat Ünlü:fetö..
Mehmet Görmez:eee üzülerek belirteyim yani orda çok büyük sıkıntılar yaşadığımızı ifade etmek isterim..
Didem Arslan Yılmaz:efendim şu anda sosyal medyada beşinci sıradayız ve program size olan açıklamalarımızdan dolayı çok yoğun ilgi görüyo..iki izleyici sorusu alacam belki diyanetin yapısını da biraz konuşuruz..ama onun öncesinde fetöyle iltibaklı ve irtibat ve iltisaklı olduğu bilinen daire başkanı gazi erdem in ingilizce yazılan kitabını neden yayınladınız sorusunu soruyo size..2015 yılında bu kitabı yayınlamadan önce bu daire başkanının fetöcü olduğu size iletildi mi diye bir soru soruyo..ne dersiniz bu soruya.?
Mehmet Görmez:ben doğrusu ee 15 temmuzdan sonra öğrendim ee..
Didem Arslan Yılmaz:öncesinde bir bilgi verdi mi..devlet size.?
Mehmet Görmez:özellikle ee..yani fetönün diyanete yönelik diyanet tarihindeki en büyük teşebbüsü 28 şubat sürecinde ee bizzat kendisinin ee..ee rahleyi tedrisinden geçnleri ee diyanete yerleştirmek şeklinde olmuştur..
Didem Arslan Yılmaz:siz onları ne zaman farkettiniz ya da 15 temmuzdan sonra mı farkettiniz.?
Mehmet Görmez:evet 15 temmuzdan sonra farkettim..
Didem Arslan Yılmaz:öncesinde peki bu bağlantılar..
Mehmet Görmez:hiç..hiç bir işaret dahi görmedik..
Didem Arslan Yılmaz:şüphelenmediniz mi hiç.?
Mehmet Görmez:hiç şüphelenmedik*.yani o kadar çok ee ustaca ee gizlemişlerdi ki ama ee bunların diyanette ki sayıları da çok değil..onu tekrar zaten ben..ba..
Nihal Bengisu Karaca:onu söylemiştiniz..
Didem Arslan Yılmaz:arkadaşım benle rakamları paylaştı..diyanetten ee 5906 bin civarında kişi ihraç edilmiş..ilk ihraçlarda kyk yla başlamış ama ciddi bir sayıdan bahsediyo..
Mehmet Görmez:çoğu,kuran kursu öğretmeni..imam seviyesinde yani üst görevlerde çok az sayıda var..
Didem Arslan Yılmaz:peki bir izleyicilerimiz de diyo ki..aslında biraz dadiyanetin yapısından bahsettiniz ya 23 e bu yapıyla devam edemez..diyanet siyaset ve devletten bağımsız olabilseydi fetöyü daha önce eleştirebilirdi..mevcut yapı da zor ancak siyasetin tavrına bağlı olarak tutum takınabilir..asıl mesele diyor din devlet ilişkisi sağlıkla bir yapıda değil onu görmek lazım ne dersiniz..yani siyaseten bağımsız olsaydınız eğer daha farklı bir tutum takınır mıydı diyanet.?
Mehmet Görmez:eee yani 1952 de adnan menderes in profesör ali fuat başgile hazırlattığı bir diyanet yapısı vardır..ee inanın 2020 lerde geçerli olabilecek çok yüksek bir ee çalışmadır..ee dünyadaki din hizmetlerini,din eğitimi kurumlarını da dikkate alarak ee diyanet işleri teşkilatımız ben her zaman söylerim..3 kurum..geçen canlı yayında da söyledim..3 kurumu türkiye nin dini istikrarı ee din emniyeti açısından çok önemli görüyorum..ee diyanet işleri teşkilatıyla,ilahiyat fakülteleri ve imam hatip liseleri..ee sivil dini kuruluşlarda bizim için önemlidir ve değerlidir..ancak bütün bu yaşadığımız bu açılardan sonra her birisinin hem ilmi temellerini hem ee ilişkilerini hem dünyayla ilişkilerini siyasetle,ticaretle ilişkilerini yeniden gözden geçirmelerinin çok faydalı olacağını ee isabet etmekle yetiniyorum..
Nedim Şener:hocam şimdi tekkeler dediniz bence önümüzdeki polemik..yani tartışma konularından birisi bu olacaktır..
Mehmet Görmez:bu program ne zaman bitecek didem hanım..
Didem Arslan Yılmaz:efendim bi 10 dakikamız var..saat birde bitireceğiz..
Nihal Bengisu Karaca:benim daha sorum vardı..
Nedim Şener:ee şimdi malasef tabi bu şu andaki cemaat ve tarikat dediğimiz yapılar özellikle holding benzeri bi yapıya bürünmüş pek şeffaflıktan yana olmıyanlar..zaten gizemini de burdan elde ediyolar…şmdi bunların her biri tekke haline mi dönüşecek bir..iki bu tür yapılar özellikle anadolu da belli bi süre sonra bir ekonomik güç ve psikolojik çekim merkezi haline dönüşüyo ve gitgide ordaki eğitim üzerinde,toplumsal eğitim üzerinde ee etkili olmaya başlıyo..tabi bunların daha sonra siyasetten,bürokrasiden her yerden bir talebi oluyor yani..işte..ve gitgide onu dayatmaya başlıyo..dolayısıyla bu bir ee toplanmayı değil aslında daha çok parçalanmayı getiren kutuplar haline dönüşüyo..şimdi bunun yerine diyanetin bu işi daha messimesaide olduğu gibi organize eden,denetleyen bir yapıda olması gerekmez mi..yani tekkeler açılması her biri anadolu da hatta ilçelerde,hele güneydoğuda ve doğu anadolu da ilçelere kadar,köylere kadar gitmiş ee yapılar var ki..bunların siz bi ilde açıldığı zaman diğerleri de talepte bulunacaklar..bu daha çok parçalanmayı getirmez mi..aynı zamanda fetö gibi değil..fetö gibi kimse olamaz ama onlar bi süre sonra kamu alan..bürokrasi içinde ayrı bir dayanışma haline dönüşüp başka sosyal sorunlara sebep olmazlar mı.?
Mehmet Görmez:ee yani tabi hakkaten..
Nedim Şener:çünkü bunu biliyosunuz..cumhuriyetle beraber kapatılmasında bi gerekçe vardı..
Mehmet Görmez:evet..
Nedim Şener:siz o gerekçeleri,hastalıklı gerekçeleri çok daha iyi biliyorsunuz..
Mehmet Görmez:evet şimdi tabi ee böyle her şeyi devletleştirerek bu çok tarihi bir gelenekleri olan bu müesseseleri sıkı devlet denetimine alarak,devletleştirerek diyanetin içerisinde bir yere oturtarak ee çözmek hakkaten mümkün değil..o da beraberinde başka sorunları getirebilir..benim her zaman ifade ettiğim belki diyanet bu noktada sadece rehberliği çok daha güçlü yapmalı..ama güçlü rehberlik yapabilmesi için de ee diyanete bu konuda yetkiler verilmeli..
Nihal Bengisu Karaca:daha özerk mi olmalı mesela.?
Mehmet Görmez:efendim..?
Nihal Bengisu Karaca:daha özerk mi olmalı..?
Mehmet Görmez:kamu içindeki varlığı devam etmeli..ama ben daima dini,ilmi ve idari bakımdan özerk olmasının vakıflar genel müdürlüğüyle de birleştirilmesinin ülkenin geleceği açısından çok daha faydalı olacağını düşünüyorum..
Nedim Şener:hocam ben bi sorum..ne olur..son sorum..bi daha ağzımı açmıyacağım..ben bir toplantıya gittiğim zaman bir hanımefendi bana demişti ki biz bu yapılara meylediyoruz şundan..çünkü biz dinimizi daha iyi öğrenmek istiyoruz dedi..ben de ona aklımın yettiği kadar dedim ki ya bi kuran,bi de hadise baktığınız zaman ne tarikate ihtiyacın kalır ne bi şeyhe ihtiyacın kalır..
Nihal Bengisu Karaca:öyle bi şey yok..
Nedim Şener:hocam nedir bunun esası..yani türkiye toplumunun çoğunluğu ben bilmiyorum ki,geçen akşam burda konuşurken de tarikat veya cemaat dediğimiz yapılar aslında yüzde 3-5 civarını geçmiyor etkili alanda ama genel olarak cami cemaatine bakın,topluma bakın öyle bi tarikatlerle,cemaatlerle ilişkisi yok..bunun doğrusu nedir hocam..nası öğrenecek insanlar o kendi tırnak içinde dinini..doğru öğrenmek istiyorum diyenler nası öğrenecek..
Nihal Bengisu Karaca:bi kere toplumsal talep üzerinden de yaygınlaşıp güç kazanmıyo mu..hani nedim beyin dediği gibi olsa cami cemaatinin ee tarikat talebi ya da cemaatleşme talebi olmasa zaten bu konuları konuşuyor olur muyduk diye ben de ekliyim..
Nedim Şener:benim burda ki gözlemim şu..cemaat toplumdan insan devşiriyo yani insanlar dini mesela camiye gidip cevap bulamadığı bi..cevabını bulamadığı bir sorunun peşine bir tarikate gitmiyor ki hocam ben bugüne kadar..bakın ben cevabını bulama..gittim de bir cami imamına,diyanetin bir cami imamına gittim de bir soru sordum o bana bu cevabı veremedi o yüzden şu şeyhin elini öptüm o bana gereken cevabı verdi diyen adam duymadım ben hayatımda..zaten tarikatler bir örgüt biçiminde toplumun ee en küçük ee hücresine kadar yayılıyolar ve bunu da bir süre sonra savunur hale döndürüyorlar insanları..benim şikayetim şu..
Didem Arslan Yılmaz:peki aranızda tartışmayın sayın hocamızı dinliyelim..
Nedim Şener:yo yo hayır hocama söylüyorum.hocam ben ortalama bi müslüman..hani bu tarikatı,cemaati bi tarafa bırakı..nedir bu dinin esası.hz muhammet bile veda hıtbesinde bi kuran bi de benim sünnetim demiş..sizden duymak istiyorum hocam..nedir bu işin esası..
Didem Arslan Yılmaz:sayın görmez..
Mehmet Görmez:peygamberin söylediğinin üzerine bir söz söylenmez..
Nedim Şener:ben de onu söylüyorum hocam herkeze..
Mehmet Görmez:şimdi tabi..
Didem Arslan Yılmaz:tamam nedim şener anlaşıldı..
Mehmet Görmez:şimdi ilk asırlardan itibaren ee aynı zamanda her insan bir hocaya sadece kitap okuyarak değil bir,güvendiği bir insandan tıpkı nasıl ilkokulda öğretmeniniz var,lisede hocanız var..bir insanda gidip onu sadece bilgi almak değil aynı zamanda hal almak onun terbiyesiyle terbiyelenmek,onun ahlakını almak,ondan bir gönül terbiyesi almak,şefkat,merhamet almak ilk asırlardan itibaren islam dünyasında bu bir ihtiyaç olarak doğdu..ee irfan geleneği olarak tarif ettiğimiz tasavvuf ee tarih boyunca aslında besledi müslümanları ama burada tarikatler şeklinde müesseseleştikten sonra sorunlar başladı..bunu birbirinden ayırarak yeniden ele almak lazım..ama dediğiniz doğrudur..bir müslüman aslında din çok sadedir..biz dini zorlaştırdık..
Didem Arslan Yılmaz:bir izleyicimizde demişki hocam izninizle..cemaatler arz oluşturuyor,millet cemaat cemaat talep etmiyor..cemaatler bir arz oluşturuyor diye bir..bir dakka..
Nedim Şener:mehmet görmez beyden şu dinin esasının ne olduğunu bir cümle olarak bitirsin ee vatandaş bunu bekliyor çünkü ben biliyorum..
Mehmet Görmez:biz dini zorlaştırdık..din çok sade ve basit aslında..allaha iman,sonsuz bir iman peygambere iman,ahirete iman,efendim allahın bize verdiği ibadetler var..o ibadetlere harfiyen uyacağız..o ibadetlerin gayesi olan bir ahlak var..iyi bir kul olacağız,iyi bir baba olacağız,iyi bir evlat olacağız..
Didem Arslan Yılmaz:hocam net soru,net yanıt..
Mehmet Görmez:bu bu kadar yani..
Didem Arslan Yılmaz:hocam diyanet özerk olursa o zaman işte binlerce personeli var..o personel o zaman bu cemaatlerin yerini mi doldurabilir mi..o ihtiyacı karşılar mı..özerk olursa.?
Mehmet Görmez:kamu içindeki,kamu idaresi içindeki varlığı devam ederek çünkü bizim geleneğimizde din devlet,mülü millet daima beraberdir ee benim söylediğim devletten tamamen ayırarak bi yerde özerklik değil..
Didem Arslan Yılmaz:120 bin personeli var diyanet işleri başkanlığının..o yirmi bin personel.
Mehmet Görmez:daha fazla..
Didem Arslan Yılmaz:o cemaatlerin işte ya da o tarikatlerin yerini doldurur mu..soru bu mu.?aslında doldurması mı gerekiyo sorusu bi anlamda din konusunda rehberlik yapması..
Nihal Bengisu Karaca:dinden,yani devlet nası dolduracak..devlet dinden hiç bir zaman elini çekemez ama toplumun dini ihtiyaçlarını da tam olarak karşılıyamaz..
Didem Arslan Yılmaz:ama özerk olursa karşılamaz mı peki.?
Nihal Bengisu Karaca:temsilcileri olabilir belki..o cemaatler hocamın dediği gibi senet üzerine kurulurlar toplumla,devletle anlaşırlar.koşullarını yayınlarlar ve temsilci gönderebilirler..
Mehmet Görmez:yani bu konu bizim televizyon programında çözeceğimiz konu değil..bu konu ilim adamlarıyla ee grup kurullar oluşturarak üzerinde çok çalışacağımız..ben çalıştım biraz ama henüz neticeye ulaşmamış değil..
Ferhat Ünlü:ben manşetlik bir şey almaya çalışıyorum..çünkü mustafa özcan a söylediğiniz çok önemliydi..başka bir imamla temas sonrasında başka bir fetö imamıyla,başka bir temasınız oldu mu..bi de bu imamlık yine tırnak içinde kullanıyorum çok rahatsız ettiğini söylediniz..bu konuda da topluma söylemek istediğiniz bir şeyler olduğunu düşünüyorum..mesela adil öksüz bir ilahiyatçı..15 temmuz öncesi herhangi bir şekilde size ulaşmaya çalıştı mı,veya başka bir imamın sizinle teması olmaya çalıştı mı.?
Mehmet Görmez:yo hayır..hayır yani ben şu anda ee dışarda olan ve aranan şahıslardan sadece..
Ferhat Ünlü:sadece mustafa özcan..
Mehmet Görmez:bunların şeyleri oldu..onun dışında olmadı ama diyanet personeli ee bu millete bu kötülüğü yapanlara imam denilmesinden rahatsız..ben de bir imam çocuğu olarak bundan rahatsız oluyorum..
Didem Arslan Yılmaz:örgütü iyi tanıyan bir isim diyo ki işte kemalettin özdemir le görüşmüş sayın görmez..mustafa özcan la görüşmüş..fakat örgütle ilgili hiç bilgi alamamış mı,sormamış mı..bu bilgileri sayın görmez hoca diyo..örgütü iyi tanıyan bir isim..ben kendisiyle daha önce bir yayın yaptım..nurettin veren..ismini de verebilirim..
Mehmet Görmez:mustafa özcan örgüt hakkında gelip bana bilgi mi verecek..
Didem Arslan Yılmaz:hayır ama yine de bir şüphe uyandırmamış mı sizde.?
Mehmet Görmez:ben zaten ilk edindiğim şüpheleri..
Didem Arslan Yılmaz:söylediniz aslında..
Mehmet Görmez:tecrübe ederek..yaşıyarak ee öğrendiğimi ifade ediyorum ama bu arada devlet olarak ta kurumların zaman zaman bir araya gelerek bunların ee bu arka planlarını ee görüşmelerinin daha doğru olacağını yani..
Didem Arslan Yılmaz:çalışıyor mu şu anda örgütün yapısı sizce hala.?
Mehmet Görmez:bilmiyorum..bilmiyorum efendim..
Didem Arslan Yılmaz:türkiye de emarelerini alıyo musunuz..yani örgüt hala..çünkü ona inanan binlerce kişi vardı aslında baktıınızda çünkü..
Mehmet Görmez:tabi..keşke o konuyu eksik bıraktık..o konuyu konuşabilseydik ee benim..
Nihal Bengisu Karaca:tam da onunla ilgili bi şey sorabilir miyim yani oraya geldiğini konunun..
Mehmet Görmez:lütfen buyrun..
Nihal Bengisu Karaca:hissettimde sizin 15 temmuz sonrasında müftülerle beraber yaptığınız bir meclis ziyareti var..
Mehmet Görmez:evet..
Nihal Bengisu Karaca:ve o meclis ziyaretinde şöyle bi ifade kullanıyorsunuz..15 temmuz direnişinin asıl yani şanlı 15 temmuz direnişinin,milletin direnişini taçlandıracak olan şey,bu örgütle yürütülecek mücadelenin ee hani adalet ve hukuk üzerine ilerlemesidir..
Mehmet Görmez:ben hatırlıyorum..ben hatırlıyorum..
Nihal Bengisu Karaca:evet biraz aslında bu cümleleri..bu cümleyi hani o travma üzerine nası bi 15 temmuz la beraber doğacak travma ve bu sorunun yönetilmesindeki zorluk üzerine mi sarfettiniz..tam olarak kastınız neydi aslında..
Didem Arslan Yılmaz:en hassas mesela son 3 dakikaya kaldı..özetliyerek..
Mehmet Görmez:bu konu mu.?
Didem Arslan Yılmaz:evet..evet 3 dakika..
Mehmet Görmez:ee ben yenikapı da büyük miting yapıldı şeyden sonra..
Didem Arslan Yılmaz:7 ağustos ta..
Mehmet Görmez:efendim..7..?
Didem Arslan Yılmaz:15 temmuz dan..
Mehmet Görmez:evet 15 temmuz dan sonra..yeni kapı mitinginde benim bir duam var..devamı şöyle..bitiriyorum..allahım 15 temmuz da millet olarak bize lütfettiğin bu şanlı direnişi bir adalet ve merhamet direnişle taçlandırmamızı bize nasib eyle..allahım bize kin öfke ve nefretle değil adalet ve merhametle ee bütün bu sorunların üstesinden gelmeyi bize nasib eyle allahım..kötülerin kötülüklerine rağmen bizleri iyilikten ayırma..
Didem Arslan Yılmaz:gelişmeler peki sizin bu duanıza uygun mu.?
Mehmet Görmez:ben ordan iner inmez bazı arkadaşlar geldiler beni ikaz ettiler..dediler hocam yani bu günde merhametten bahsedilir mi..
Didem Arslan Yılmaz:tam da benim sorduğum soruya asıl şimdi yanıt veriyosunuz..evet..
Mehmet Görmez:evet..evet..şimdi aslında daha sonra yaşadığımız bütün süreçleri dikkate aldığımızda..
Nihal Bengisu Karaca:gelişmeler peki sizin bu duanıza uygun mu..?
Mehmet Görmez:islamın adaleti zaten merhametli bir adalettir..ee değerli dostlar ee ankara da kurumlar var,hakimler ve savcılar bu meseleye hukuk açısından bakacaklar ve biz de onlardan adaleti harfiyen tatbik etmelerini bekliyeceğiz..emniyetçilerden biz bu ülkenin huzurunu,güvenini sağlamalarını bekliyeceğiz..ama din adamları,ilim adamları ise az önce ben bir cümle kullandım dedim ki bizim yüz binlerce gencimizin hem aklını başından aldılar,hem hem baştan çıkardılar,hem yoldan çıkardılar ee hem de evden çıkardılar ve o evden çıkan gençler evlerine dönemediler..onlar nerde..onlar bugün sokaklarda çarşıda,pazarda ruhsuz birer beden olarak aramızda dolaşıyorlar..onların her birisinin rehabilitasyona ihtiyacı var ee bence aslında diyanete düşen en büyük görevlerden bir tanesi bu idi..
Didem Arslan Yılmaz:yapabildi mi.?
Mehmet Görmez:yapamadı..yapamadı.. o da eleştiri olarak şey..ama büyük sorunlardan bunu konuşmaya vakit kalmadı doğrusu..sizin hatırlattığınıza ben hemen akabinde 15 temmuz dan sonra ki kocatepe de okuduğum hutbede de aynı hususa işaret ettim..81 il müftüsünü meclise götürdüğümde de bunu ifade ettim..dedim ki biz 15 temmuz şanlı direnişini bir adalet ve merhamet direnişiyle taçlandırdığımız zaman tarihteki yerimizi alırız..bunu söylerken asla bu ülkeye ihanet eden herhangi bir hainin ee cezasız kalması ona şefkat edilmesi,merhamet edilmesi değil..ancak 28 şubatlarda imam hatipleri kapatarak dindar bir çok insanın çocuklarını zorunlu olarak bu okullara göndermesini sağladıktan sonra onların bu büyük travmalardan geçtikten sonra şu anda aramızda dolaşan bu insanlara nasıl muamele edilmesi gerekir..nasıl tedavi edilecek ilim adamlarının diyanet hocalarının ayrıca bu boyutu üzerinde de oturup düşünmesi gerekiyo..ben son 15-20..yarım saat içerisinde belki biraz bu konu içerisinde dururuz zannediyodum ama bu kadarla iktifa etmiş olayım..
Didem Arslan Yılmaz:son olarak şunu..sürem bitti ama şunu sormadan bu yayını yayını noktalamak istemem..bi de diyanetten ayrılış süreciniz var..şimdi istifa da etmediniz..eee görevden de alınmadınız diyanetten nasıl ve neden ayrıldınız..
Mehmet Görmez;:efendim her görev bi nöbettir..nöbetim sona erdi..ben ilahiyatta zaten hocayım..dolayısıyla ee biten nöbetimi başka yere taşıdım..
Didem Arslan Yılmaz:görevden mi alınmak istediniz.?
Mehmet Görmez:dolayısıyla ee nöbetim sona erdi efendim benim görevim nöbetim..
Nedim Şener:peki kalsaydınız.?
Mehmet Görmez:benim ordaki nasibim ancak bu kadarmış..
Nedim Şener:hocam kalsaydınız sorunları teşhis etmiş birisi olarak ve yaşamış,deneyimlemiş birisi olarak çözüm üretme konusunda daha faydalı olmaz mıydınız.?
Mehmet Görmez:ee ben zaten..
Nedim Şener:buna çünkü başka yorumlarda yapılabilir ama..
Mehmet Görmez:estafurullah..
Nedim Şener:orda kalmanız çözüm açısında daha iyi olmaz mıydı.?
Mehmet Görmez:ee yani..
Nihal Bengisu Karaca:ya da neden böyle takdir edilmedi.?
Didem Arslan Yılmaz:ya da neden böyle takdir edilmedi böyle..kalmanız yönünde bir..
Mehmet Görmez:hayır yani doğrusu bir bu tür üst makamları ee görev verirken irade ne kadar değerliyse ee görev sona erdirirken de aynı derecede değerlidir..bir 7 yıl çok fazla bir yıldır yani..ben size az önce dedim 65 le 67..65 le 67 arasında 7 başkan olmuştur yani..ee benden önceki hocam da 7 sene..
Ferhat Ünlü:en uzun dönemli diyanet başkanlarından biri misiniz.?
Mehmet Görmez:hayır..rıfat börekçi hoca en uzundur..hayatının sonuna kadar yapmıştır..ondan sonra zannediyorum Mehmet Nuri Yılmaz bey sonra tayyar altıkulaç bey..
Ferhat Ünlü:sizinki de uzun bi süre ama..7 yıl..
Mehmet Görmez:evet 7 yıl..
Nedim Şener:hocam sizin kendi iradeniz mi,yoksa siyasetten gelen bir talep miydi görevden ayrılmanız.?
Mehmet Görmez:nöbet bitti..
Nedim Şener:siz de nöbeti bıraktınız.?
Mehmet Görmez:benim ilmi hayata ee dönmem gerekiyordu..ilmi hayata döndüm..
Nedim Şener:peki.?
Didem Arslan Yılmaz:sayın görmez çok teşekkür..uzun soluklu yayıda en azından bi çok soruyu kafaları soru işaretlerini aydınlatmaya çalıştık..ben çok teşekkür ediyorum size..
Mehmet Görmez:efendim inşallah faydalı olmuştur..dediğim gibi benim belki de görev hayatımda da ben böyle uzun hiç bi program yapmadım..ama şahsım üzerinden ee spekülatif üretilen bilgilerle bilhassa 15 temmuz gecesi ee efendim ee ve bu fetöyle mücadelenin zaafa uğramasına gönlüm razı olmadığı için siz davet ettiniz ben de davetinize icabet ettim..
Didem Arslan Yılmaz:yani o gecede..
Mehmet Görmez:çok teşekkür ediyorum..
Didem Arslan Yılmaz:izleyicilere vermiş olduğumuz sözü tutmuş olduk habertürk izleyicilerine..çok teşekkürler..ayağınıza sağlık..ağzınıza sağlık..
Mehmet Görmez:izleyicilerimizi bu saate kadar eğer se rahatsız ettiysek,sülçi lisan ettiysek affola..
Didem Arslan Yılmaz:çok yoğunda ilgi vardı..bi çok konuda çok soru geldi..
Mehmet Görmez:inşallah faydalı olmuştur..ama gönlüm ister ki bu konuları değil asıl nedim beyin son sorusu vardı ya,yani islamın temel felsefesi nedir,ruhu nedir..ee bundan sonra da zaten bu konuları konuştuğum bi program olmıyacaktı,benim hayatımda..bundan sonra eğer ben..siz davet ederseniz sadece ben bir hadis hocasıyım..ee sevgili peygamberimizin dünyaya getirdiği rahmet mesajının evrensel rahmetin bugün nasıl anlaşılması gerektiğini,nasıl bir usul ve yöntemle,nası metodolojiyle anlatılması gerektiğini anlatmaya çalışırım..ee bundan sonra sadece bu konular olacak inşallah ben böyle kişisel zaman..kendimin de içinde olduğu ee hadiseleri olayları ee anlatarak ee belki rahatsız etmişimdir..helallik diliyorum,sağolun..
Didem Arslan Yılmaz:estağfurullah..bir çok noktaya açıklık getirdiniz..diyanet işleri eski başkanı profesör doktor mehmet görmez konuğumdu..nihal bengisu karaca,nedim şener,ferhat ünlü ve benim modarasyonumda bir çok soruyu sormaya çalıştık..sayın görmez de açık yüreklilikle cevapladı..çok teşekkür ediyorum konuklarıma ve sayın hgörmeze..iyi geceler diliyorum efendim..hoşçakalın..
Dinleyen:insanotu